|
‘Ben başbakan olacağım’ gitti, ‘başbakanlığa talibim’ geldi

“Ben başbakan olacağım” demekle “Başbakanlığa talibim” demek arasında ciddi fark var.

İlki epey zaman önce söylenmişti. 15 Temmuz darbe girişiminden önce. Beş sene ne çabuk geçmiş!

Hatırlarsak, “Yurtta sulh” sosu da vardı sözün bir yerinde. Tebessüm eşliğinde söylenmişti.

“Ne anlama geldiğini bilen bilir, bilmeyenler de vakti gelince öğrenir” tebessümüyle.

Devamında ‘Konsey’ lafı da geçseydi, “Dört ayaklı, miyav der” bilmecesine benzeyecekti.

“Ben başbakan olacağım” sözünde ilk bakışta bariz bir kesinlik görünüyor.

“Benden başkası başbakan olmayacak”, “Ben başka bir şey olmayacağım” gibi anlamları barındırdığı açık.

Kararlılık var, kendinden emin olma hâli yüksek seviyede.

Güven duyulan dağların gölgesi seziliyor.

Kar yağıp dağ yolları kapanınca, o söz ortada kaldı.

*

Seçimler yapıldı, referanduma gidildi. Halka soruldu ve seçmenlerin kararıyla sistem değişti.

Artık başbakanlık diye bir makam yok.

Bugün “Başbakanlığa talibim” demek, olmayan bir makama niyetlenmek anlamına gelir.

Sadrazamlık istemekten pek farklı değil.

Allı evlenmiş, güllü gelin olmuş… Eski talip davasında ısrarcı. Boşan da gel kabulümsün der gibi.

*

Talip olduğunu dile getirmenin içinde kesinlik yok.

Aradan geçen seneler bir miktar tecrübe sağlamış.

“Olacağım” deyip de olamamanın getirdiği burukluk görünüyor.

“Ben talibim ama bakalım olabilecek miyim?” endişesiyle beraber “Kısmetse... Bir mani çıkmazsa olmak istiyorum. Niyetim böyle…” gibi anlamlar var arkasında.

*

Metro, tren, tramvay gibi vagonlu vasıtaların duraklarında bir sarı çizgi bulunur.

Görünen yerlerde “Sarı çizgiyi geçmek tehlikeli ve yasaktır” yazılı uyarılar, yolcular içindir.

Dikkat etmez de sarı çizgiyi geçen olursa, gelen lokomotif çarpar, motifini çıkarır.

Ancak, vagona binmek için sarı çizgiyi geçmek şart.

Uyarı tren gelirken geçerli. Gelip de önünde durduğu zaman mecbur geçilecek. Yoksa kimse binemez.

*

Eski sisteme dönmek de bunun gibi bir şey.

Bugün için başbakanlık diye bir makam yok ama ileride istenirse olabilir.

Önce seçim kazanılacak.

Seçilen kişi, cumhurbaşkanı olarak hükümeti kuracak.

Hükümet göreve başlayıp bakanlar koltuklarına oturduktan sonra işler işleyecek.

Bütün dert sistem değişikliği olmaktan çıkacak.

İçte ve dışta yapılması gereken ne varsa hepsi ile ilgilenilecek.

Aynı zamanda ittifak partileri içinde yapılan protokol gereği, parlamenter sisteme dönüş için gerekli şartlar hazırlanacak.

*

Hükümet nasıl teşkil edecek?

Duyduğumuza göre, cumhurbaşkanlığını istemeyen ve başbakanlığa talip olan parti lideri ile ittifaktaki diğer parti liderleri cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilecek. Çok yardımcılı cumhurbaşkanı…

Peki seçimi kazanmada anahtar (yahut kilit) rolü oynayan HDP’ye ne verilecek?

Hiç… Alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete vaziyeti.

Yahu yine mi?

“Evet, yine. Zaten biz ayrıyız, onlar ayrı. İttifak içinde bile yer almadılar. Seçimde bizimle aynı adaya oy verdilerse ne yapalım?”

*

Hükümet kuruldu, işlere başlandı diyelim. En geç iki sene içinde veya bir dönem (beş yıl) sonunda sistem değişikliğine gidilecek… Anayasa değiştirilecek.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem dediklerine göre, sistem güçlendirilecek. Nasılı henüz belli değil. Herhalde amortisörler yenilenecek. Balatalar, filtreler ve yağ değiştirilecek. Balans ayarı yapılacak.

Yüzde 50+1 sistemi yerine, en çok oyu alan partinin hükümeti kurmakla görevlendirileceği düzen getirilecek.

Başbakanlık isteyenin, yapılacak seçimde en fazla oyu alması, partisinin birinci çıkması gerekecek.

Eh, kolay iş değil. Bir makamı bin kişi ister, bir kişi alır. Talip olmak yetmiyor velhasıl.

Ülkenin ikinci kadın başbakanı olmak yerine, ilk kadın cumhurbaşkanlığına talip olmak daha iyi de kendisi istemeyince ne yapabiliriz?

#15 Temmuz
#HDP
#Anayasa
#Meral Akşener
3 yıl önce
‘Ben başbakan olacağım’ gitti, ‘başbakanlığa talibim’ geldi
dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?