|

Travma yaşayan 5 bin çocuğa eğitim desteği

Maya Vakfı, 2017 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü iş birliğiyle yürüttüğü “Travmaya Duyarlı Okul Programı”nın detaylarını ve araştırma raporunun sonuçlarını açıkladı. Program kapsamında şu ana kadar 20 okulda bin 55 eğitimci ve danışman okuldaki travma yaşayan çocukları nasıl tespit edip onlara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda eğitim alırken, 5 bin çocuk ise psikososyal destek çalışmalarına katıldı.

15:52 - 17/09/2019 Salı
Güncelleme: 16:03 - 17/09/2019 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Türkiye’de zorunlu okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı bir milyon 10 bini aşıyor. Ağırlıklı savaş travması yaşayan bu çocukların bu güçlükleri aşması için Maya Vakfı 2017 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile Travmaya Duyarlı Okul Programı’nı yürütüyor.

Program kapsamında şu ana kadar 20 okulda bin 55 eğitimci ve danışman okuldaki travma yaşayan çocukları nasıl tespit edip onlara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda eğitim alırken, 5 bin çocuk ise psikososyal destek çalışmalarına katıldı.

75 milyon çocuğun eğitimi sekteye uğruyor

Dünyada her yıl yaklaşık 250 milyon çocuk silahlı çatışmadan etkileniyor. 75 milyon çocuğun ise eğitimi, felaketler ve çatışmalar nedeniyle sekteye uğruyor. Dünyada insani yardım kuruluşlarının yüzde 3’ten azı eğitim konusunda çalışıyor ve daha da azı okullarda travmaya duyarlı yaklaşım konusunu ele alıyor. Dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan

Türkiye’de zorunlu okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı bir milyon 10 bini aşıyor. 2017-2018 öğretim yılının başında, okul çağındaki çocuklardan 612 bininin okula kayıt yaptırdığı biliniyor.

Güvenli çocuk hedefi

Başta savaş olmak üzere pek çok travmaya maruz kalan bu çocukların eğitim hayatlarında ihtiyaç duydukları desteği ise Maya Vakfı Travmaya Duyarlı Okul Programı sağlamaya çalışıyor. Özgür, güvenli ve üretken çocukluk yaşamış, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum hayaliyle Haziran 2015’te faaliyete başlayan vakıf, 2017 yılından itibaren de Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü iş birliği ile birlikte Travmaya Duyarlı Okul Programı’nı yürütüyor.

  • Theirworld’ün desteğiyle geliştirilen program travmatize olmuş çocukları belirlemeyi, ihtiyacı olan çocuklara ek destek sağlamayı, öğretmen ve okul psikolojik danışmanlarına yönelik eğitimler uygulamayı amaçlıyor. Programın uygulandığı okullar öğrencilere yönelik davranış beklentilerini ve farklı davranış biçimlerini yeniden düzenlemeye ve zarar görmüş ilişkileri onarmaya odaklanıyor.

Programı 7 ilde yaygınlaştırmaya hazırız

Maya Vakfı’nın her çocuğun insanca yaşamayı, geleceğe umut taşımayı, kendisine ve dünyaya inanmayı hak ettiği inancı ile, çocuk ve gençlerin psikolojik, zihinsel, fiziksel ve akademik gelişiminde katkıda bulunduğunu belirten Maya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Esra Özsüer, “Vakıf doğal afet, terör, savaş, göç gibi psikolojik travmalara maruz kalmış çocukların eğitim sisteminden en iyi şekilde yararlanmalarını hedefliyor. Odağına, hiçbir etnik köken, din ayrımı yapmaksızın, travmaya maruz kalan çocuk ve gençleri yerleştiren vakfımız, onların etkileşim içinde olduğu kişi-anne-baba, aile bireyleri ve kurumlarında bu konudaki duyarlılığını artırmak ve kapasitesini geliştirmek üzere çalışıyor. Bu ekosistemde çocuğun en verimli, en önemli zamanını geçirmesinin gerektiği yer eğitim alacağı mekandır. Elimizden gelen en donanımlı sosyal-uyum programını modelledik. Şu an itibarıyla programımızı protokol kapsamında bulunan 7 il ile yaygınlaştırmaya hazırız. Fon sağlanmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın bilgisi ve onayıyla büyüme planımız hazır. Bu konuda Bakanlığımız ile birlikte özellikle fon sağlayan ulusal ve uluslararası kuruluşların desteğini bekliyoruz. Bundan sonraki evrede milli vazifemiz bu programı yaygınlaştırmak olmalı” dedi.

