|
O halde siz “bir hiçsiniz!”

Malum, paralel yapıya yapılan operasyon başladı. Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca gözaltına alındı; Karaca tutuklandı, Dumanlı serbest bırakıldı.

Dumanlı savcıya: “Fethullah Güleni televizyonlardan biliyorum ve herkes gibi görmüş olabilirim.” diyor.

Hatta birde şu meşhur “fuatavni” hesabının paralel yapıyla, cemaat ile bir bağlantısının olmadığını dahi söylediler…

Geçen yıl olaylar başladığında hatırlarsanız: “Dini bir cemaat değiliz, hizmet hareketiyiz.” demişlerdi.

Ve hatta bunlar insanlarıda dinlemediler, darbe girişiminde bulunmadılar, gazetelerinin manşetlerinden hükümete her türlü çirkinliği yapmadılar. Ve hatta Cemaat’in bazı yazarları ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına hakaret de etmediler, belalar da okumadılar. Ve galiba Dumanlı Fethullah Gülen ile hiç konuşmamış (!) bile! Ve bunlar alenen hükümete tehditlerde savurmadılar, savcı odasına adeta basarcasına girmediler. Sanki kendi kanallarındaki diziler Fethullah Gülen’in teyidi ve talimatlarıyla yapılmadı; sanki Peygamber Efendimiz’i bir dizide kamyonete bindirmediler ve daha birçok şey…

Sanki bunların hiç birisi olmadı…

Kendilerinin haricindeki tüm insanlar şizofreni olmuş ve bütün bunların olduğunu zannediyorlar. Hatta Ekrem Dumanlı’nın Fethullah Gülen ile çekilmiş fotoğraflar, yaptığı röportajlar hepsi montaj…

Bu millet bunların hepsini kafasından uyduruyor ve millet bunları rüyasında görmüş, bunların hiç birisi olmamış…

Evet, keşke ama keşke bunların hepsi bir rüya olsaydı ve bunların hiçbirisi olmamış olsaydı. Olmamış olsaydıda bu milletin manevi duygularını kullanarak darbe girişiminde bulunanlar, bu milletin vicdanında büyük bir yara açmasalardı.

Ama maalesef oldu…

Tüm olanlara rağmen hala böyle konuşabiliyorlar ya “pes” diyorum.

Milletin aklıyla dalga geçmek bu olsa gerek…

Yarın bu cemaat “Fethullah Gülen de kim biz tanımayız!” derse hiç şaşırmayız.

Halkı bu kadar aptal yerine koymak ve halkın bunlara inanmasını beklemek ne oluyor acaba?

Bu işin sıradan bir cemaat oyunu olmadığını ve bu oyunun sadece Türkiye’de bir grup tarafından kurulmadığını da halk biliyor. Aylar önce bu olaylar başladığında ne demiştik? ABD ve Batı, yani bunları kullananlar istediklerini almayınca cemaati ve Gülen’i silkeleyip atacaklar. CHP’ye baksanıza; Kılıçdaroğlu bile bu operasyonları değerlendirirken seçimlerde kendileriyle ittifak yapan cemaate resmen arkasını döndü.

Dış oyun kurucular, maşa varken ellerini yakmazlar ama o maşadan istediklerini almayınca da hemen sırtlarını döneler. Şimdi cemaat kendi çöküşlerine gebe günlerini yaşıyor. 30 Mart seçimlerinde akıl hocalarına, oyun kurucularına istediklerini veremediler. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir kez daha denediler, yine olmadı.

Yani kısacası cemaat üzerinden halkın manevi damarlarına girip darbe planları birilerinin elinde patladı…

Peki, şimdi ne olacak?

Fethullah Gülen’in iadesi olacak mı?

Olmayacaksa ne olacak?

İadesi olsa da olmasa da Gülen ve cemaat artık işlevini yitirdiği için onlardan hiçbir şey olmayacak. Akıl hocaları: “Verdiğiniz hizmetler için teşekkür ederiz.” bile demeden arkalarını dönüp cemaati ve Gülen’i kendi kaderiyle baş başa bırakacaklar.

Hep ne diyoruz; Uluslararası ilişkilerde dostluk yoktur, sadece menfaat vardır.

Evet, her şey alt üst oldu… Bunca olayı kurgularken ve uygularken tek bir şeyi hesaba katmadılar; o hesaba katmadıkları halkın aklıydı.

Halkın aklıyla dalga geçenlerin, halkı ciddiye almayanların, bu halk aklını aldı.

Her ne kadar Ahmet Hakan yazısında Dumanlı’ya parti kursa kahraman olur gazını vermeye ve yeni bir algı oluşturmaya çalışıyorsa da hepsi hava civa…

Artık ne cemaatten nede Dumanlı’dan ya da başka bir isimden hiçbir şey olmaz…

Cemaat değiliz hizmet hareketiyiz.

FethullahGüleni televizyonlardan tanırım.

Gülen’i herkes gibi görmüş olabilirim.

Fuatavni ile bağlantımız yok.

Yazarlarınızın ettiği küfürler…

Dinlemeler tapeler…

Televizyonlarınızda yaptığınız yayınlar…

Peygamber Efendimiz’i (sav) de dizinizde kamyonete bindirmeniz ve diğerleri…

Bunların hepsini yapmadıysanız o halde zaten sizden geriye hiçbir şey kalmıyor.

Yani kendi kendinizi bir hiç olarak tanımlamış oluyorsunuz. Zira halk neyi yapıp yapmadığınızı çok iyi biliyor.

Yaptıklarınıza baktığında zaten sizi kafadan sildi. Yine bu halk sizin bugün yapmadık dediklerinize baktığında da size sadece ve sadece tebessümle baktı.

Kısacası son gülen iyi güler, oldu ve son gülen halk oldu.

Ve Şişli Belediyesi’nde olanlar…

Sarıgül’gillerin iktidar savaşı Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün karısının söyledikleriyle boyut değiştirdi.

Detaya girmiyorum ve sadece şunu soruyorum: Seçilmiş bir belediye başkanı, durup dururken neden böyle iftiralar atar ki?

Sadece bu sorunun cevabı bile olanları açıklamaya yetmiyor mu?

30 Mart seçimlerinden önce: “Sarıgül Şişli’yi bırakıp büyükşehre adaylığını koyarsa hayatının hatasını yapar!” demiştim.

Aynen öyle oldu…

Bu Sarıgül de ne garip bir adam! Bir CHP’liye güvenilmeyeceğini nasıl hesaba katmaz…

Fazla söze hacet yok…

Anlayana…

#sevda türküsev
#sevda türküsev yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
O halde siz “bir hiçsiniz!”
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset