Mercedes davasının bilirkişi heyeti, 403'lerde yakıt tanklarıyla yolcu bölümünü ayıran ara bölümde ahşap malzeme kullanıldığını tespit etti. Rapora göre mekanik koruma elemanı kullanılması gereken bu alanda ahşap malzeme kullanmak yangın riskini yüzde yüz artıran bir faktör. Kamuoyunda Mercedes davası olarak bilinen dava, 24 Ekim 1997'de bir Mercedes 403'ün Karapınar-Ereğli yolunda bir tankere çarpması sonucu 49 kişinin ölümü nedeniyle açılmış ve hakim 403'leri üretim hatalı bulmuştu. Mahkeme eski araçların mülkiyeti değiştirilmeksizin toplatılmasına ve revize edilmesine karar vermişti. Aracın bir dakika içinde yanmaya başlaması üretim hatasının göstergesi olarak değerlendirildi.
Bu arada Mercedes 403'ün bazı modellerinin hatalı olduğu yönünde karar alan Karapınar Asliye Ceza hakiminin siyasi baskılara maruz kaldığı, ancak bu baskılara göğüs gerdiği belirtildi. Mercedes davasının 27 müdahil avukatı, kaza yapan Mercedes'i umumi tehlike boyutunda tasarım ve üretim hatalı bulan hakime Mercedes-Benz lehinde karar vermesi için telkinlerde bulunulduğunu söylediler. Avukatlar, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ü de gazetenin dava süresindeki yayın politikasından ötürü eleştirdiler.
Prof. Dr. Hüseyin Vural'ın başkanlığında hazırlanan ve mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda araçtaki hatalar şöyle sıralandı:
Çift yakıt tankının yeri yanlış. Bir yakıt tankının 270 lt. aldığı, bu yakıtla 1000-1100 kilometre yol yapıldığı günümüzde artık 20-30 kilometrede bir benzin istasyonlarının bulunduğu bir ortamda ikinci yakıt tankının gereksiz ve riskli olduğu görülmüştür.
Yakıt tankları arasındaki bağlantıyı sağlayan boru mekanizması yönetmeliklere uygun değildir. Yekpare olması gereken malzemeler esnek ve parçalı yapılmıştır. Ayrıca yakıt tanklarıyla yolcu bölümünü ayıran ara bölümde 2 cm.'den itibaren ahşap malzeme kullanılmıştır.
----------------- imza------------------
