|

Dün neredeler ise bugün de oradalar

Başbakan Erdoğan, 'Bu CHP'nin dünlerinde yasaklar var, yolsuzluklar var. Bunların dünlerinde Türkçe ezan var, ahıra dönüştürülen camiler var, yasaklanan dini kitaplar, yasaklanan ibadet hakkı var. Bu CHP'nin dünlerinde baskı var, zulüm var, işkence var, güçsüz, itibarsız Türkiye var. Dün neredeler ise bugün de oradalar' dedi

Aa
00:00 - 10/06/2011 Cuma
Güncelleme: 01:17 - 10/06/2011 Cuma
Yeni Şafak
Dün neredeler ise bugün de oradalar
Dün neredeler ise bugün de oradalar

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisince Sivas'ta Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Konuşmasına, Sivas ve ilçelerine selam söyleyerek başlayan Erdoğan, 'Sivaslı kardaşlarımı, Sivaslı yiğidoları selamlıyorum. Cumhuriyetin temelinin atıldığı sultanlar şehri, İstiklal Savaşımızın başkenti, yiğidin harman olduğu Sivas'ı selamlıyorum' dedi.

Erdoğan, BBP'nin eski genel başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu da yad ederek, mekanının cennet olması dileğinde bulundu. Tarihinde önemli şahsiyetleri yetiştiren Sivas'ın Cumhuriyet döneminde bir büyük hizmet adamı olan Nuri Demirağ'ı yetiştirdiğini söyledi. Erdoğan, Demirağ'ın 1930'lı yıllarda İstanbul Boğazı'na köprü yapmayı hayal ettiğini, planı hazırlayarak bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e götürdüğünü söyledi. Erdoğan, sözlerini, şöyle sürdürdü: 'Gazi de bundan büyük heyecan duyuyor. Nuri Bey'i Ankara'ya İsmet İnönü'ye gönderiyor. İsmet İnönü ve dönemin Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, diğer adıyla 'Kel Ali', 'böyle saçmalık olmaz' diyerek, Demirağ'ı engelliyor. İşte o günkü CHP neyse bugünkü CHP de tıpa tıp aynı. O gün her yeniliğin karşısında CHP vardı, bugün de her yeniliğin, her projenin karşısında CHP var."

ŞEFLERİ 'NANKÖR ANKARA' DEMİŞTİ

CHP'nin geçmişinde yokluklar, yasaklar ve yolsuzluklar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bunların dünlerinde yokluk var. Bunların dünlerinde yoksulluk var. Bu CHP'nin dünlerinde yasaklar var, yolsuzluklar var. Bunların dünlerinde Türkçe ezan var, ahıra dönüştürülen camiler var, yasaklanan dini kitaplar, yasaklanan ibadet hakkı var. Bu CHP'nin dünlerinde baskı var, zulüm var, işkence var, güçsüz, itibarsız Türkiye var. Dün neredeler ise bugün de oradalar. Dün bunların milli şefleri Ankara'da köşkün balkonuna çıkıp 'nankör Ankara' diye bağırmıştı. Çünkü CHP iktidar olamamıştı. Bugün de millete 'göbeğini kaşıyan adam', 'bidon kafalı', 'yüzde 60'ı aptal ve beyinsiz' demekten çekinmiyorlar, haya etmiyorlar."

Sivas'ta Yıldız Dağı'nı kış sporları turizm merkezi ilan ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, 'Madımak Oteli'ni kamulaştırarak yaşanan acıları azaltmanın samimi gayreti içinde olduk. Burayı Sivas Bilim ve Kültür Merkezi olarak yeniden düzenledik. Biz buyuz, laf üreten değil, iş üreteniz' diye konuştu.

AĞLAMA BENİ DE AĞLATMA

Başbakan Erdoğan, Gaziantep Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada da ülkenin tüm sorunlarını çözeceklerini belirterek, 'Biz kardeşiz, biz ezelden, biz ezelden kardeşiz, ebediyen kardeşiz. Biz bu ülkeyi kardeşlik hukuku üzerine kurduk. Bizim tarihimiz bir, geleceğimiz bir. Bizim nasıl ki ezanımız, kıblemiz, dualarımız birse, kaderimiz nasıl birse istikbalimiz de bir' diye konuştu. Erdoğan, Gazianteplilerden şehrin 12 milletvekilliğinin tamamını istediğini de vurguladı.

