
Gazze’deki ateşkesi ihlal edip tehditler savursa da işler bölgede İsrail’in istediği gibi gitmiyor. İsrail gazetesi Haaretz, “Trump, Gazze’de Erdoğan’ın Barış Gücü’nü desteklerse İsrail kendini kenarda bulabilir” tespitine yer verdi. Gazeteye göre ABD’nin F-35 satma kararı ve Suriye’de Türkiye ile eş güdüm içerisinde olması da İsrail’in dışlandığı anlamına geliyor.
Türkiye'nin Ortadoğu'da istikrarlaştırıcı ve güven verici politikaları, terör devleti İsrail'in niyetleri karşısında en büyük barajı oluşturuyor. İsrail gazetesi Haaretz de mevcut durumu, "Trump, Gazze'de Erdoğan'ın Barış Gücü'nü desteklerse İsrail kendini kenarda bulabilir" başlığıyla yayınladığı bir analizle ele aldı. İsrail gazetesi, Ankara ve Washington arasında, Gazze'de ateşkes, F-35 savaş uçağı alımı ve Suriye konusunda eş güdümün sağlanması halinde, işgalci gücün devre dışı kalabileceğine işaret etti.
DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR
Türkiye Büyükelçisi ve ABD Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'tan alıntı yapan Haaretz, Türkiye’nin Gazze’deki uluslararası istikrar gücüne katılımının yalnızca son derece kritik olduğu, aynı zamanda İsrail-Türkiye ilişkilerinde bir dönüm noktası da oluşturabileceği mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasındaki yakın ilişkiye dikkat çeken gazete, "Erdoğan'la Trump’ı yakınlaştıran tek konu Gazze değil. Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri satın almasıyla başlayan krizi çözme yolunda ilerliyor" değerlendirmesiyle iki taraf arasındaki somut iş birliğine dikkat çekti.
F-35 VE KAAN ETKİSİ
Yazıda, Trump'ın şimdiden Türkiye’yi, 2020’de uygulanan yaptırımlar kapsamında çıkarıldığı F-35 geliştirme programına yeniden dahil etmekten söz ettiği belirtilerek, "İsrailli yetkililer Suudi Arabistan’ın bu gelişmiş savaş uçaklarını satın almasının hava üstünlüğünü zayıflatacağından endişe ederken, Türkiye ise bu uçaklardan bazılarını almaya hazırlanıyor ve Mısır’la Türk yapımı Kaan savaş uçaklarının satışı konusunda görüşmeler yürütüyor" denildi.
AYRIŞMAYI GÖZ ÖNÜNE SERDİ
Analizin devamında, "Türkiye’ye F-35 satmak, Trump’ın İsrail’in gözüne sokabileceği tek hamle değil. Eylül ayında Erdoğan’la görüştüğünde Trump, Türkiye’nin Suriye politikasını da övgüyle anmış ve bunun önemli başarılar elde ettiğini söylemişti. Bu yaklaşım, İsrail’in Türkiye’nin Suriye’deki varlığını kendi güvenliğine tehdit olarak gören stratejisiyle taban tabana zıt" yorumuyla, Washington ile Tel-Aviv'in yaklaşımı arasındaki ayrışmayı göz önüne serdi.
SURİYE'DE AYNI FİKİRDELER
Analizde ayrıca Erdoğan ve Trump'ın Suriye’nin tek merkezli bir yönetim altında birleşik bir ülke olarak geleceği konusunda da aynı görüşü paylaştığına değinildi. Bu bağlamda, Trump’ın son dönemde işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki Beyt Cin operasyonu sonrasında Başbakan Binyamin Netanyahu’yu azarlamasının da dikkat çekici olduğu kaydedildi. "Üstelik meseleler bununla da sınırlı değil" diyen Haaretz, ekim ayında Şarm El-Şeyh’te düzenlenen zirvede “Kalıcı Barış ve Refah için Trump Bildirgesi"nin, Trump’la birlikte Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından imzalandığını hatırlattı.
“Tom Türkiye’ye çalışıyor”
- Tel Aviv yönetiminin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ı Türkiye'nin çıkarlarını savunmakla suçladığı öne sürüldü. İsrail'in Walla platformunun İsrailli üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberde, Tel Aviv yönetiminin Barrack'ın açıklamalarından son derece rahatsız olduğu belirtildi. Habere göre üst düzey İsrailli yetkili, "Barrack, Türk Büyükelçisi gibi davranıyor ve Orta Doğu'da olup bitenleri olumsuz yönde etkiliyor." ifadesini kullandı. Barrack'ın İsrail Başbakanı Netanyahu tarafından "İsrail'e düşmanca davranan bir unsur" olarak algılandığını kaydeden İsrailli yetkili, "Suriye'deki Türk çıkarlarından aşırı derecede etkileniyor ve Suriye'nin çıkarlarına hizmet eden bir büyükelçi gibi davranıyor." dedi. Haberde, Barrack'ın geçtiğimiz günlerde Katar'ın başkenti Doha'da kullandığı "İsrail kendisinin bir demokrasi olduğunu iddia edebilir ama bu bölgede gerçekte en iyi işleyen şey hayırsever bir monarşidir." ifadeleri hatırlatıldı. İsrail'in ABD Başkanı Donald Trump'ın çevresindeki İsrail yanlısı kadrolara yatırım yaptığı, bunlar arasında Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Walz'ın geldiği belirtildi.









