|

AK Parti Sözcüsü Çelik: Macron'un İslam'ı terörle yan yana kullanan bir metni yasa adı altında geçireceğini söylemesi büyük bir basiretsizlik

AK Parti Sözcüsü Çelik, partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Macron'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili açıklamalarına sert tepki gösteren Çelik, "Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor. Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.

18:07 - 27/10/2020 Salı
Güncelleme: 18:51 - 27/10/2020 Salı
Yeni Şafak
Ömer Çelik
Ömer Çelik

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalar yaptı.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Mevlidi Nebi haftasında onun kutlu mesajının insanlığa daha çok duyurmak için hepimizin gayret gösterilmesinin altını çiziyoruz. Diyarbakır anneleri nöbetlerine devam ediyor. 421 gün oldu. Dünya tarihine geçecek mücadele veriyorlar. 164 aile eyleme katıldı. Evladına kavuşanların sayısı 19'a yükseldi. Bütün bu süreç evlat ve vicdan çağrısı olarak orada duruyor.

Kim Kürt çocuklarının iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyorsa, kim Kürt sorunu diyorsa Türkiye Cumhuriyeti'nin esenliğinden, büyük hedeflere ulaşmasından, evlatlarına kavuşmak isteyen annelerin yanında olduğunu söylemeden bunlardan bahsetmesi söz konusu olamaz.



23 Ekim itibarıyla Ermenistan'ın sivil yerleşim yerlerine saldırmasının neticesi 63 sivil hayatını kaybetti, 218 Azeri kardeşimiz yaralandı. Şehitlere rahmet diliyoruz, yaralılara acil şifa diliyoruz. Ermenistan işgal ettiği topraklarda daha da işgali büyütmek için saldırı gerçekleştirmiştir.

Azerbaycan silahlı kuvvetlerin cevap vermesi sayesinde geri püskürtülmeye başlatılmıştır. Buradan Azeri Türkü kardeşlerimize selamlarımızı ve dayanışma mesajlarımızı iletiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız her seferinde sayın Aliyev'i arıyor ve mesajlarını iletiyor.

Azerbaycan'ın yaptığı vatan savunması, Ermenistan'ın yaptığı saldırganlıktır

Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekilde Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olacaktır. Oralar herkesin kabul ettiği gibi Azerbaycan'ın toprağıdır, Azerbaycan'ın yaptığı vatan savunması, Ermenistan'ın yaptığı saldırganlıktır.

Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak açısından merkezi konu Doğu Akdeniz konusudur. KKTC'de sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Sayın Tatar'ın ifade ettiği siyasi tezler Kıbrıs davası için yeni ve çok daha pozitif dönemin işaretlerini vermektedir.

Yunanistan radikal tezlerin peşinde koşuyor

Kıbrıs Türkünü inciten mesajlar dönemi böylece kapanmış oldu. Sayın Tatar'ın gerçeklere dayalı bir çözümün altını çizmesi, KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini koruması açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki tezlerinin geçerli olmadığını Yunanistan'daki bazı hukukçular da ifade etmektedir. Türkiye hukuki temelde haklı tezleri savunmaktadır. Yunanistan maksimalist ve radikal tezlerin peşinde koşmaktadır. Bizim yaptığımız mavi vatanımızdaki hak ve menfaatleri korumakla ilgilidir.

Zaman zaman müzakere çağrıları yapılıyor. Sahada fiili durumdan vazgeçerse Yunanistan, Türkiye müzakerelere açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman masayı terk etmeyen ülkenin Türkiye olduğunu söylemiştir. Esas olan ilke Atatürk'ün işaret ettiği gibi yurtta sulh, cihanda sulh ilkesidir. Burada istikrarı bozan taraf Yunanistan olduğu için bir fiili duruma da hiçbir zaman müsaade edilmesi söz konusu olmayacaktır.

Müzakere isteniyorsa Türkiye Cumhuriyeti'nden daha güçlü bir devlet bulunamaz

Dünyada Türk diplomatları arabulucu olarak davet edilmektedir. Her zaman kazan kazan formülü ile Türkiye'nin diplomasi ekolünün barıştan yana kalıcı sonuçlar üretebildiği görülmüştür. Müzakere isteniyorsa sahici, gerçekçi Türkiye Cumhuriyeti'nden daha güçlü bir devlet bulunamaz. Bizimle olan bu sorunlarının yanı sıra Yunanistan Girit adasının güneyinde birtakım çalışmalar yapacağını söyleyerek Libya'nın hak ve menfaatlerini ihlal ediyor.

Libya'nın toprak bütünlüğü konusunda herkesin hassas olması gerekiyor

Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşma BM'ye bildirilmiştir ve esastır. Yunanistan ve Fransa'nın Hafter'e nasıl destek verdiklerini gördük. Türkiye BM kararları doğrultusunda Libya'nın sahipleneceği bir siyasi süreçten geçtiğini ifade etti. Fiili durum yaratarak toplu mezarlarla birtakım siyasi hesapları devreye sokanlara karşı Türkiye dirayetli bir duruş ortaya koymuştur. Libya'nın toprak bütünlüğü konusunda herkesin hassas olması gerekiyor.

