İnsanlar ellemeye korkuyor: Dışı zehir içi lezzet deposu
Sinop’ta halk arasında ’çarpan’ olarak bilinen iskorpit balığının kilogramı 80 liradan satılıyor. Dışında zehirli dikenleri olan ve korkutucu görüntüsüyle dikkat çeken iskorpit balığı, Sinop’ta en çok tercih edilen balıklar arasında yer alıyor. Görünüşü ve dikenleri nedeniyle insanların ellemeye dahi koktuğu iskorpit balığı tezgahların vazgeçilmezi haline geldi.
Sinop’ta halk arasında ’çarpan’ olarak bilinen iskorpit balığının kilogramı 80 liradan satılıyor.
Dışında zehirli dikenleri olan ve korkutucu görüntüsüyle dikkat çeken iskorpit balığı, Sinop’ta en çok tercih edilen balıklar arasında yer alıyor. Görünüşü ve dikenleri nedeniyle insanların ellemeye dahi koktuğu iskorpit balığı tezgahların vazgeçilmezi haline geldi.
Kentte balıkçılık yapan İbrahim Coşkunarslan, iskorpitin zehirli dikenleri bulunduğunu, temizlenmesinin zor ancak etinin çok lezzetli olduğunu söyledi. İskorpit balığını temizlerken önce sırtında ve karnında bulunan zehirli dikenlerin çıkartıldığını anlatan Coşkunarslan, "Bütün dikenleri zehirlidir. Sırt dikenleri, sağındaki solundaki iğneler zehirlidir. Keserken biraz dikkat etmekte fayda var. İsterseniz bunu şiş yapın, çorba yapın, tavada kızartın, buğulama yapabilirsiniz. Tavada çeşitli sebzelerle hazırlayabilirsiniz. Her şey olur. Neticede bu kılçıksız bir et, bir deniz ürünü" dedi.
REKLAM
SIRTINDA UYUŞTURUCU ZEHİR VAR
İskorpit balığının hamsi gibi özel müşterileri olduğunu ifade eden balıkçı Coşkunarslan, "Denizin dibinden avlanan iskorpitin sırtlarında uyuşturucu zehirleri vardır. Bunları temizleyerek derilerini soyarak satışa sunuyoruz. Vatandaşlar tarafından en çok tüketilen balık türü. Hamsi, palamut, istavrit gibi çok tüketilen balıklardan çok daha lezzetlidir. Bazı vatandaşlar çocukların gelişimi için bu balığın çorbasını yaparak içiriyorlar" diye konuştu.
FOTOĞRAF8
Devrekani ilçesine bağlı Örenbaşı köyündeki Çiğdem Göleti'nde su seviyesinin düşmesi nedeniyle göletteki balıklar telef olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Balıkların su yüzeyinde görülmesi üzerine, yakın bir barajdan tanker ve arazözlerle gölete su taşınmaya başlandı. Balıklar kurtulana kadar su taşınmaya devam edilecek.
Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, AA muhabirine, belediye başkanlığı öncesinde İlçe Tarım Müdürlüğünde çalıştığı dönemde gölete balıkların birçoğunu kendisinin bıraktığını söyledi.
Bölgedeki kuraklığa işaret eden Altıkulaç, Bölgemizde uzun süredir kuraklığın devam etmesi nedeniyle Çiğdem Göleti'nde su seviyesi aşırı derecede düştü. Su seviyesinin düşmesi nedeniyle gölette yaşayan balıkların hayatı tehlikeye girdi. dedi.
Göletteki durumun herkesi üzdüğünü aktaran Altıkulaç, Balıkların yaşam şansını artırabilmek için Kaymakamlığımız, Belediyemiz, Kastamonu Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile ilçe müdürlüğümüz ve Beyler Sulama Birliği tarafından yerinde incelemede bulunduk. İncelme neticesinde gölete su takviyesi yapmamız gerektiği kanaati uyandı. diye konuştu.
En kısa sürede çalışmalara başladıklarını aktaran Altıkulaç, şunları kaydetti: Bu çerçevede ilçemizdeki bütün imkanlar seferber edildi. Belediyemize bağlı itfaiye, Kaymakamlığımız ve Özel İdaremizin sulama tankeri ile yakın bir coğrafyada olan Kulaksızlar Barajı'ndan su alarak Çiğdem Göleti'ne nakletmeye başladık. Bu şekilde göletteki su seviyesini yükseltmeyi hedefliyoruz. 400-500 ton civarında su takviyesi yaptığımızda oradaki balıklar için riskin ortadan kalkacağını düşünüyoruz.
