|
Hem ciddiyetsiz hem de

Bölgesel güç olduğu tescillenen Türkiye"nin küresel güç olma yolunda mesafe kat edebilmesi için kimi ayak bağlarından kurtulması gerekiyor.

Bu ayak bağlarından biri ve belki de en önemlisi Kürt meselesidir.

Hükümetin Kürt meselesinde attığı adımların cesur adımlar olduğunu söylemek bile abestir.

Kürt kanaat önderlerinin ve siyasetçilerinin hükümetin bu meseleyi çözebileceğine dair beyanatları bu gerçeğin ispatı için yeterlidir zannediyorum.

Lakin meselenin hallini zorlaştıran silahlı bir örgüt vardır ortada.

Örgütün İmralı"daki lideriyle istihbarat birimlerinin yaptığı görüşmeler sonucu bir barış süreci başlatıldı ve halkımızı bu süreçten fevkalade memnun kaldı. Çünkü aylardır terörden kaynaklanan cenaze törenleri görmüyoruz.

Lakin eli silahlı gruplar yol kesmeye adam kaçırmaya devam ediyorlar. Alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar.

21 Mart"ta okunan İmralı mektubu silahlı eylem döneminin kapandığını ve artık mücadelenin siyasi eylemlerle devam edeceğini ilan etti.

Etti etmesine de örgüt örgütlüğünden vazgeçmek istemiyor.

Barış sürecini sabote edip duruyor.

Sözde silahlı unsurların tamamı çekilecekti. Çekilmedikleri anlaşıldı.

Şimdi herkesi aptal yerine koyarak hükümetin gerekli adımları atmadığı gerekçesiyle çekilmeyi durdurduklarını ilan ettiler.

Örgüt bu tavrıyla hem ciddiyetten hem de inandırıcılıktan uzak olduğunu ve muhatap alınmaması gerektiğini ilan etmiş oldu.

İnandırıcılıktan uzak olduğunu ispat etti çünkü çekileceğim dediği halde çekilmedi. Şimdi de zaten tahakkuk ettirmediği çekilmeyi durdurduğunu açıklıyor.

Zaten çekilmiyordun ki neyi durdurdun?

Bu bir.

İkincisi ciddiyetten uzak olduğunu ispat etti. Çünkü yapılması planlanan düzenlemelerin tamamı yasama organıyla ilgili. Yasama organı ise tatilde.

Meclis açılmadan yasal düzenlemeler yapılmadı diye çekilmeyi durdurduklarını ilan etmeleri ciddiyetten ne kadar uzak olduklarını gösterir.

Oysa hükümet gerekli çalışmayı yapmış, yapmaya devam ediyor ve yasal düzenleme için mecburen meclisin açılması beklenecek.

Tabii asıl endişe başka.

Terör örgütü elindeki silahı bırakmak istemiyor. Gücünü halk desteğinden değil silahtan aldığını biliyor.

Son anketler doğuda birçok ilde iktidar partisinin terörün siyasi uzantısının önüne geçtiğini de görüyorlar.

Barış sürecinin terör örgütünün aleyhine işlediğinin farkındalar. Dolayısıyla süreç müreç dinledikleri yok, taban kaybetmenin telaşıyla ciddiyetten uzak, inandırıcılıktan uzak politikalar geliştirmeye devam ediyorlar.

Daha da tehlikelisi kanlı eylem sinyalleri veriyorlar.

Bunun sonucu elbette ki ağır olacaktır.

Devletin güvenlik birimleri eli silahlı teröriste karşı kanunun emrini yerine getirmekten çekinmeyecektir.

BDP heyetinin İmralı ziyaretinde alacakları mesaj çok önemli.

İmralı barış mesajı mı yoksa silahlı eyleme devam mesajı mı verecek göreceğiz.

İmralı sürece müdahaleyi kendisi istemişti. Dileriz barış sürecinden yana koyduğu tavrı sürdürür.

Aksini düşünmek bile istemiyoruz.

11 yıl önce
Hem ciddiyetsiz hem de
Felsefî ve akîdevî krizi aşmak için Nebevî dikkat, rikkat ve şefkatle zihinleri, kalpleri ve ruhları fethetmek şart...
"Dersim" Üzerine,...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Kürt sorunu neden çözülmüyor?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü