"Ben seni sildim. Seni yazdım oğlum ulan bir kenara. Seni evinden aldıracağım. Ne insanlıktan, ne hayvanlıktan anlıyorsun." Bu sözler Volkan Demirel''e ait.

Volkan, foto muhabiri Vedat Danacı''yı dümdüz etmiş! Danacı''nın suçu, Volkan''ın "fotoğraf çekme" uyarısına uymamak. Sen misin söz dinlemeyen, Volkan adamı işte böyle yaz boz tahtası haline getirir! Koçum Volkan kükremiş! Danacı''ya haddini nasıl da bildirmiş! İşte budur, erkek adam aynen bu şekilde davranır! Aslında Danacının suratına iki tokat ta patlatsaydı ne güzel olurdu!

Bu kadar ironi yeter. Ne kendini bilmezlik ne saygısızlıktır bu. Volkan resmen tehdit ve hakaret ediyor. Vay be! Dağ başında mıyız! Eşkiyalar şehre mi indi! Volkan mafya babası mı!

Bu ne cüret! Ben Abdullah Avcı''nın yerinde olsam, Volkan''ın kulağını iyice çekerim. "Çok gerginsin. Haydi git evinde biraz dinlen. Daha sonraki maçlarda yine beraber oluruz" derim. Ben Fenerbahçe yönetiminin yerinde olsam, Volkan''ı uyarır ve sorguya çekerim. Ben Danacı''nın yerinde olsam, savcılığa suç duyurusunda bulunurum.

Eyvah yandım! İster misiniz Volkan, bunları yazdım diye beni de evimden aldırsın! Lütfen adresimi Volkan''a vermeyin!

Fatih Terim geçtiğimiz günlerde ne dedi: "Arena''yı Beşiktaş ile paylaşırız. Hatta maç günlerinde Galatasaray store bir günlüğüne siyah beyaz olabilmeli." Gel de Terim''e saygı duyma, gel de önünde eğilme. Gerçekleşsin veya gerçekleşmesin, unutabilir miyiz Terim''in bu sözlerini?

Terim''in unutulmayacak pek çok icraatı var. İşte geçtiğimiz sezon. Galatasaray''ı sıfırdan aldı ve şampiyon yaptı. Evet "sıfırdan" diyorum. Yeni yepyeni bir kadro kurdu ve zirveye bayrağı dikti. Bu büyük tırmanış bazılarınıza ''kolay iş'' gibi görünmesin. İmparator zoru çok zoru başardı.

Jose Morinho''nun "Gerçekten iyi bir teknik direktörseniz sıfırdan kurduğunuz takımla şampiyon olursunuz." sözüne dikkatinizi çekerim.

Yerli, yabancı tüm transferleri yapan Terim. Semih ve Emre''yi futbolumuza kazandıran Terim. Problemli Engin''i oynatan, Milli Takıma kadar yükselten Terim. Baştan ayağa problem Melo''dan maksimum randıman alan Terim. Melo-Riera kavgasını Galatasaray''a zarar vermeden noktalayan yine Terim. Bazıları bu olay için "Taviz verilmemeli. 2 oyuncu hemen gönderilmeli. Galatasaray duruşu, filan" derken, Terim "Kadro dışı bırakmak takıma cezadır" görüşü ile bu 2 oyuncuyu kaybetmedi. Para cezası ile konuyu kapattı. Doğruyu yaptı.

Daha fazla "Terim, Terim" dememe gerek yok. İmparator, liderliğin tüm özelliklerini bir kez daha sergileyerek alkışların en büyüğünü almayı hak etti.

Beşiktaşlı iş adamı Cemil Kazancı, "Gelecek sezon Türk Telekom Arena''da oynayacaksak, 150 locayı 100''er bin dolar karşılığı alalım. Yönetimdeki arkadaşlar bu işi başlatsınlar. Birer adet loca alarak örnek olsunlar, iş adamları olarak bizler de gerisini getirelim" şeklinde konuştu.

