İsrail saldırılarında şehit olan Filistinlilere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyen Erdoğan, şehit ailelerine, yakınlarına ve tüm Filistin halkına başsağlığı diledi.
Bugünkü zirvede Filistin davasına verdikleri desteği bir kez daha göstererek nihai bildiriyi kabul ettiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
- "Bu çerçevede işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in saldırganlığını en güçlü ifadelerle telin ettik. Son olaylardan İsrail'i sorumlu tuttuğumuzu belirttik. İsrail'in bu suçları, Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin desteğiyle işlediği aşikardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumun Filistin konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gereklidir. Her gün gencecik evlatlarını İsrail terörüne kurban veren Filistin halkına Uluslararası Barış Gücü gönderme dahil, -bunun altını çiziyorum-, Uluslararası Barış Gücü gönderme dahil bir koruma sağlanması şarttır. Uluslararası toplumun katliamları tribünden izlemeyi bırakarak diğer pek çok bölgede olduğu gibi Filistin'de de bunları engelleyecek adımları süratle atması gerekiyor. Nasıl Bosna Hersek'te bir Barış Gücü oraya yerleştirdiyse, nasıl Kosova'ya yerleştirdiyse aynen buraya da böyle bir gücün yerleştirilmesi şarttır."
İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçların hesabını vermesinin sağlanmasının artık kaçınılmaz hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Bunun için tüm dünyaya yasal ve ahlaki yükümlülükler doğrultusunda harekete geçilmesi çağrısında bulunuyoruz." dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Birleşmiş Milletleri ve diğer uluslararası kuruluşları Filistin halkına karşı işlenen suçları bağımsız ve şeffaf biçimde acilen soruşturmaya çağırıyoruz. Özellikle İsrail'in Gazze şeridindeki saldırılar konusundaki cezai sorumluluğunu belirlemek üzere uluslararası bir soruşturma komitesi kurulması elzemdir. Bu amaçla süratle bir saha soruşturması başlatılmasını istiyoruz. İsrail, işlediği suçlar nedeniyle hesap vermek zorundadır. Bu hesap da er ya da geç verilecektir. Filistin'de yaşanan zulmün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine getirilmesi için tüm ülkelere çağrı yapıyoruz. Bütün ülkeleri bir kez daha Filistin devletini ve onun başkenti olarak da Kudüs'ü resmen tanımaya davet ediyoruz. Bunu yapmayan ülkelerin barış sürecine öncülük etmesi mümkün değildir."
Amerika'nın Kudüs konusundaki kararını bir kez daha reddettiklerini dile getiren Erdoğan, hukuken hükümsüz ve geçersiz olan bu kararın uluslararası barış ve güvenliği hedef alan açık bir tehdit olduğunu kaydetti.
- "Teşkilat üyesi ülkeler olarak baskıyla dahi olsa Amerikan yönetiminin izinden gidecek devletlere karşı her türlü tedbiri almakta kararlıyız. Öte yandan dünyadaki hiçbir devletin şantaja boyun eğerek egemenlik haklarını çiğnetmeyeceğine inanıyoruz. Ayrıca tüm teşkilat üyelerini Amerika'nın kararını takip edecek ülkeler yanında tüm makam, parlamento, şirket ve bireylere karşı da ekonomik kısıtlamalar uygulanması için gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Kudüs-ü Şerif'in kimliğini değiştirmeye yönelik her türlü teşebbüse karşı koyacağız. Terörist yerleşimci grupların kutsallarımıza yönelik saygısızlıkları karşısında artık sabrımızın sonuna geldik. Üye devletler ve uluslararası toplum yasa dışı İsrail yerleşimlerinde imal edilen ürünlerin piyasalara girmesini mutlaka engellemelidir. Bunun yanında Filistin topraklarında süren haksız işgalin idamesinde rolü olan tüm şahıs ve oluşumlara karşı da gereken tedbirler alınmalıdır. Bundan sonra uluslararası görevlere adaylığını koyan ve destek talep eden ülkeleri Filistin ve özellikle Kudüs'e yönelik tutumlarına göre değerlendireceğiz."
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın bütçesinin güçlendirilmesi her zaman çok daha büyük önem kazandığını aktaran Erdoğan, "Tüm üye devletleri bu kritik süreçte ajansa olan destek ve katkılarını artırma çağrısı yapıyoruz. Türkiye olarak biz de ajans tarafından başlatılan 'Onura paha biçilemez' kampanyasını çok güçlü bir şekilde destekliyoruz. Filistinli mültecilere destek sağlanmasının bir aracı olarak tasarlanan Kalkınma Vakfı Fonu kurulmasına da olumlu yaklaşıyoruz. İki devletli çözüme bağlılığımızı teyit ediyor bu bağlamda Filistin tarafınca yapılan girişimleri desteklediğimizi ifade ediyoruz." dedi.
Erdoğan, ramazan ayı boyunca İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi tüm ülkelerde Filistinliler için yardım kampanyası yürütüleceğini de belirterek, bu kampanyayla ilgili ayrıntıları yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
İslam dünyası olarak Filistin sorununun çözüme kavuşturulması için Filistinlilere her alanda desteklerinin süreceğini dile getiren Erdoğan, bu çerçevede birçok liderle görüşerek herkesi Filistinlilerin maruz kaldığı haksızlığa karşı sesini yükseltmeye çağırdığını ifade etti.
Din, dil, ülke ayrımı gözetmeden uluslararası toplumun birleşerek haksızlığa karşı adaleti savunması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "İslam İşbirliği Teşkilatı olarak verdiğimiz mücadele sadece Müslümanların Kudüs üzerindeki haklarının mücadelesi değildir. Sayın Putin ile de görüştüm. Sayın Şansölyeyle de görüştüm. Hepsiyle bu konuyu ele aldık. Biz buradaki duruşumuzla Hristiyanların da Musevilerin de hakkını savunuyoruz. Biz burada işgale karşı çıkarken adaleti, barışı, hukuku bir arada yaşama idealini savunuyoruz." dedi.
Erdoğan, İsrail'deki ve dünyanın dört bir köşesindeki vicdan, haysiyet, şahsiyet sahibi Musevilere seslendiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kadını erkeği genci yaşlısıyla tüm İslam dünyasının Filistin'in yanında olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini, "Kudüs davası unutmayın hepimizin davasıdır. Kutlu mücadelenizde sizleri asla yalnız bırakmayacağız. İşgal bitene, başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurulana kadar sizleri desteklemeyi sürdüreceğiz. Ağır silahlarla kanınızı döken caniler hukuk ve insanlık önünde hesap verene kadar yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Bazılarının sessizliği sizi yeise düşürmesin. Kimi ülkelerin riyakarlığı sizi karamsarlığa sevk etmesin. İradesini dolarlara değişenler, dolarlara satanlar sizi aldatmasın. Rabbimin emri gereği, 'İnanıyorsanız üstün olan sizsiniz'. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla bir kez daha Kudüs'ün kaybedilmesine asla izin vermeyeceğimizi ve Filistin davasından asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ediyorum. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. İçinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayının tüm insanlık için rahmet ve bereket getirmesini niyaz ediyorum. Rabbim bizleri anne kucağındaki bebeklerin ölmediği, öldürülmediği ramazanlara kavuştursun diye dua ediyorum." ifadeleriyle tamamladı.