Türkiye, Doğu Akdeniz’de büyük bir mücadele verirken 104 emekli amiral, Kanal İstanbul ve Montrö tartışmalarını bahane ederek hükümeti hedef alan bir bildiri yayınlamıştı.
“Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama riskiyle karşılaşabilecektir” gibi tehdit ve darbe imalarıyla dolu cunta bildirisi Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bildiriye ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 10 emekli amiralin ifadeleri paylaşıldı. İfadeler şöyle:
"Çok uğraşılan biriyim"
"Duyuru hazırlığında yoldaydım"
"Özel beslenme koşullarına ihtiyacım var"
"Kaçacak biri değilim"
"Kaçma düşüncem olamaz"
"Delil karartma imkanım olmaz"
"Sağlığımla ilgili risk oluştu"
"Gözaltı süresinin uzatılmamasını talep ediyorum"
"Talebin reddini istiyorum"
Mahkemenin değerlendirmesi
Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği gözaltı süresinin 4 gün uzatılmasına karar vererek, gerekçesinde şu değerlendirmeyi yaptı:
Üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, bildirinin yayınlanış saati, metin içeriğinde ifade ve düşünce özgürlüğü sınırlarını aştığı değerlendirilebilecek 'Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan...' gibi ifadelere yer verilmesi, metne imza atmış olan şüphelilerin aynı kuvvet komutanlığında belli bir kademe düzeyinde çalışmış bulunmaları ve bu hususa açıkça metinde yer vermiş olmaları, soruşturma kapsamında el konulan dijital materyallerin çokluğu, bu materyallerin şüphelilerin hem lehine hem de aleyhine delil niteliğinde olması, el konulan dijital materyallerin imaj/export incelemelerinin tamamlanmaması, HTS analiz çalışmalarının sürdürülmesi, şüpheli sayısının fazlalığı, henüz ifadelerinin alınmamış olması birlikte değerlendirildiğinde gözaltı tedbirinin soruşturma açısında zorunluluk arz ettiği, ayrıca şüphelilerin belirtmiş olduğu sağlık mazeretlerine ilişkin olarak gözaltında bulunmalarına engel teşkil edebilecek olduğuna dair yoruma muhtaç bulunmayan tıbbi rapor ve belgelerin sunulmadığı anlaşılmıştır.