Madem Ramazan’da, yani Kur’an ayındayız, bunu Kur’an ile daha fazla meşgul olmamıza vesile edilebiliriz. Günlük ibadetlerin, zikirlerin, duaların yanı sıra özel olarak bir tefsiri okumaya yönelmemiz de bu vesilenin en hası olacaktır.
Tercihlerini bu yönde yapanlar, yani bir tefsiri okumayı düşünenler için, bir kaç hatırlatmada bulunmak istiyorum.
Bu hangi tefsirlerin, hangi nedenle önce alınmasına dair bir öneri değil, ki bu benim işim de değil. Zira, ben de kendi inancımı daha iyi öğrenmeyi arzulayan normal bir okurum ve bu manadaki önceliklerimi de bu yolla yine –dert benim derdim olduğu için- kendim belirliyorum.
Diğer bir söyleyişle, ilgili hatırlatmadan maksadım tefsirleri karşılaştırmak, birbirlerine göre artılarını eksilerini mukayeseli olarak belirlemek, tefsir reklamcılığı yapmak, futbol takımı tutar gibi tefsirci tutmak değildir. Herkesin okuduğu ya da okuma imkanında eşit olduğu birkaç tefsir üzerinde, malum okur kimliğimle duracağım.
Tefsirin ilk sahibi Peygamber Efendimiz’in kendisidir. Ayet ve hadislerdeki iç bağı, karşılıklı irtibatı bilenler için Efendimiz’in buyurduğu hemen her şey aynı zamanda Kur’an tefsiri olarak da okunabilir. Keza, Reşit Halifelerin, ilmi bizzat Peygamber Efendimiz’den öğrenmiş olan güzide zatların, Kur’an esaslı sözleri ve uygulamaları da yine tefsir cümlesindendir.
Bu derken, Kur’an’ı kendi zamanının anlayışına ve dolayısıyla diline / idrak düzeyine göre tefsir edenleri minnet ve rahmetle yad ettiğimizi, onlara borcumuzun her devirde baki olduğunu altını çizerek belirtelim. Ancak, en azından kendi zamanımızın, Hz. Ali’nin sözünü teyide hizmet edecek şekilde, birçok olumsuz örneğe zarf teşkil ettiğini söylemeden de geçmeyelim.
Bundan hareketle, Peygamber Efendimiz’in zamanıyla, onu izleyen sonraki iki asrın anlayışını içeren, tam yani Kur’an ayetlerinin her biri için toplu olarak yapılmış tefsirleri okumayı, Hak Dini Kur’an Dili’nden hemen sonra ikinci sırada (kişilerin okuma maksadına göre belki birinci sırada) konu edinebiliriz.
Zorunlu olarak diyorum çünkü, bu tefsir Peygamberimiz’in devrine en yakın zamanda yapılmış ilk tam tefsirdir. 150/767 tarihinde vefat ettiği tahmin edilen Mukâtil’in hayatını Kur’an hakkında çalışmaya adadığı da yazdığı eserlerinin konularından anlaşılmaktadır.