Körfez’deki diplomatik krizle birlikte tekrar dünyanın gündemine gelen İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketinin Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin Yeni Şafak’a konuştu. Mısır’da uygulanan planın Türkiye’de de sahneye konulduğunu ancak bu planın Türkiye’de tutmadığını söyleyen Hüseyin, “FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve arkasında bulunan karanlık güçlerin Türkiye’de darbe girişiminde bulunarak Ortadoğu ve İslam ülkelerini tamamen ele geçirmek istiyor” dedi.
Hüseyin, “Türkiye’nin kalkınmasını ve ilerlemesini hazmedemeyen bazı çevreler bulunuyor. 15 Temmuz’da yapılmak istenen darbe girişiminde Türk halkı dirençli bir şekilde cuntacılara karşı geldi. Yüzlerce kişi şehit edildi. Ancak Türk halkı bir adım bile geri atmadı. Eğer Türk halkı sokağa çıkmasaydı şuanda İslam ve Ortadoğu’daki Müslüman kardeşlerimize sahip çıkacak tek bir ülke bile kalkmamış olurdu. Mısır a yapılan sömürge girişiminin aynısı Türkiye’ye de yapılmak istendi ancak başarılı olunamadı” ifadelerini kullandı.
Hüseyin özetle şunları söyledi: “Biz ülkelerimizi ve değerlerimizi savunduğumuz için terörist ilan edildik. Mısır’da seçimle başa gelen Mursi de dahil 60 bin kişi darbeci yönetimin hapishanelerde tutuluyor. Her yıl yüz binlerce insanın ziyaret ettiği Mısır’a şimdi kimse gelmiyor. Mısır tamamen dış güçlerin kontrolü altında bulunuyor.
Biz ilk gün nerede duruyorsak yerimizde sabit kalmayı sürdüreceğiz. Kaynaklarımızı sömürmek isteyenlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Ümmetin birlik ve bütünlüğü içerisinde İslam bilinciyle çalışacağız. Yabancı güçlerin ve sömürgecilerin ülkelerimizde meşruiyet kazanmasına fırsat vermeyeceğiz. Mısır’daki iddialarımızda ısrarcıyız. Sivil bir devlet kuracağız ve bu sayede Mısır’ın eski yapısını yeniden kazanacağız.
Tüm engellemelere, baskılara ve terörizm tehdidine rağmen Müslüman Kardeşler Teşkilatı gücünü koruyor. Tüm güçlerimizle sömürgecilere karşı direnişimize devam edeceğiz. Kukla yönetimler, batıyla İslamiyet’i küçük düşürmek için işbirliği içinde. Biz kaide olarak batı uygarlığını kötülemiyoruz ancak kötü giden alışkanlıkları suçluyoruz. Avrupa’dan İslam’a savaş açan ve Müslümanlara karşı olumsuz davranış içinde olanları kınıyoruz. Biz batılıların düşmanı değiliz. İslamiyet toptan düşmanlığı tasvip etmez, dinimize samimi ve sadık bir şekilde sarılacak olursak, işte o zaman gerçek uygarlığın yolunu tutmuş oluruz.”