Kuraklığın balıklara vereceği zararı unutmadılar: Yaşamaları için gölete su taşıyorlar
Kastamonu'da kuraklık nedeniyle su seviyesi düşen göletteki balıkları yaşatmak amacıyla başka bir göletten itfaiye ve arazözlerle su taşınıyor.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında olta balıkçılığı için getirilen 3 metre mesafe kuralı uygulanmaya başlandı. Galata Köprüsü'nde senelerdir alışıldık o manzaralar artık oluşmuyor ancak balık tutkunları, bu sevdadan koronavirüse rağmen de vazgeçemediklerini söylüyor.
Yıllardır Galata Köprüsünde omuz omuza olta atan balık sevdalılarından bazıları ilaç gibi derken bazıları ise terapi gibi diyor. 'Hava yağmurluysa daha çok gelmek istiyoruz' diyen balıkçılar da var. Evi bu noktaya uzak olanlar da mesafeye aldırış etmeden sürekli Galata Köprüsü'nde balık tutuyor.
15 yıldır Galata Köprüsü'nde balık tuttuğunu söyleyen Mehmet Ali Karakaş, 15 yıldır buraya geliyorum. Bu bir tutku ve hastalık bu. Hastalık yani. İş olmadığı zaman buradayım. Benim için bir hobi yani bu. Çok güzel anlatamıyorum. Hoşuma gidiyor.
Tutmasını seviyorum ama yemesini sevmiyorum mesela. Ben değil evdekiler yiyor. Balık tutmak bir hastalık. Gelmediğim zaman duramıyorum yani. Havalar soğuk olsun, yağmur olsun yine gelirim. Kadıköy'de oturuyorum. Her gün balık tutmak için buraya geliyorum. Galata bu işin yeri. Daha verimli. Havası bile daha güzel dedi.
25 yıldır balık tuttuğunu ve kendisi için vazgeçilmez bir hobi olduğunu söyleyen Mutlu Atasoy, sürekli Galata'yı tercih edenlerden biri. Atasoy, Sürekli Galata'dayım. Küçüklükten beri buraya alıştık. Bu alışkanlık devam ediyor böyle. Balık tutmak anlatılmaz yaşanır. Çünkü sabır işi. Beklemek gerekiyor.
Canı sıkılan insan kesinlikle yapamaz bunu. Bu severek yapılan bir şey. Bazen gün oluyor geliyorsunuz buraya hiçbir şey tutamadan gittiğiniz de oluyor. Ama yine de 'Tertemiz hava aldım' diyorsunuz. O yetiyor. Güzel bir hobi herkese tavsiye ediyorum. Sevda gibi, aşk gibi diye konuştu.
Senelerdir Galata Köprüsü'nde balık tuttuğunu belirten Adem Şahin ise, Balık tutmak bir keyiftir yani. Yemelik balığımı da alıyorum. Bu tercih amaçla geliyorum. Satma amacıyla gelmem. Bizim için bir hobi. Bu açıdan düşünen insan buraya gelir. Örneğin yağmur yağsın düşünürüm evde. 'Şimdi yağmur keser peşinden balık gelir gitmem lazım' derim. Bizler için, sevenler için bir tutku. Ama sabır işi. İnsanı terapi ediyor.
10 tane doktora gidin, der ki 'Bir olta alın, deniz kenarına gidin. Kötü enerjinizi atın. Gözlerinizden yok olsun. Rahat edersiniz.' Keza öyle de. 10 gün 15 gün dinlenmiş gibi olursunuz. Pırıl pırıl olursunuz. Terapi bu çünkü. Doktorlar tavsiye ederler bunu ifadelerini kullandı.
Galata'da balık sevdası: Ne koronavirüs, ne soğuk dinliyorlar
Tarihi Galata Köprüsü, her gün yüzlerce balıkçıya ev sahipliği yapıyor. Soğuğa, kara, yağmura aldırmadan yıllardır aynı noktada balık tutan balıkçılar, "Balık tutmak hem hastalık gibi hem ilaç gibi. Galata ise vazgeçilmezdir" dedi
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.