Kemal Kılıçdaroğlu Meclis"te kaba kuvvete maruz kaldı. Saldırıyı kınıyorum. CHP liderine yumruk atan Orhan Ö. adlı şahıs klişe bir repliği sakız gibi çiğnedi, kimseden talimat almadığını iddia etti!
Afiyetle yiyelim diye, hikayesini "sofra bezi" gibi serdi...
Bu gibi olaylarda saldırganlara eylemden sonra ne diyeceğine kadar ezberletirler, ardından sahneye çıkartırlar.
Hiç kimseye kendi başına sahne aldırmazlar...
Hele Meclis çatısı altında...
Kimse öyle kendi kafasına göre takılamaz:
"Geçiyordum, uğradım, görünce dayanamadım yumruğu çaktım" diye bireysel eylem falan olmaz!
Böylesi bir olayda saldırgana "kulvar açanlar" kimlerdir, önce ona bir bakmak lazım...
*
Yumrukçu"nun "Kılıçdaroğlu"nun Başbakan ve hükümet aleyhindeki sözlerinden rahatsızdım" diye konuşması da "senaryoya uygun" bir repliktir!
Baronların Sözcü"sü "Saldırgan AKP"li çıktı" diyerek attığı manşetle anında faturayı AK Parti"ye kesti, gözlerimizi itina ile bağladı, pek mutlu oldu!
Hesaba dahildir...
Saldırganın 2012"de AK Parti"ye üye yapılmış olması, kendisine verilen rolde tercih sebebidir!
AK Parti"yi işaret parmağıyla gösteren CHP"li isimlerden "İktidar partisi, yerel seçimde hezimete uğrayan Kılıçdaroğlu"nu neden yumruklatsın ki?" gibi bir soruya cevap vermelerini beklemiyorum...
Deniz Baykal"a yönelik kaset operasyonundan Başbakan"ı sorumlu tutmak ne kadar akıl dışıysa, burada da tıpkıbasım bir durum var.
Baykal olayında Başbakan"a fatura kesenlerin başında Kılıçdaroğlu geliyordu:
Böyle davranması kaset operasyonunun perde arkasını karartmaya yönelik bir atraksiyondu!
Haliyle, "Vaay, yumrukçu AKP"li imiş, gördün mü?" gibi laflar da sahne arkasındakileri gizlemek için pek elverişlidir.
Yumruk senaryosunu yazanlar hedef şaşırtmak için ne lazımsa yaparlar, bilumum Sözcü"lerini de ona göre oynatırlar!
6 Nisan 2008"de Akdeniz Üniversitesi"nde sol görüşlü öğrencilere ateş açan şu "Alnında Zülfikar dövmeli ve Sakallı" provokatörü çoktan unuttuk:
"MHP üyesi" çıkmıştı!
Beş ayrı suç dosyası vardı, 2005"de Tomarza MHP teşkilatına üye olmuştu! Dengesiz tavırları nedeniyle 2006"da ilişiği kesilmişti, ancak genel merkeze bildirilmediği için (o dönemde) Yargıtay listesinde parti üyesi görünmeye devam ediyordu.
"Ülkü Ocakları şöleninde bozkurt işareti yapıp tekbir getirirken; MHP Antalya İl Başkanlığı"nda Türkeş"i anma merasiminde dua ederken" çekilen görüntüleri anında ortaya çıkıvermişti!
Devlet Bahçeli "O provokatör kime çalışıyor, hemen bulunsun" diyordu; olayın yaşandığı esnada Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın"dı.
80 güvenlik görevlisine takılmadan kampüse nasıl olup da girdiği tartışılıyordu, saldırganın...
Provokatör, 4 Temmuz 2008"deki mahkemede "Jitem elemanı olduğunu" söylemiş, ancak hadise unutulup gitmişti!
Mustafa Akaydın gibi 30 Mart yerel seçiminin mağluplarından Mustafa Sarıgül, Kılıçdaroğlu"nun yumruklanması üzerine "Dünyanın hiç bir yerinde fikirler kaba kuvvetle susturulamaz" diye konuştu.
Kendisi de, seçim kampanyası sürerken SSK emeklisi bir vatandaşı yumruklamış, daha sonra "O vatandaş değil bir AK Partili" demişti!
Sermaye"nin Mustafa Sarıgül"ü yumrukladığı vatandaşın fikirlerini kaba kuvvetle susturmasının mümkün olmadığını herhalde artık öğrenmiştir!
Bu saatten sonra "Sarıgül ile Kılıçdaroğlu arasındaki on farkı bulunuz!" gibi bir bulmaca yapsalar, şıklardan en azından birisini bulmamızın garantisi var...
Yani?
"Sarıgül yumruk atarken, Kılıçdaroğlu yumruk yiyor!"
Haliyle akıllara "Kasetle gelen, yumruklanarak mı gider?" sorusu takılıyor!
Benim Adım Kemal"in şimdilik bir yere gittiği yok. Buna mukabil, İstanbul yenilgisinden itibaren Sarıgül "rezerv oyuncu" olarak beklemeye başladı!
Yumruğun mesajı, "CHP"nin oyları yerinde saymaya devam ediyor, gitme vaktin geldi" midir?
Yoksa...
"Önümüzde Çankaya seçimi var. İsteklerimizi harfiyen yerine getirmek zorundasın!" mıdır?
*
Baykal"a kaset operasyonunu yapıp, Kemal Kılıçdaroğlu"nu da paraşütle CHP genel başkanlık koltuğuna indirenler için...
"Derin Yumruk"un senaryosunu yazmak işten bile değildir!