Maçlar Telekom Arena''da oynansa ne olur, oynanmasa ne olur? Katkıda bulunulmak isteniyorsa, her şekilde bu gerçekleştirilir. 150 adet 100 bin dolar, yani 15 milyon dolar. Bu para öyle ahım şahım olmasa da yönetime nefes aldırır, zaman kazandırır ve biraz olsun önlerini görmelerini sağlar.

Hep yazıyor ve söylüyorum; Beşiktaş''ta çok değerli iş adamları var. Bunlar sadece kahramanlık türküleriyle ortada dolaşmamalı.

Bunlar sadece seçim dönemlerinde ortaya çıkmamalı. Her dönemde somut adımlar atılmalı.

Şimdi böyle bir girişimle karşı karşıyayız. Cemil Kazancı ve Kazancı gibi düşünenleri ayakta alkışlıyorum. Beşiktaşlı özellikle zor günlerde takımının yanında olmalı. Haydi öyleyse pamuk eller cebe.

Arda Turan geçenlerde Fenerbahçe için, "Şike olaylarını bilmiyorum. Fenerbahçe haklı mı, haksız mı her hangi bir değerlendirmede bulunamam, Allah bilir. Ama aslan gibi duruş sergilediler" şeklinde bir yorumda bulundu. Arda''ya aynen katılıyorum. Ben de Fenerbahçe haklı mı haksız mı bilemem. Ancak çok dik tavır sergiledikleri kesin. Sarı lacivertli camianın bütünleşmesi gerçekten olağanüstü. Taraftarı, Yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu ve Metris''teki tutuklular birbirlerine dört elle sarıldılar.

Cezaevindeki Aziz Yıldırım''ı rekor oyla tekrar başkan seçmeleri bu dayanışmanın en büyük göstergesi. Sezon boyunca tribünleri hep doldurdular. Aykut Kocaman çok konuştu, kendini aşan söylemlerde bulundu ama dengeyi de elinde tutmasını bildi. Futbolcular en ufak motivasyon kaybına uğramadan her maçta müthiş mücadele ettiler.

Uzun aradan sonra kupayı müzelerine götürdüler. Lig şampiyonluğunu kıl payı kaçırdılar. Zor çok zor bir süreçte yalpalamadan, rotayı hiç değiştirmeden inatla, ısrarla ayakta kalmasını bildiler. Müthiş bir direnç gösterdiler. Sahada, sokakta her yerde seslerini duyurdular. İnançlarını hiçbir zaman yitirmediler.

Şimdi düşünüyorum; Fenerbahçe''nin yerinde bir başka kulüp olsaydı, acaba bu kafa tutmayı, bu bütünleşmeyi ve de sportif alanda bu başarıyı gerçekleştirebilir miydi?

Şenol Güneş Kore''den seslendi: "Buradaki huzur Trabzon''da yok." Güneş yerden göğe kadar haklı. ''Futbol huzuru'' sadece Trabzon''da değil ülkemizin hiçbir noktasında yok. Şampiyonsan alkış, biraz aşağılarda isen, yuh! Hem de gırtlaklar patlarcasına.

Şiddet, hiddet, öfke, anarşi, en ağır eleştiri, suçlama ne ararsan hepsi var.

Yetmiyormuş gibi bir de demeçler savaşı. Bunun da nedeni, başarısızlığa mazeret üretmek ve gündemi değiştirmek. Her şeyi 2 dakikada kılıfına uyduruyoruz. Bu konuda artık uzmanlaştık. Şenol hocamız şöyle bir nefes almak istiyor. "İşin üstesinden gelebilecek enerjiyi, sağlığı taşıdığımı hissetmiyorum. Sevgiye, ilgiye, desteğe ihtiyaç var" diyor.

Belli ki Hocamız, bitmek bilmeyen futbol kaosundan bıkmış, usanmış ve de yorulmuş. Teknik adamlarımızın çoğu bu durumda. Yönetim, taraftar ve medya baskısı onları yıpratıyor. Tüm yük sırtlarına biniyor. Öyle bir an geliyor ki artık bunu taşıyamıyorlar. Tıpkı Güneş''te olduğu gibi.

Gördüğüm kadarıyla Güneş, uzaklaşarak kilometreyi sıfırlamak istiyor. Ara vermek, Trabzonspor ve Güneş için beklide en hayırlı yol.