New York’ta dolu dolu 4 gün geçiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ikili görüşmelerinin hemen hepsini Pazartesi günü açılışı yapılan Türkevi’inde gerçekleştirdi.
Erdoğan’ın aynı gün yerel saatle 17.00’de İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile randevusu vardı.
- Johnson bu randevu sonrası Türkevi’nden ayrılırken“Görüşmeniz nasıl geçti”şeklindeki soruya,“Always good/Daima iyi”şeklinde bir cevap verdi.
Bunun dışında taraflardan herhangi bir açıklama yapılmadı.
SİHA'LARIMIZA ÖVGÜ
JOHNSON’IN YAPTIĞI ŞAKA YOLLU GÖNDERME
Görüşmede Türkiye ile İngiltere arasında bir süredir görüşmeleri yapılan ortak ‘uçak gemisi’ projesi gündeme geliyor.
Projenin kaç yılda biteceği konuşuluyor.
Bu sırada çok enteresan bir şey oluyor
Johnson, dilinin kemiği olmayan rahat bir siyasetçi.
Johnson’ın şaka yollu hatırlattığı 107 yıllık hikaye şu:
Osmanlı devleti İngiltere’ye iki tane savaş gemisi siparişi verdikten sonra, halktan topladığı yardımlarla bu gemilerin ödemesini peşin olarak yapıyor.
1914 yılında gemilerin yapımı tamamlanıyor.
PARASI ÖDENEN GEMİLER TESLİM EDİLMİYOR
- ‘Sultan Osman-ı Evvel’ ve ‘Reşadiye’ ismi verilen gemiler tam teslim edilmek üzere iken İngiliz yönetimi ani bir karar alıp, parası ödenmiş olan gemileri Osmanlı devletine teslim etmekten vazgeçiyor.
Bir başka iddia ise, tam tersine, İngilizlerin aldığı bu kararın Osmanlı’yı Almanlara yakınlaştırdığı yönünde.
F-35 HİKAYESİNE BENZİYOR
Bu uçakların parasını da ödedik ama programdan çıkarıldığımız halde, henüz ödediğimiz paraları geri alabilmiş değiliz.
Hatırlatayım.
- Zirve sırasında kameralar önünde Türkiye’nin S-400’le ilgili tezlerinin tümüne destek veren Trump,“Türkiye parasını ödediği halde, F-35 programından çıkarıldı, böyle ticaret olur mu, biz Patriot’ları vermediğimiz için gidip Ruslardan bu füzeleri almak zorunda kaldılar”anlamına gelen ifadeler kullanmıştı.
Haydut devletlere özgü yöntemlerle Türkiye’ye bedel ödetmeye çalışıyorsun, sonra da kararından dönmedi diye değdi mi diye sorguya çekmeye kalkıyorsun.
Gazetecilerin merakına diyeceğim bir şey yok tabii ama, genel bir sorun olarak Amerika’nın hiç de adil olmayan bu tutumunu sorgulamak yerine Türkiye’yi olaydan suçlu çıkarmaya çalışmak bana hiç de adil bir yöntem gibi gelmiyor.
Hukukun gücü yerine gücün hukuku dedikleri şey tam da böyle bir şey olsa gerek.