Konuşması sırasında miting meydanında ağlayan bir kişiyi gören Erdoğan, bunun üzerine 'Ağlamak yok, ağlamayacağız, ben de ağlarım, ağlatma beni, tamam, sevineceğiz inşallah. Bak bunlar hep sevinç günü' ifadelerini kullandı.


Elektronik kitap sözü

Yiğidolara, 25-30 bin kişilik yeni bir stadyum inşasının sürdüğünü belirten Erdoğan, okullarda kara tahta dönemini kaldırarak akıllı tahta dönemine geçeceklerini, öğrencilere de ücretsiz olarak elektronik kitaplar dağıtılacağını açıkladı.


Kürtçe ezandan sonra tutuştular

Başbakan Tayyip Erdoğan, CNN Türk Televizyonu'nun canlı yayınında, Hopa'daki olayların emniyetin zaafı sonucu patlak verdiğini belirterek, Kürtçe ezan konusunda sert konuştu. Erdoğan, "Ben Apo'nun sözlerini açıkladım Bingöl'de. Ben inanıyorum ki benim Kürt kardeşlerim bu sözleri kahir ekseriyeti bilmiyor. Ama bilmeleri lazım. Kürtçe ezandan sonra bağımsız adayların bir çoğu tutuştu. 'Burada provokatif bir durum var' demeye başladı. Ne provokatif durumu var. Sizin genlerinizde var. Bir kısmının seçim bürolarından molotoflar çıkıyor, 'provokatif durum var' diyorlar. Durumu bu kadar basite indirgemeyin" diyerek, medyanın olaylara bakışını eleştirdi.


Ya idam ederdik ya da çekilirdik

Kral FM'de Gezegen Mehmet'in, Türkiye'de ilk kez 150 yerel ve bölgesel televizyon ile 160 yerel, 12 ulusal radyo kanalında aynı anda yayımlanan programında soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Abdullah Öcalan'a ev hapsi tartışmalarını bitirdi. Erdoğan konuya ilişkin şöyle konuştu: "Milletin asla tereddütü olmasın. Şimdiden aynı şeyi söz veriyorum. Son dönem milletvekili adayı oldum. Bu dönem son adaylığımdır. Ara vermemiz gerekiyor. İmrali'dakiyle ilgili ceza kesinleşti. Nedir bu ceza? Ağırlaştırılmış müebbet hapis. AK Parti bunun üzerinde asla oynamaz. Bizden İmralı'dan çıkarıp gelip E tipi cezaevlerinde kalmasını talep edenler oldu. CHP'liler de, MHP'liler de oldu. İmralı'da tutulmasının bir sebebi var. Her gün oralarda gösterilerle karşı karşıya kalırsınız. Bundan dolayı bu adımlar atılıyor. Kendisi uluslararası standartlar neyse orada cezasını çekmektedir. Farklı odalarda yanına beş mahkum kondu. Onlarla günde belli saatleri var, görüşme imkanları oluyor. Bu da cezalarda olması gereken bir uygulama diye sağladık. Böyle bir şey düşünülemez bu mertçe değil, namertçe bir iftiradır. Tayyip Erdoğan sağ oldukça, böyle bir şeye müsade etmez. Ancak bir şey var. İdam Türkiye'de kalkmadığında ABD geldi Öcalan'ı teslim etti. Teslim edildikten sonra merhum Ecevit, Bahçeli, Yılmaz iktidardaydı. İdamın ertelenmesine karar verildi. Altında onların imzası var. O zaman bunu sümenaltı yapmasaydınız, bu iş çoktan bitmiş olacaktı. O anda koalisyonda olsaydık uygulanması gereken cezayı uygulardık. Ya idam edilirdi, ya da istifa ederdik çekilirdik."

BDP KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ DEĞİL

"Son dönemde kullandığı dilin Kürtlere karşı savaş ilanı olduğu" şeklindeki bir soruya Erdoğan, 'PKK benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi değil. Bir defa Kürtlere savaş açmak ifadesi çok adi, alçakça bir tespittir. Kürtler benim kardeşimdir. BDP Kürtlerin temsilcisi değildir' dedi.

Erdoğan, 8,5 yıldır bu ülkeyi yönettiklerini belirterek, 'Kimin içkisine karıştık, kimin yaşam biçimine karıştık? Böyle bir şey duydunuz mu, gördünüz mü? Bunların hepsi yalan yanlış şeyler. Herkes istediği gibi yiyor, istediği gibi geziyor, istediği gibi içiyor' diye konuştu.

13 yıl önce