Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump’ın “Ortadoğu Barışı” olarak sunduğu plana sert tepki vererek, “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir, satılık değildir. 100 yüzyılın anlaşması diyorlar. Ne anlaşması! Bu bir işgal projesidir ” diye konuştu. Anadolu Yayıncılar Derneği’nin (AYD) Ankara’da düzenlenen 5. Anadolu Medya Ödülleri töreninde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş ülkelere destek vermenin mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti.
İletişim duayenlerinin “kanal ve kanalizasyon” benzetmesi olduğunu belirten Erdoğan, doğru mecralarda doğru kanaldan yayılan bilgilerin paha biçilmez bir iletişim aracı haline dönüştüğünü söyledi. Buna karşılık doğruluğu teyit edilemeyen bilgilerin her yere sızdığı bir iletişim atmosferinin “kanalizasyon” haline gelebildiğini anlatan Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Ülkemizde eskiden beri basın etiği tartışmaları yapılırken, sosyal medya devasa ve tamamen kontrolsüz bir alan olarak adeta hayatımızın tam ortasına düştü. Ülke olarak Malatya ve Elazığ depremini yaşarken kendini bilmezlerin sosyal medyadan yayınladıkları mesajlar ortadadır. Yalanın iftiranın kol gezdiği mecrada hakikati aramak için çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Emniyetimiz hukuk çerçevesinde adımları atıyor.
- İster bireysel ister kurumsal düzeyde olsun güzel ve hayırlı iş yapanları elimizdeki tüm imkanlarla desteklemeliyiz. Ülkemizin ve milletimizin birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma içinde olması gereken bir dönemde içindeki kini ve nefreti kusanlar mı var, hemen bunların karanlık yüzlerini faş edip, kendilerini adeta sokağa çıkamaz hale getirmeliyiz. Bizlere düşen gerekirse Habil gibi ölmek ama asla Kabil gibi zalimlerin durumuna düşmemektir. Bu erdemli duruşu yaygınlaştıramazsak safımız doğru belirleyemeyiz.
Arkasında millet olanın sırtı yere gelmez. Sizler halka bu hissiyatı verirseniz emin olun milletimiz hepinizi el üstünde tutar baş tacı eder. Aksi takdirde bir süre sonra foyanızın ortaya çıkması ve yerle yeksan olmanız mukadderdir. Lafa gelince cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanların Misak-ı Milli ruhundan bile habersiz olduklarının en somut ispatı bugün takip ettikleri siyasetleridir. Eğer Misak-ı Milliyi yürekleriyle kabullenmiş olsalardı orada çizilmiş sınırlar içindeki halkın tüm unsurlarıyla bölünmez bir bütün olarak kabul edildiğini göreceklerdi. Bugün yürüttüğümüz siyasetle, bizi yeni Mondroslara mecbur bırakmak isteyenlerin oyunlarını bozuyoruz. Birleri hala Suriye’de ne yaptığımızı Libya’da ne aradığımızı anlamasa da halkım her şeyin farkındadır. Bizim tek hesap merciimiz milletimizdir. Eski Türkiye’nin alışkanlıkları ile bugünkü güçlü Türkiye’yi anlayabilmemiz mümkün değildir. Bu gerçek biziz yeni yöntemler geliştirmeye mecbur kılıyor. Sahip olduğumuz kadim mirasa sahip çıkıyoruz. Bugün Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde Türkiye aleyhine kamuoyu oluşturma gayretleri olduğunu biliyoruz. Karşımızda yalan yanlış bilgilerle Türkiye’yi ve Türk Milletini karalamak için canhıraş şekilde çalışan devasa bir mekanizma bulunuyor.
- Bizim yeri geldiğinde tek bir masumun burnu bile kanamasında sessiz kalmamız mümkün değildir. İşte işgal ithamlarıyla bunları karartanlar çocukları kadınları yaşlıları öldürenleri görmezden geliyorlar. Yeri geldiği zaman bu kadar müşfik davrananlar, İsrail’in attığı bu adımlara karşı zalimce tavırlarına karşı niye sessiz kalıyorlar.
Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Bu konuyu bugün MGK toplantısında da ele aldık. Kudüs satılık değildir. Kimse ‘bir şeyler verelim de siz burayı bize bırakın’ edepsizliğine de girmesinler. ‘Yüzyılın anlaşması’ diyorlar. Ne anlaşması ya! Bu bir işgal projesidir. Yarın (bugün) asıl konuşmamı yapacağım. Bir tarafta Trump yanında malum kişi toplayacakları alkışa bakıyorlar. O alkışlarla siz dünyayı ve Filistin’in kaderini değiştiremezsiniz. Her fırsatta gerçekleri anlatıyoruz. Sivil girişimlerden daha güçlü destek bekliyoruz. Yerel medya sistemin kılcal damarlarıdır. Filistin’e bakışımız Sultan Abdülhamit Han’ın neyse, bizim de bugün bakışımız odur. Türkiye ve Türk milleti olarak bize yağmurlu havada bir bardak su vermeyecek, sırtlanlarla dolu iklimde hedefimize ulaşmamızın, dost ve kardeş ülkelere destek vermenin mücadelesini sürdüreceğiz.
2020’nin ilk MGK’sı
- Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan MGK, 4,5 saat sürdü. MGK’dan yapılan yazılı açıklamada “İdlib’de sivil halkı hedef alan saldırılara karşı ilave tedbirler alınacak. Libya’da ateşkes çabaları ile Milli Mutabakat Hükümeti’ne destek sürecek. ABD yönetiminin İsrail Filistin ihtilafına yönelik planı bir ilhak planıdır” denildi. Toplantının ardından alınan kararlar açıklandı. 2020 yılının ilk Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan kararlar şöyle: “İdlib başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde teröre karşı ilave tedbirlerin alınması kararlılığı vurgulandı.
- Türkiye’nin güney sınırlarını koruma, dost ve kardeş toplulukların güvenliğini sağlama konusundaki hassasiyetin altı çizildi. ABD yönetiminin İsrail Filistin ihtilafına yönelik yayınladığı plan bir ilhak planıdır. (Libya) Ülke sathında barış ve huzurun tesisi yönünde BM tarafından tanınan Milli Mutabakat Hükümeti desteklenmeye devam edilecek. (Libya) Tüm ülkeler, kalıcı bir ateşkesin tesis edilmesi çabalarını desteklemeye davet edilmiştir.”