BM Libya'ya destek misyonunun 23 Ekim'de bir ateşkes anlaşması imzalandı. Buna kimin sahipleneceği, kimin bozacağı görülecek. Önümüzde siyasi diyalog forumu toplantısı var 9 Kasım'da. Tunus'ta gerçekleşecek. Bu süreci yakından takip edeceğiz.

Türkiye'nin S-400'leri kullanması kendi güvenliği açısından zorunluluktur

S-400'le ilgili tartışmalar gündem konusuydu. Türkiye'nin birtakım tehditlerden doğan hava savunma sistemi ihtiyacı net bir ihtiyaçtır. NATO'nun bu duruma etkili olarak koşamadığı bellidir. Türkiye önce Patriot temin etmeye çalıştı. Gerek süre, gerek ortak çalışma, gerek tedarik ve finansman konusunda şartlar Türkiye'yi tatmin edecek bir tabloyu ortaya koymadı. Şu anda deneme ve sistem kontrolleri planlandığı şekilde devam etmektedir. Birtakım aşırı üslup sahipleri Türkiye'nin NATO üyeliğini sorgulamaya çalışıyor. Türkiye NATO üyesidir ve NATO'da önemli bir güçtür. Türkiye'nin S-400'leri kullanması kendi güvenliği açısından zorunluluktur. Bu NATO kontrol sisteminden ayrı bir şekilde müstakil olarak kullanılacaktır. Dolayısıyla NATO üyeliği ile çelişen bir durum değildir.



Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor

Dünyanın her tarafında beraberce teröre karşı mücadele ediyoruz. Müttefiklerimizin tehdit veya taciz diliyle konuşması müttefik ilişkisinin ruhuna uygun bir tablo ortaya çıkarmıyor. Fransa da Libya'daki Macron'un dış politikasındaki yenilgisinden itibaren sürekli olarak Cumhurbaşkanımıza karşı oradaki aşırı sağcı Le Pen'in dilini kullanıyor. Macron zaman zaman konuşmalarında 'Ben sayın Erdoğan'ı uyardım' cümleleri kuruyor. Bu cümlelerin hiçbiri doğru değil. Sayın Macron o cümleleri hiçbir zaman kurmamıştır, kuramaz, sayın Cumhurbaşkanımızı uyarması diye bir şey söz konusu değildir. Macron bir senaryo yazıp propaganda olarak kullanmaya çalışıyor.

Libya'daki politikası yıkıldıktan sonra tacizci bir üslup içine geriyor. Macron'un şu anda uyguladığı dış politika gerçekçi değil, Türkiye'yi ve sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koyan politikanın başarılı olması söz konusu değildir.

Toplu mezarlarla yüzleşmesi gerekirken buraya ortaya çıkan suçu sayın Cumhurbaşkanımıza saldırarak kapatmak istiyor. Bu böyle kapatılacak bir şey değildir. En son İslamcı radikalizmle ilgili bir terör yasasından bahsetti. Kendi kafasına göre dinleri ve insanları mühendislik faaliyetinden geçiriyor. Bütün bu sözler ırkçılık, İslam düşmanlığı, antisemitizmi yeşerten sözlerdir. Yaptığı şey Fransa'nın huzurunu bozacak bir şeydir. Laik devlet kavramı Fransız sisteminde merkezi vurguya sahip bir kavramdır. Çıkıp da Fransa İslamı üretileceği bahsetmesi büyük bir basiretsizliktir. Şimdiye kadar İslamcı terör meselesinde Cumhurbaşkanımız kendisini defalarca uyarmasına rağmen kasten yapmaya devam etmektedir. Avrupa'daki Müslümanları taciz etmek, camilere saldırmak sadece ve sadece oradaki ırkçıların işine yarar, DEAŞ gibi zalim örgütlerin mühimmat ve lojistik elde etmelerine yol açar.

Avrupa'ya çok çektirmiş olan faşizmin yeni bir türünü ortaya koyuyorlar

Pek çok ülkenin İsrail'le normalleşmesi söz konusu oldu. Bu ülkeler biz bunu yaptıktan sonra Filistin'in hak ve menfaatleri daha çok korunacak dediler. Halbuki Netenyahu Batı Şeria'da yasa dışı yerleşime onay verdi. Bu süreçlerin tek yönlü çalışan süreç olduğu, iki devletli çözüm perspektifini zedeleyen bir sonuç ortaya koyduğu net görülmektedir. Peygamber efendimize yapılan saldırılar, sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan saldırılar Avrupa demokrasisi üzerinde hassas olan herkesin titizlikle takip etmesi gereken kavramlar. Bu kavramların arkasında Avrupa'ya çok çektirmiş olan faşizmin yeni bir türünü saklıyorlar.

Biz orada Fransa'daki öğretmenin öldürülmesinden büyük üzüntü duyduğumuzu, hunharca cinayeti kınadığımızı açık şekilde ifade ediyoruz. Ama Macron'un kamu binalarına o karikatürleri yansıtması kabul edilemez, fikir özgürlüğü ile ilgisi yoktur, milyonlarca Müslümanın hakaret kabul ettiği yaklaşım asla kabul edilemez. Bundan ancak birbirinin siyasi ikizi olan Avrupa'daki ikizi olan ırkçı ve DEAŞ memnun olur.

"Görüşme mekanizması çok verimli işlemiyor. İstikşafi görüşmeler yıllar evvel Yunanistan'ın masadan çekilmesiyle sona ermişti. Türkiye bir müzakere devletidir. İstikşafi görüşmeler tek konunun ele alınması için kullanılmadı. Bütün konuları kapsayıcı bir şekilde olmalıdır. O müzakere çerçevesine bağlı kalacaksa Türkiye müzakereyi desteklemektedir. Navtex ilanları Yunanistan'ın bunları bir siyasi çatışma olarak ilan ettiğini görüyoruz. Biz milli günlerde herhangi bir tatbikat yapmıyoruz, o ülkelerin milli günlerine saygı çerçevesinde. Dolayısıyla bu centilmenliği onlardan da bekleriz. Onlar kaldırınca bizim de kaldırmamız gayet normaldir.

Hatay olayında güvenlik birimlerimizi kutluyorum. Bu eğitimin PKK içerisinde gerçekleşmesi mümkün değil. Bu cihazları onlara kim veriyor bu Türkiye'nin bilgisi dahilindedir. Özellikle PKK'nın Amanos'tan giriş yapmasıyla ilgili kuvvetli mücadele verildi. Amanoslar'ın tamamını yakını temizlenmiş durumda. Burada yapılan çalışmalar güvenlik güçlerimizin kararlı ve titiz çalışmasıyla gerçekleşti.

PKK burada yeni bir hat oluşturma imkanına kavuşamadı. Bu şekilde geliş biçimleri arkalarında bir destek olduğunu gösteriyor. Bu cihazların, paramotorların eğitiminin verildiği anlaşılıyor. Türkiye'deki güvenlik güçleri, Türkiye'nin güvenliğini koruyacak kararlılığa ve dikkate sahiptirler. Bundan sonrası da her türlü eylem biçimine karşı hazırlığını sürdürecektir. Diğer detaylar konusunda güvenlik güçlerimiz ulaştıkça sizlere açıklama yapılacak.

Kılıçdaroğlu'nun kurduğu cümleler son derece yakışıksız

Sayın Kılıçdaroğlu bir siyasetçi. Bir siyasetçiye hanımefendi üzerinden siyaset yapmak yakışmıyor. Bugün hanımefendi ile kurduğu cümleler son derece yakışıksız cümlelerdir. Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Söyleyeceği bir şey varsa söyler, biz cevabını veririz. Bunu şiddetle kınıyoruz. Sadece kadına dönük şiddetin fiziksel şiddetten ibaret olmadığını, sözel şiddetin bunun önemli bir parçası olduğunu ifade ediyoruz. Aile üzerinden siyaset yapma tavrı doğrudan şiddettir. Saygısızca bir yaklaşımdır ve kınanması gereken yaklaşımdır. Söyleyeceği bir söz varsa siyasi grameri, siyasi okur yazarlığı mı yetmiyor? Hanımefendiden bahsederek bir örnek ortaya koyması son derece yakışıksızdır. Allah'tan kimse bunu örnek almıyor. Tutup herkes siyasi mücadelesini eşler, hanımefendiler üzerinden yapmaya çalışsa ne kadar çirkin bir durum ortaya çıkar. Allah'tan kimse yapmıyor.

Yakışıksız bir durum olduğu gibi kullanılan üslup açısından utanılması gereken bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum. Libya, Suriye ile ilgili politikamız konusunda sayın Kılıçdaroğlu'nun hükümetimize karşı kullandığı tezlerin bir kısmı Fransa'nın tezlerinin aynısıydı. Sayın Kılıçdaroğlu Fransız siyasetini kullanmaktan vazgeçerek katılması gerekir. İstanbul Valisi ile ilgili bir siyasetçinin dil haznesi, anlatma kabiliyeti bu kadar zayıf olabilir mi? Bir derdi varsa bunu son derece kişiselleştirmeyen, saygısızlık yapmayacak cümleler ortaya koyabilir. Tutuyor doğrudan hakaret ediyor. Sayın vali çok iyi bir kamu yöneticisidir. Sayın Kılıçdaroğlu eleştirmiyor doğrudan hakaret diline kaçıyor. Sayın Valimize karşı kullanılan üslup son derece yakışıksızdır, uygun olmamıştır. Çok teşekkür ediyorum. Aziz milletimize saygılarımızı arz ediyoruz. Özellikle Kovid meselesinde yükselişe bakarak lütfen maske, mesafe ve temizlik konusuna uyalım. Herkesin sağlığı hepimiz için kıymetli. Cenab-ı Allah hepimizin sağlığını muhafaza etsin diyorum."

#Ömer Çelik
#AK Parti
3 yıl önce