|
Orta Avrupa musibeti
Bu Slovakya, Orta Avrupa'nın da ortasında. Gri bir gökyüzü, zaten yakın tarihin en koyu gri yerlerinden birinin tepesinden hiç inmiyor. Bu Slovakya, Sırp sındığından az yukarda, "Eflak, Boğdan" beyliklerinin sol üst cenahında lanetli bir yer sanki.

Geçen yüzyılın başlarında Avusturya veliahtının öldürüldüğü ve 1. Dünya Savaşı'nın çıktığı yerlere çok yakınız. Buraları, o günlerden kalma özelliklerini hala koruyor ve sanki Çek ve Slovakya diye bölündükten sonra bile otantikliklerinin birinci anayasa maddesi "Otantikliğinizi koruyun"dan geliyor herhalde.

Bizim gazete, bir önceki sayısında maça dönük bilgiler verirken prim haberini de öne çıkardı. Tabii ki prim herşey değil, ama çok şey. Primin yüksek tutulması, bizim çocukları "profesyonel vatansever" yapmaz.

Haluk Ulusoy'un girişimi ile bu devlet şu zor günlerinde onların vatanlarını sevmesi değil, vatanlarının onları ne kadar sevdiğini göstermek istemiştir.

Yemeyip, yedirmektedir yani...

Ayrıca, büyük önder Atatürk'ün yedi düvele kafa tutup kazandığı Kurtuluş Savaşı'nın son noktası olan Zafer Bayramı'na iki ulusal unsurun denk gelmesi de bir zamanlama harikasıdır.

Marşları çalıp, burada Slovakya karşısına, Ankara'da da Letonya karşısına çıkacağız.

Ve Orta Avrupa musibetinden bir kez daha galip çıkacağız inşallah.

Hem el topunda, hem ayak topunda...

Yani, motivasyon meselesi yüzde ellisiyle halledilmiş demektir. 24 saattir içinde yaşadığımız şu Bratislava denilen her yanı katedral ve eskimiş meclis binası kıvamında görüntülerle dolu mistik şehirde insanlar birbaşka koşuşturma içinde. Yol kenarında bir kafede oturup da yanınızdaki eski tüfek Çek'lerden birine Slovakya maçını sorduğunuz zaman ilk tepkisi şu oluyor: "Bu hafta mı?"

Yani, maçın farkında değiller. Takır-tukur Çek dilinde Türkiye'deki Avrupa Basketbol Şampiyonası'nı daha çok konuşuyorlar. Çok ilgili bazı Çek ve Slovaklar'a sorduğumuzda, Karhan'ın veya Timko'nun hangi ülkede oynadığını bile bilmiyorlar. "Avrupa'da oynuyorlar" diyorlar.

Türkiye Ligi'nde Timko'nun başarılı futbolunu ya da Karhan'ın nerelerden geldiğini hafızalarına hiç not etmemişler.

İşin ilginç yanı, buralarda fanatik de yok. Futbol, onlar için sıradan bir spor ve asla ulusal bir mesele değil. Ama bizim ulusal bayramımızın en ulusal uzantısı yarın gece yapacağımız kader maçında. Ve ilk kez böyle bir maça uluslararası tecrübesi bu kadar çok fazla olan lejyonerlerden oluşan bir kadro ile çıkacağız.

Ve umuyorum ki bu maçı alacağız. Çünkü bir-kaç asır önce de buraya geldiğimizde Osmanlılar için gidecek başka yol yoktu, yol buraya getirmişti onları.

Şimdi de gidecek başka yol yok.

Neredesin Bülent Yavuz?..

Sezon başlamadan önce birçok kanalda ve her açıdan uzun uzun seni dinledik. Her yeri dolaştın ama ilk üç haftada meydana gelen skandallar ve sipariş tetikçilerin nedeniyle duvardan duvara vurulurken ortalarda yoksun. Şu Milli maç haftası herkes gibi seni de kurtardı galiba.

Kah-kah-raman

Ümit Özat skandaldan kahraman çıktı. Size Glasgow Rangers maçının son dakikasını hatırlatıyorum. Rüştü'nün uzaklaştırdığı bir topta bütün defans çıkıyor ve 3 Glasgow Rangers'lı futbolcu ofsayt pozisyonunda kalacakken çıkamayan Ümit Özat, büyük bir hata yapıyor ama hatası topun bulunduğu yere şut olarak atılmasıyla kahramanlığa dönüşüyor. Rickssen o topu şutlamasaydı da defansın arkasına kepçeleseydi Ümit Özat, şimdi Kadıköy'de bir ağaçta sallanıyor olacaktı.
#Ümit Özat
#Glasgow Rangers
#Orta Avrupa musibeti
23 yıl önce
Orta Avrupa musibeti
Siz Bahattin Yıldız"ın ellerini görmüş müydünüz?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü