Bernabau''da maç başlamadan hemen önce, medya olarak bizler, “3 mü yeriz yoksa 5 mi?” hesaplaması içindeydik. İnsaflılarımız tek farklı yenilgimizi öngörüyordu. İnanılmayacak derecede umutsuzduk. Kötü bir skorla İstanbul''a dönmekten korkuyorduk. Böyle bir durum fazla moral bozucu olur, rövanşa olumsuz yansırdı. Neden korkuyorduk:1-) İspanya''nın gücünden,2-) Önemli eksiklerimizin bulunmasından,3-) Galatasaray ve Fenerbahçe''deki oyuncuların moralsizliğinden.Bu üç faktör belimizi bükebilirdi. Yanılmışız,
Bernabau''da maç başlamadan hemen önce, medya olarak bizler, “3 mü yeriz yoksa 5 mi?” hesaplaması içindeydik. İnsaflılarımız tek farklı yenilgimizi öngörüyordu. İnanılmayacak derecede umutsuzduk. Kötü bir skorla İstanbul''a dönmekten korkuyorduk. Böyle bir durum fazla moral bozucu olur, rövanşa olumsuz yansırdı. Neden korkuyorduk:
1-) İspanya''nın gücünden,
2-) Önemli eksiklerimizin bulunmasından,
3-) Galatasaray ve Fenerbahçe''deki oyuncuların moralsizliğinden.
Bu üç faktör belimizi bükebilirdi. Yanılmışız, hem de fazlasıyla yanılmışız. Boşuna kuşku duymuşuz. Meğerse bizim çocukların ve de Terim''in mangal gibi yüreği varmış. Orada işi bitiriyorduk olmadı. Şimdi kozlar bizim elimizde. Kontrollü atakla gol atabileceğimizi ve dikkatli bir savunma ile rakibimize pozisyon vermeyeceğimizi Bernabau''daki uygulamalı ders sonucunda öğrendik. Tartıda İspanyollar''ın altında kalmadık... Ve de hangi durumlarda tehlike yaşadığımızı tek tek saptadık:
1-) Duran toplar yine başımıza bela oldu. Golü de böyle yedik. Adamların biri kaldırdı diğeri indirdi. Aynen voleybolda olduğu gibi. Biz benzer pozisyonlarda donduk kaldık, sadece izledik. Rakip senden uzunsa yapılabilecek fazla bir şey olmuyor. O zaman mümkün olduğu kadar İspanyollar''a bu şansı vermeyeceğiz. Yani sahanın ölü noktalarında bedava fauller yapmayacağız.
2-) Yarı alanımızdan çıkarken kaptırdığımız toplar da bizi zorladı. Bu tür hataları sıkça yapmaya başladık. Rakip ceza alanının uzağında riske giren ve top kaybeden her takım defansında az adamla ve de hazırlıksız yakalanır. Sonunda da çıra gibi yanar. Bizim en büyük şanssızlığımız Arda, Emre ve Tuncay''ın hep takımı skora taşıyacak bitirici işler yapmak istemeleriydi. Bu nedenle de basit top kayıplarıyla defansımızda problemler yaşadık. Lütfen ava giderken avlanma gafletine düşmeyelim.
3-) “Yahu bu İspanyollar da fazla bir şey değillermiş” diyerek ailecek rakibimizin üstüne yüklenirsek fena tokat yeriz. “Eyvah ne yapacaklar!” dediğimiz Emre Aşık, Hakan Balta ve İbrahim Üzülmez Bernabau''da rakiplerine göz açtırmadılar. Ancak bunda, takım halinde pres yapmamız, geri gelmemiz ve İspanyollar''a boş alan bırakmamamız da önemli unsurlardı. Bunu bugün de oyunun hiçbir dakikasında unutmamalıyız. “Saldım çayıra mevlam kayıra” mantığı ile oynarsak, ot yolarız.
4-) Deniyor ki 65''ten sonra fizik gücümüz yetmedi ve oyundan düştük. Evet oyundan düştük ancak bunun nedeni fizik gücümüzün yetmemesi değildi. Yine koştuk, mücadele ettik fakat top tekniği çok yüksek İspanyol oyuncuların o müthiş pas trafiğine engel olamadık. Topu kazanınca da en kısa yoldan gole gitmek isterken risk yüklendik ve zor bela ayağımıza geçirdiğimiz topu kolay kaybettik. Oyundan düşmüş gibi gözükmemizin nedeni işte buydu.
“Dikkat tehlike!” diyeceğimiz noktalar bunlar. Şimdi bir de avantajlarımıza göz atalım:
1-) Sahamızda ve seyircimiz önünde oynamamız.
2-) Rakibimizin uzaydan gelmediğinin anlaşılması.
3-) Kendi gücümüzün farkına varmamız.
4-) Özgüvenimizin artması.
5-) İspanya''nın puan farkını açarak zirveye yerleşmesi ve rahatlaması.
6-) Puana olan büyük gereksinimimiz.
SONUÇ;
İspanya grubumuzdan birinci olarak çıkar. İkincilik yarışı bizim ile Bosna Hersek ve Belçika arasında geçer. İkinci olmak için puan gerekiyor, puanlar gerekiyor. Bu saatten sonra “İyi oynadık, yenildik” lafına kimse itibar etmez. Şerefli yenilgiler dönemi çok gerilerde kaldı. Artık tüm değerlendirme puan cetvelinde yapılıyor. Karne oradaki diziliş. İkiden aşağısı sınıfta kalmak. Biz sınıfta kalacak takım değiliz. Bosna ve Belçika''yı geçemezsek ayıp etmiş oluruz. Demek ki tek çıkış yolumuz puan puan yine puan.
