Sindirella masalını hepimiz biliriz, birçok kez okumuş ve seyretmişizdir. Rivayete göre, bu meşhur masalın ilk versiyonunun tarihi, Milattan Önce altıncı yüzyıla dayanır. Avrupa’da 500 çeşidi bulunan masalın bildiğimiz son uyarlaması ise Fransız yazar Charles Perrault ve Grimm Kardeşlere ait. Biz, hem Disney hem de Hollywood yapımlarında bu masal senaryosunu dünyanın en çok tutan senaryo kalıbı olarak izledik. Şimdi nereden çıktı bu masal girişi derseniz çok haklısınız elbette! Biz televizyoncuların zihni, bir meslek alışkanlığı olarak hep çağrışımlarla çalışır. Bu sefer de öyle oldu; Greta ile ilgili haberleri okurken bu masal aklıma geliverdi.
Bu durumu bir mutluluk semesi gibi karşılayıp göklere çıkaranları ve gezegenin kurtuluş umudunu 16 yaşındaki bu küçük kıza bağlayanları (Avatar filmi burada da çağrışım yaptı) okuyunca siyaset bilimci Süleyman Seyfi Öğün’ün olayı “Greta Sendromu” diyerek tanımlaması aklıma geldi.
Üzerinde düşünmeli…
…
Efendim, dünyada bunlar oladururken bizde de yeni bir parti kuruldu. Eski danışman, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında kurulan Gelecek Partisi dün itibarıyla resmi bir hal aldı. Yine çağrışımlarla yazmak isterim ki; siyasete kurtarıcı olarak bakmak, onu fetişleştiriyor. Siyasete böyle bakmak yerine onu yeryüzünde, koskoca gezegenin minik bir parçasında, gerçekleşen, gelip geçen bu sayılı ömrümüzdeki işlerden bir iş olarak bakmayı çok daha yapıcı bulurum. Umut ederim ki; bu parti kendisine tam tersi böyle bir misyon yüklemez! Hayırlı olsun…