Bir istihdam masalı

04:008/02/2025, Cumartesi
G: 8/02/2025, Cumartesi
Özgür Bayram Soylu

Dijitalleşme ve otomasyon yatırımlarının hız kazanmasıyla birlikte geleneksel işe alım süreçleri tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alıyor. Saatlerce süren özgeçmiş taramaları, aday havuzunda boğulma tehlikesi geçiren insan kaynakları uzmanları, uzun ve absürt mülakat süreçleri… Tüm bunlar yapay zekanın devreye girmesiyle büyük bir dönüşüme uğruyor. İşe alım süreçleri hızlanıyor, doğru pozisyon ile doğru aday eşleşmesi modu aktif oluyor, işverenler için zaman kayıpları minimize ediliyor. Bu hızlı

Dijitalleşme ve otomasyon yatırımlarının hız kazanmasıyla birlikte geleneksel işe alım süreçleri tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alıyor. Saatlerce süren özgeçmiş taramaları, aday havuzunda boğulma tehlikesi geçiren insan kaynakları uzmanları, uzun ve absürt mülakat süreçleri… Tüm bunlar yapay zekanın devreye girmesiyle büyük bir dönüşüme uğruyor. İşe alım süreçleri hızlanıyor, doğru pozisyon ile doğru aday eşleşmesi modu aktif oluyor, işverenler için zaman kayıpları minimize ediliyor. Bu hızlı dönüşümün iş gücü piyasasını nasıl etkileyeceği, iş dünyasında değişen dinamiklerin stratejik rapor cenneti olan ülkemizdeki istihdam stratejilerinde ne kadar karşılık bulduğu soruları yüksek sesle sorulur hale geliyor.
Bir yanda teknolojinin getirdiği hız ve verimlilik, diğer yanda ücret artışları, yan haklar, çalışma koşulları ve hayat pahalılığı gölgesinde yaşanan gerçeklikler… Bu iki dinamiğin istihdamın geleceğini nasıl bir dengeye getireceği merak uyandırıyor.

YAPAY ZEKA DESTEKLİ İŞE ALIM: DEVRİM Mİ, İLLÜZYON MU?
ONO yapay zeka tabanlı işe alım platformunun işe alım trendleri raporu 2024 yılında
yapay zeka destekli işe alım süreçleri
nin artık standart hale gelmiş durumda olduğunu gösteriyor. İşverenler için
23 saat süren aday tarama süreci 1 saniyeye düşerken
, işe alım süreleri de
42 günden 12 güne inmiş
durumda.
65.000 akıllı mülakatın
gerçekleştirilmesi ve adayların
%80 oranında
doğru eşleşmesi, teknolojinin insan kaynakları yönetiminde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Ancak teknoloji, işe alım sürecini hızlandırırken insan faktörünü ne kadar devre dışı bırakıyor? sorusu önemini halen koruyor. Elbette dijitalleşme arttıkça i
şe alım süreçlerinde “insan” faktörü azalıyor. İnsan dokunuşu belki kaybolma riski ile de karşı karşıya ancak çalışanların iş yerine bağlılığı ve şirket kültürüne uyum meselesi sürecin bir paradoksu da beraberinde getirmesine neden oluyor.
Her ne kadar yapay zeka işe alım süreçlerini iyileştiriyor gibi görünse de, insan kaynaklarının
“insan” boyutunun
göz ardı edilmemesi Türkiye şartları için halen daha önemini koruyor.
Peki,
2024 itibarıyla hangi sektörler en fazla işe alım yapıyor?
%34 teknoloji
: Veri bilimi, yapay zeka mühendisliği, yazılım geliştirme gibi alanlar hızla büyüyor.
%22 satış:
Dijital ticaretin yükselişi, satış yetkinliklerini daha önemli hale getiriyor.
%12 insan kaynakları:
İnsan faktörünün tamamen ortadan kaldırılamayacağı bir alan olarak önemini koruyor.
Bu tablo teknolojinin hâlâ yükselişte olduğunu, ancak insana dayalı iş kollarının da direnmeye devam ettiğini gösteriyor. Özellikle pek çok raporda kaybolma riskine işaret edilen satış ve insan kaynakları gibi pozisyonlar, sosyal becerilerin ve iletişimin değerini ortaya koyuyor. 2024 verilerine göre çalışanların %46’sı ofis çalışması, %42’si hibrit çalışmayı, %12’si ise uzaktan çalışmayı arzu ediyor. Kadınlar uzaktan çalışmayı tercih ederken, erkekler hibrit modeli benimsiyor. Y Kuşağı ofis çalışmasını seviyor, Z Kuşağı ise hibrit modeli tercih ediyor. Ayrıca
bireylerin motivas-yonlarını artırmak için şirketlerin sunduğu yan haklar giderek çeşitleniyor. 2024’te en popüler yan hak Doğum günü izni! olarak dikkat çekiyor. Şirketler artık yalnızca yüksek maaş değil, çalışan deneyimini iyileştirecek küçük ama anlamlı jestler yaparak çalışan bağlılığını güçlendiriyor.
ONO işe alım trendlerinde yapay zeka 100 çalışana
“İş hayatında en önemli kırmızı çizginiz nedir?”
diye soruyor, verilen yanıtlar:
* Saygısızlık
* Haksızlık
* Mobbing