20 okulda 5 bin çocuğa destek verildi

Milli Eğitim Bakanlığı’yla imzalanan protokole bağlı olarak, 2017/2018 akademik yılında, Travmaya Duyarlı Okul Programı’nı uygulamak amacıyla, en fazla sayıda travmatize olmuş çocuk ve Suriyeli öğrenci popülasyonuna sahip, İstanbul’da Fatih’te çalışıldı. 2018/2019 akademik yılında ise programın kapsamı genişletilerek İstanbul ve Türkiye’nin güneydoğusunda ve Suriye sınırında bulunan Şanlıurfa ilinde yürütüldü. Toplamda 20 okulda bin 55 öğretmeni ve okul psikolojik danışmanını eğitti, 235 ebeveyne olumlu ebeveynlik dersleri sağladı ve yaklaşık 5 bin çocukla psikososyal destek çalışmaları ve grup aktiviteleri düzenledi.

Programla ilgili MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, şöyle konuşuyor: "
Bu gibi programlar bizim için ayrı bir önem taşıyor. Böyle bir arada bulunmak, bir taraftan devleti temsil eden diğer taraftan milletin içinden çıkan Sivil Toplum Kuruluşları vasıtası ile oluyorsa, devletin ve milletin kaynaşmasının güzel bir örneği sunuluyor. Arzumuz ırkı,cinsiyeti, rengi ne olursa olsun bütün insanlar barış, kardeşlik ve huzur içinde yaşasın. Bizim bütün bir insanlığın huzuru ve saadeti için gayret göstermemiz gerekiyor. 2011 yılında başlayan bu süreçte insanlara imkan sunmaya çalıştık. Başlangıçta insani yardım ile başlayan bu süreç, daha sonra sağlık, güvenlik ve en önemlisi eğitim alanında pek çok faaliyetleri bu insanlara sunmak adına büyük hummalı bir çalışmaya girdik. İnsani yardım alanında, resmi sıralamada Amerika ve İngiltere’den sonra 3.sıradayız.Ama nüfus oranı ve milli geliri göz önünde bulundurulduğunda Dünya’da Milli Eğitim Bakanlığı olarak , T.C. Devleti olarak ilk günden itibaren çadır kentlerde başlayan eğitim öğretim sürecinin, okullarımızda T.C. vatandaşı olan çocuklarımızın sahip olduğu tüm haklara onların da sahip olacağı şekilde eğitim hakkı vermek için irademizi ortaya koyduk. Sorumluluğumuzu yerine getirmek adına öğretmenimiz, idarecimiz ve rehber öğretmenimiz şevkatle yaklaştı. Suriyeli çocukların eğitimi ve hayata bağlılığı adına çok güzel çalışmalar yaptı. Devlet olarak millet olarak genel müdürlük bakanlıklar olarak Sivil Toplum Kuruluşları olarak hepimizin yapmış olduğu bir hizmetin fedakarlığın sonucudur. Bu açıdan bugün itibariyle 684.000 Suriyeli eğer bizim okullarımızda ise güvenli bir alandadırlar, güvenli bir limandadırlar. Öğretmenlerimiz idarecilerimiz artı Maya Vakfı gibi Sivil Toplum Kuruluşlarımız hep birlikte elele vermek suretiyle bu çocuklarımızı en iyi biçimde geleceğe hazırlamak için üstün bir gayret ve çaba göstermektedirler. O yüzden bu çabalarını esirgemeyen tüm eğitimcilerimize tüm emektarlarımıza gerçekten kalben teşekkürlerimi hürmetlerimi ve muhabbetlerimi bu vesile ile iletmiş oluyorum. Eğitim hakkının herkesin hakkı olduğuna inanıyoruz. T.C. vatandaşı olsun veya olmasın ister Suriyeli olsun ister Rus olsun ister Amerikalı olsun ister Vietnamlı olsun nereli olursa olsun bu topraklarda bulunuyorsa eğer bizim o çocuğa eğitim vermemiz ve bu anlamda faaliyet göstermemiz gerekiyor. Devlet olarak, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla da ortak bazı çalışmalar yapıyoruz. Genel Müdürlük olarak biz 100’ü aşkın kurumla, vakıf, dernek, belediye, STK ve şirket ile iş birliği yapıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla iş birliklerine çok inanıyoruz. Ben tekrar iş birliğinden ve çalışmalarından dolayı Maya Vakfı başkanı ve genel müdüründen başlayarak tüm emek verenlere teşekkür ediyorum. Bu çalışmalarda gerek Genel Müdürlüğümüzden gerek İstanbul Şanlıurfa ve diğer illerimizdeki Milli Eğitimdeki arkadaşlarımızla, eğitimci, yönetici arkadaşlarımız ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla da bu ve benzeri çalışmalarda yer alan arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyorum. Bu gibi çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum.’’

