Geçtiğimiz haziran ayında 1 milyar dolarlık Sukuk ihracıyla katılım bankacılığı pazarı musluğunu daha çok açacağının sinyalini veren Türkiye, dün katılım bankacılığı duayenlerini Borsa İstanbul'da ağırladı. Albayrak Medya, Yeni Şafak, TVNET ve Derin Ekonomi'nin sponsor olduğu Islamic Finance News Turkey Forum'da (IFN Turkey) katılım bankacılığının 2023 kalkınma hedeflerine ulaşılması noktasındaki rolü tartışıldı. Katılım bankacılığındaki faaliyetlerine hız veren Türkiye'nin canlı bir pazar olduğuna dikkat çekilen foruma, uluslararası yatırımcılar yoğun ilgi gösterdi. Etkinlik kapsamında düzenlenen oturumlara Merkez Bankası, Hazine ve Sermaye Piyasası Kurulu temsilcileri de katıldı.
REDmoney Group's Genel Müdürü Lauren McAughtry, katılım bankacılığının büyüyen trende nasıl sermaye sağlayabileceğine işaret eden açıklamalarda bulundu. İki trilyon doları geçen küresel “İslami finans" sektöründe ülkemizdeki katılım bankalarının gelişimi, kira sertifikaları, varlık ve fon yönetimine dair konular etraflıca tartışıldı.
Oturumların ardından Yeni Şafak'a konuşan Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, ana genişleme hedefleri arasında Türkiye'nin İslami finansta merkez konumuna yükselmesinin yer aldığını söyledi. İslami finansın hem ulusal hem uluslararası partnerlerinin konuk olduğu forumda başarılı ürün modellerinin konuşulduğunu aktaran Karadağ, özellikle Malezya ve Endonezya'daki örneklerin dikkat çekici olduğunu vurguladı. Karadağ, “Ana stratejik hedeflerimizden birisi de İslami finans. Kendi bireysel tasarruf eğilimlerimizi, ürün çeşitliliğimizi artırabilirsek, piyasaların derinleşmesine de katkı sağlayabiliriz" dedi.
İslami finansa talebin yüzde 70'in altında olmadığını belirten Karadağ, “Türk insanının İslami finansa ilgisini arttırmak noktasındaki temel eksikliğin sektör çalışanlarında, kurumlarında olduğunu düşünüyorum. Biz İslami finans kurumları olarak ürün geliştirmede gerideyiz. İslami finans algısını tüketicinin taleplerine yönelik geliştirip, farklılaştırmalıyız" diye konuştu. Malezya, Endonezya, Newyork ve Washinton'da çok daha başarılı ürün örnekleri olduğuna değinen Karadağ, bunun nedenini ise inovasyona eğilimin daha fazla olmasına bağladı.
Türkiye'nin şimdi hangi ürünleri nasıl geliştirebileceğine dair çalışmalara başladığını anlatan Himmet Karadağ, uluslararası örnek
modellerin incelendiğini kaydetti. Karadağ, şöyle konuştu: “Siz bir organizasyon kuruyorsunuz, belli bir ölçeği yakalamadığınızda ekonomik anlamda o ürünü sunmanız mümkün değil. Önümüzdeki dönemde çok büyük finansal paketlerin içinde İslami finans ürünlerinin de muhakkak yer alabiliyor olması lazım."
İslami finans ürünlerinin tamamını Sukuk altyapısı içerisinde tek bir tebliğde düzenledikleri bilgisini veren Karadağ, “Bunu Sukuk Sertifikası diye adlandırdık. Burada sabit getirili, değişken getirili proje finansmanı veya başka finansman metotları dahil tüm altyapı kurulmuş durumda tamamen" diye konuştu.
Türkiye'de çok yakında İstanbul finans merkezi vizyonuna da uygun şekilde uluslararası bir danışma heyeti kurulacağını açıklayan Karadağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemiz potansiyel olarak çok ciddi büyüklüğe sahip. Uluslararası yatırımcılar buradaki projelerin sermaye piyasalarına taşınması durumunda dinamik ürün modellerimizin kapış kapış gideceğini ifade ediyor. İslami finansın da merkezi Türkiye neden olmasın?"
Moody's'in not düşürmesine dair sorularımızı cevaplandıran Partner, King & Spalding, the UAE'dan Rizwan Kanji de, “Kuveyt Türk ile 2010 yılında hiç çekinmeden Sukuk ihracı yaptık. Moody's not düşürdü ama ne değişti ki Türkiye'de? Türkiye yatırımcı için hala cazip bir ülke" dedi. Sukuk ihracına yönelik önemli uygulamaların hayata geçirildiğinin altını çizen Kanji, “Ağustos ayında gelen yönetmelikler var onlar da ümit verici. Özellikle devlet katılım bankalarının sektöre dahil olması İslami finansın bankacılığını mutlaka güçlendirecek" değerlendirmesini yaptı.
