Rus askerleri Çeçenistan''ı tam bir cehenneme çevirmeyi başardılar. Masum ve mazlum Çeçen halkı, perişan ve kendi kaderlerine terkedilmiş durumda. Gerek Rusya, gerekse ABD açısından oldukça stratejik bir bölgede bulunmaları, Çeçenler''in zaman zaman son derece zor şartlar altında yaşamalarına yol açıyor.
Bu arada, başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya bu yeni Rus mezalimini sadece seyretmekle yetiniyor. Ruslar''ın son olarak bir Kızılhaç konvoyunu vurmaları bile, tüm dünyada barış, demokrasi, insan hakları şampiyonluğu yapan ABD ve Avrupa ülkelerinin kılını bile kıpırdatmalarına yetm.edi.
Artık Balkanlar''dan sonra şimdi de Kafkaslar''a sıçratılan kanlı operasyonlar karşısında İslam dünyası bile büyük ve derin bir sessizliğe garkolmuş durumda. Sanki yer yarılmış da, yerin altını boylamışlar!
Ama hayır! Bundan böyle, çoluk-çocuk, genç-ihtiyar ayırımı bile yapılmadan kitleler halinde öldürülen, katledilen, ülkelerinden sürülen, hayatları tam bir cehenneme çevrilen masum insanların imdadına ve yardımına kimse koşmayacak. Çünkü, terörizmle, fanatizmle ve fundamentalizmle özdeşleştirilmek için yoğun çaba gösterilen İslam tehlikesi fenomenini bertaraf edebilmek için, Balkanlar''dan ve Kuzey Afrika''dan sonra sıra Kafkaslar''a gelmiş durumda. Sırada Orta Asya var. Orta Asya da karıştırılacak ve böylelikle ABD''nin ve diğer sömürgeci güçlerin bölgeye rahatça yerleşebilmeleri, bölgenin kaynaklarını bir vampir gibi kana kana içmeleri kolaylaşmış olacak.
Kafkaslar''da yaşanan trajediye İslam dünyasının da sessiz kalmasının en önemli nedenlerinden biri, bölgede olan bitenlerle ilgili haber kaynaklarının hemen hepsinin bölgeyi karıştırmak isteyen ülkelerin haber "ajan(s)"ları olması. Mesela Türk medyası, gazeteciliğin tüm kurallarını bir tarafa bırakarak Kafkaslar''da yaşanan trajediyi uluslararası güçlere ait uluslararası haber kaynaklarının geçtiği haberleri, aynı dille ve aynı öfke ve nefretle aktarmakta hiçbir sakınca görmüyor. Hâlâ Çeçenler''e "militanlar", "gerillalar", "şeriat yanlısı isyancılar", "teröristler" filan diyor. Bu, gerçekten ürkütücü bir şey. Çünkü bir yanda varolma, ölüm kalım savaşı veren masum ve kimsesiz halklar var; öte yanda bu insanların varolma, ölüm-kalım mücadelelerini "terörizm"le, "militanlık"la özdeşleştiren tüm insanî duyarlıklarını yitiren, bu yüzden de gerçekten primitifleşen, insanî özelliklerini kaybeden; uluslararası güçlerin uzun vadeli oyunlarına "maşalık", "aracılık", "ajan"lık yapan medyatör denen gladyötörler var.
Daha Kafkaslar''daki ateş çemberi söndürülmeden "İslam tehlikesi"ni bertaraf etmeyi amaçlayan aynı senaryo şimdi de Orta Asya Cumhuriyetleri''nde sahneye konulmaya başlanıyor.
Yaşadığımız hızlı kürselleşmenin bir sonucu olarak ABD''nin çıkarlarının keşif kolu gibi hareket etmeye başlayan New York Times''ın Musevi kökenli yazarlarından Stephen Kinzer, haftalardır "Orta Asya''da demokrasileri askıya alacak yepyeni bir İslam tehlikesinin çığ gibi yayılmaya başladığını" konu alan haberler ve yazılar yazıyor.
Anlaşılan "İslam tehlikesi"ni bertaraf etmek için geliştirilen operasyonların Avrasya ekseni de start almak üzere.
Kinzer''e göre, Orta Asya Türki Cumhuriyetleri''ndeki rejimler, "fundamentalistlerin eline geçme tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer acilen bir şey yapılmazsa, bölgedeki zaten zayıf ve demokratik temelleri olmayan rejimler patır patır dökülebilir."
Peki, Kinzer''in "fundamentalist tehlike" dediği şey ne? Bu sorunun cevabını da kendisi veriyor: "Fundamentalistler, her yerde cami yapıyorlar; dinî faaliyetlerde bulunuyorlar; fakir ailelerin çocuklarının eğitim sorunlarıyla yakından ilgileniyorlar... Bu arada, yolsuzluklarla çalkalanan, toplumdaki hayat standardını düşüren rejimlere karşı daha adil bir gelecek vaadiyle kitleleri yanlarına çekiyorlar."
Kinzer''in 26 Ekim tarihinde NYT''de yayımlanan yazısında Kırgız hükümetinde görev yapmış Asker Sarıgulov adlı bir yetkili "fundamentalist İslam tehlikesi" ile ilgili olarak şunları söylüyor: "Sokaklarda başörtülü kadıların sayısında artış gözlenmeye başlandı. Bu şaşırtıcı ve ürkütücü bir şey. Komünizm döneminde böyle bir şey yoktu."Kırgızistan Devlet Başkanı Akayev''in danışmanı Asker Aytmatov da "Dinî fundamentalizm büyük bir güç. Tüm dünyaya meydan okuyan bir güç" diyerek Amerikan ağzıyla fobisini dile getiriyor.
Kinzer, son olarak dün yazdığı yazısında, "fundamentalist canlanma tehlikesi"nin bölge ülkelerine yayılmadan durdurulması gerektiği çağrısında bulunuyor.
Görüldüğü gibi, Kızıl tehlikeden sonra icat edilen "İslam tehlikesi"ni bertaraf edebilmek için Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkaslar''dan sonra Orta Asya da karıştırılacak; bölgedeki toplumların en temel hakları, talepleri bastırılacak; böylelikle bölge halkları yeni sorunlarla boğuşturulurken, başını ABD''nin çektiği uluslararası güçler, hem bölgenin kaynaklarını daha kolayca sömürecekler, hem de İslam''ın yeniden tarih sahnesine çıkmasına büyük bir darbe vurmuş olacaklar.