Programı üç aşamalı uygulanıyor

Birinci adımda, öğretmenlere ve okul psikolojik danışmanlarına verilen eğitimlerle öğretmenler travma belirtilerine dair duyarlılık kazanarak, erken tanı ve yönlendirme süreçlerini öğreniyorlar. Bununla birlikte güvenli bir okul ortamı sağlanarak, öğrenci destekleniyor. İkinci aşamada, öğretmenlerle iş birliği içerisinde yapılan sınıf taramaları neticesinde, yoğun travma sonrası stres belirtileri gösteren ve bireysel müdahaleye ihtiyaç duyan çocuklar, Maya Vakfı Çocuk Merkezi'nde yürütülen terapi seanslarına yönlendiriliyor. Üçüncü adımda ise, yine öğretmenlerin yönlendirmesi ile birlikte, travmatik stres belirtileri gösteren çocuklar Maya Vakfı'nın klinik psikologları tarafından okul ortamında yürütülen 8 haftalık psikososyal destek grup atölyelerine dahil ediliyorlar. Bu atölyeler, çocukların baş etme becerilerini ve dayanıklılıklarını güçlendirerek, çocukların gösterdikleri travmatik stres semptomlarını azaltmayı hedefliyor.

  • Sonuçlar ne diyor?
  • Tüm bu yapılan çalışmaların sonuçlarına bakarsak, Travmaya Duyarlı Okul Programı Değerlendirme Raporu yapılan çalışmanın etkilerini net olarak ortaya koyuyor. Katılımcıların çoğu, eğitimden önce travmanın ne olduğu hakkında genel bir fikir sahibi olduklarını belirtmiş olsalar da eğitimin travma konusundaki farkındalıklarını ve duyarlılıklarını arttırdığını vurguluyor. Katılımcılar ayrıca travmanın çocuklar üzerindeki etkisiyle ilgili bilgilerini gözden geçirme ve düzeltme şansı yakaladıklarını da belirtiyor.
  • İstanbul Gedik Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Dilek Çelik sonuçları şöyle değerlendirdi: “Öğretmen eğitimi sonrası, öğretmenlerin yüzde 96sı eğitimin travmayı anlama konusunda bilgilerini ve becerilerini arttırdığını bildirdi. Her 10 öğretmenden 9’u göçmen çocuklara daha besleyici bir eğitim ortamı sağlama konusunda güçlendiğini hissettiğini belirtti.” Birçok öğretmen de çocukların yaşadığı travma sonucu gelişen öğrenme güçlüğü hakkındaki farkındalıklarını arttırarak, savaş ve göç geçmişi olan öğrencilerin akademik başarısızlıklarına ilişkin bakış açılarını gözden geçirdiklerini dile getiriyor.
#Travmaya Duyarlı Okul Programı
#Maya Vakfı
5 yıl önce