sevgili okuyucular;

insanoğlu malumlarla (bilinenlerle), meçhuller (bilinmeyenler) arasında yaşayan bir varlıktır..

düşünmeye meçhullerden başlayacak olursak; ademoğlu zebur, tevrat, incil ve nihayet mübarek kitabımız kur’ân-ı kerim sayesinde meçhulleri açıklamak ve bu suretle huzura kavuşmaya muvaffak ve muktedir almaktadır.. bu sırada şu gerçeği hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamaya mecburuz.. peygamberler hazerâtı davud, musa, isa ve hz. muhammed’in beyanları ve halka ilettikleri gerçekler, ahirzaman peygamberi hz. muhammed’e indirilen kur’ân-ı kerimde nihai ifadeye ve hülasaya kavuşmuş bulunmaktadır..

insanoğluna ilahi kaynaklardan gelen bu tebligat ile kainata, bütün canlı ve cansız varlıklara ait hakikatler eksiksiz olarak açıklanmış bulunmaktadır..

o halde ilahi dinlerin aydınlığa kavuşturduğu gerçekler, insanoğlunun maddi ve manevi dünyasını imar ve inşa etmekte bulunmuştur..

*

bu arada insanın ve halkın günlük hayatında karşılaştığı zorluklar ve problemler karşısında kullanabileceği bazı pratik formülleri açıklamayı ehemmiyetli görüyoruz.

bu iki kaide sizin müşküllerle mücadelenizde işinize çok yarayacaktır..

hayat mütemadi surette düşünülen ve tatbik edilen kararların uygulanmasından ibaret bir süreçten başka bir şey değildir.. zamana ve zemine göre, değişken şartlara göre kararlarınızda değişikliğe başvurmak ihtiyacını hissedebilirsiniz.. hayatta süratli karar almak ne kadar önemliyse, hadisenin ehemmiyetine göre aynı zamanda şartlar icap ettirince teenni ile hareket etmek, olumsuzluk ihtimallerine karşı tedbirli davranmayı akıldan çıkarmamak lazımdır..

hayatın çeşitli problemlerini çözmeye çalışırken bazen sabırlı olmak bazen de cesaretle hareket etmek gerekebilir.. ‘cesaret bütün silahları mağlup eder’ diye bir prensip vardır.. buna mukabil ‘cesaret çılgınlıktan bir şubedir’ şeklinde başka bir prensip daha vardır.. birbirine zıt bu iki prensipten hangisine uymak gerektiğine, problemin taşıdığı şartlara göre tercihte bulunmak gerekir..

insanoğlu tecrübe kazana kazana olgunlaşır.. başkalarının tecrübelerinden de faydalanmak gerekebilir.. bilgili, başarılı insanlarla dost olmak, onların sohbetlerinden faydalanmak icap eder..

eskiden ‘nefis itimadı’ denilen bir tabir vardı.. şimdi ona ‘özgüven’ diyorlar.. bu özgüven bir kişinin kendine, bilgisine, adaletine ve vicdanına güvenmesi anlamına geliyor..

sözümüzü noktalamadan bir noktayı daha hatırlamak ve hatırlatmak iyi olur.. o da okullarda, yüksekokullarda okuyup mezun olmak şüphesiz bir başarıdır.. fakat okullar kafi değildir.. her insan hayatı boyunca kendini yetiştirmek, bilgisini, karakterini, huylarını takviye etmek zorundadır.. zararlı arkadaşlıklardan, zararlı alışkanlıklardan kendini korumak zorundadır.. her insanın yazılı bir anayasası bulunmalıdır.. orada faydalı prensipler, uzak durulacak kötü alışkanlıklar kayıtlı bulunmalıdır..

gençlik; enerji, güç kaynağıdır..

gençler şu sözü de dikkate almalıdır:

gençlik bileydi, yaşlılık yapabileydi..