TBMM’de gazetecilerin başkanlık sistemine yönelik sorularına cevap veren Burhan Kuzu, başkanlık modelinin asıl hedefinin parlamentoyu ve milleti temsil edenleri güçlendirmek olduğunu kaydetti. “Cazip olan tarafı, yürütme bakamından devamlılık var, koalisyonlara paydos var” diyen Kuzu, bir gazetecinin “Koalisyon kötü mü?” şeklindeki sorusu ve Avrupa’dan örnekler vermesi üzerine şunları söyledi:
“Belçika, Danimarka, İsviçre. Konya kadar toprak, orayı babamda yönetir. Senin başında IŞİD yok, Kobani yok, başında Kemal yok. Türkiye’nin bulunduğu bölge ora gibi mi? 70 bin dolar kişi başına düşüyor. Bizdeki hiçbir koalisyon hükümetinde yüzde 3’lük kalkınma yakalanamamış. En düşük Türk siyasi tarihinde İsmet Paşa’nın dönemidir, o da 1945’lerde 2. Dünya Savaşı’nın etkisidir. Bizim geldiğimiz 2002’de aynı kalkınma hızı vardı. Ha savaş dönemi, ha koalisyon dönemi. 1999’da deprem oldu, gelen deprem paralarını o günkü hükümet memura maaş parası olarak dağıttı.”
Medya patronlarının ihalelerden pay almak için koalisyon sistemlerini istediklerini kaydeden Kuzu, “Manipülasyon çok, medya patronları koalisyon istiyor. İşlerine geliyor çünkü, ihaleden pay almak için başbakanı korkutuyor. ‘Koalisyon ortağının birisini çekerim, sen bilirsin istersen verme’ diyor. Yüzde 5-10 almış parti, 20 tane vekili var, 10 tane bakanlık istiyor, anahtar onda. Sonra bakıyorsun 1 sene geçmiyor yeni bir hükümet kuruluyor” diye konuştu.
Kuzu, “Sizin önerdiğiniz sistem ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerdiği sistem arasında fark var mı?” şeklindeki soruya ise, “Aynısı. Muhalefet liderleri sanki bunu farklıymış gibi söylüyor. Benim çalışmalarım Sayın Cumhurbaşkanımızda epey bir süredir var. Peşin hükümlülük olunca Cumhurbaşkanımızın şahsına karşı ‘acaba kafasında başka bir formül mü var’ diye şeytan dürtüklüyor muhalefeti. Ben Özal için danışmanlık yaptığım zaman Özal için bunları söylüyorlardı, sonra Demirel geldi, Demirel beni Köşk’e çağırdı, bu konuda bilgi aldı. ‘Demirel’de var bir şeytanlık herhalde’ dediler, onu da kabul etmediler. Çiller bir ara söyler gibi oldu. Ne zaman birisi bu sistemi söylese kişisel gibi anlaşılıyor, Türkiye’ye yazık oluyor” cevabını verdi.
Diktatörlük için parlamenter sistemlerin daha uygun olduğunu belirten Kuzu, “Dese ki bana muhalefet, ‘bu yönetimde parlamento çok güçlü, yürütme zayıf kalır, bu başkanın hali ne olur’, bu manada algılansa ona bir şey demem. ‘Diktatörlük gelir’ denildiği zaman benim cinlerim tepeme geliyor. Diktatörlükler parlamenter modele çok daha müsait. Kanun da yürütmenin elinde, bakanlıklar elinde, bürokrasi de onun elinde” şeklinde konuştu.