Bu sonuçlar, çalışanların işverenlerinden yalnızca maaş veya yan haklar beklemediğini, aynı zamanda etik değerlere de önem verdiklerini gösteriyor.


TÜRKİYE’NİN ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ: GERÇEKÇİ Mİ?

Küresel ekonominin ve iş gücü piyasalarının hızla değiştiği bir dönemde, Türkiye’nin yeni istihdam stratejisi gerçekçi mi, uygulanabilir mi yoksa klasik bir bürokratik vaatler bütünü mü? sorusu kendisini sorduruyor. 2025-2028 Ulusal İstihdam Stratejisi dijital dönüşüm, kadın ve genç istihdamı, kırsal ekonominin desteklenmesi ve İŞKUR verilerine dayalı politika tasarımı öne çıkıyor.

Stratejinin güçlü yönleri:

* Dijital ve yeşil ekonomiye geçiş vurgulanıyor.
* Kadın ve genç işsizliği için özel politikalar geliştiriliyor.
* İŞKUR verilerine dayalı veri odaklı karar alma mekanizmaları sunuluyor.
Strateji belgesinde dijitalleşme ve yeşil ekonomiye geçişin en öncelikli başlıklar arasında yer alması popüler trendin yakalandığını gösteriyor. Yenilenebilir enerji sektöründen dijital beceri gelişimine kadar geniş bir yelpazede politikalar öngörülüyor. Ancak bu beceriler nasıl kazandırılacak? Üniversiteler ve meslek liseleri hâlâ geleneksel müfredatlarla eğitim verirken, iş dünyasının dijital dönüşümüne uyum sağlamak nasıl mümkün olacak? Kadın ve genç istihdamında hangi teşvikler uygulanacak? Hangi sektörler kadın ve genç işgücüne daha fazla kapı açacak? Kırsal istihdam nasıl desteklenecek? Tarım dışındaki sektörlerde istihdam yaratılacak mı? Mevsimlik işçilerin sosyal güvenceleri nasıl sağlanacak?
Eğer Ulusal İstihdam Stratejisi uygulanabilir politikalarla desteklenmezse, önceki istihdam stratejilerinden farkı olmayacak ve yalnızca “iyi niyet beyanı” olarak kalacak gibi bir ön izlenim veriyor.
Ötesi ilgili bakanlık için sanki köprüden önceki son çıkışmış algısını da güçlendiriyor.
Türkiye’nin iş gücü piyasası büyük bir dönüşüm içerisinde olduğu gerçeğinden yola çıkarak
bu dönüşümün sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için teknolojik gelişmeler ile sosyal ve ekonomik politikalar arasında sağlam bir köprü kurulması gerekiyor.
O halde kritik soru şu:
Gerçekten değişim mi istiyoruz, yoksa bir strateji belgesinin daha tozlu raflarda unutulmasını mı bekliyoruz.
Bizde “
Ya unuttuğun kadar özgürsündür, ya da unutamadığın kadar esirsindir”
#Ekonomi
#İstihdam
#Özgür Bayram Soylu