İstanbul’a geçen hafta yağan kar, vatandaşa az da olsa kış keyfi yaşatırken, sokak satıcılarının yeni favorisi kestane oldu. Soğuk havaya bir de 14 Şubat seremonisi eklenince, seyyar tezgahta gelirler tavan yaptı. Kış aylarının vazgeçilmezi kestanenin, 50 gramı 5, hafta sonu yoğun saatlerde ise 10 lirayı buluyor.
İstanbul Hali’nde kilosu 15, büyük marketlerde 40 liradan satılan kestane, piştikten sonra elleri olduğu kadar cepleri de yaktı. 15 liralık ürün İstanbul’un turistik yerlerinde satıcısına 1 kilogramında 200 lira kazandırabiliyor. Anlayacağınız bu kış lezzeti, kırmızı eti de sollamış durumda. Biz de yapalım bir kara kış haberi dediğimiz anda, soluğu tezgahın önünde aldık.
Piyasayı şöyle bir yokladığımızda hafta içi 2, hafta sonu ise 3 kilogramlık satış yapıldığını öğreniyoruz. İstanbul’a kar gelip, o kar özel günlerle de birleşti mi satışların 7 kilogramı bulduğunu söyleyebiliriz. Yani hafta içi, hafta sonu ve özel günler sırasıyla 300, 600 ve 800 lira civarında gelir bırakıyor. Kestane, kağıt, kömür, peçete ve işgaliye parasının ardından yüzde 80’inin net kâr olduğunu belirtelim.
- Yani her şey yolunda gittiyse geçtiğimiz cumartesi günü bir kestane satıcısının elinde 600 lira kaldı. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde çalışan Yılmaz H. akrabalarıyla üç farklı mesaide 20 saat kadar kestane mangalının başında beklediklerini söylüyor. Sabah 10’da açılan tezgah, ertesi gün sabah 5’e kadar açık. Günde 3-4 kilo satış yaptıklarını hafta sonu ise 5 kilogramı bulduğunu anlatıyor. “Bizim müşterimiz karnını doyurmak isteyen kişi değildir” diyor ve devam ediyor “Mesela Taksim’e yılda birkaç defa geliyordur, kestane ve ıslak hamburger yemeden gitmez. Çünkü burayı gezmenin olmazsa olmazıdır. Bereketi de bizim işlere yansır.”
Galatasaray Lisesi tarafında bekleyen Mustafa Halim, 2 sene önce kestane işine girdiğini aktarıyor. Yazın mısırla dolan arabasından belediyeye verdiği işgaliye parası ve diğer maliyetlerin ardından günde 300 lira net kazancı olduğunu söylüyor. Bu rakamı müşterinin tavan yaptığı zamanda yakaladığını belirtse de çevre esnafa göre, kazanç onların anlattığından çok daha fazla. İstiklal Caddesi boyunca hemen her 200 metrede bir görülen seyyar satıcılarda kestanenin 50 gramı gündüz 7 akşam saatlerinde ise 10 lirayı buluyor. Bunda Arap turist talebinin de etkisi fazla. Anlayacağınız tezgahta işler, yaz - kış kestane kebap.
Bu yıl havaların geç soğumasından ve kar yağmamasından şikayet eden İbrahim S. son haftalardaki soğukların ve 14 Şubat’ın etkisiyle kazançların tavan yaptığını anlatıyor. İbrahim S’ye göre, eşi, dostu, sevdiğiyle sokağa çıkan vatandaş onun müşterisidir. Pazar ve tezgah arasındaki fiyat farkını isterseniz kendisi anlatsın: “Bizim iş simitçi gibi değildir. Orada, 2 lira verir karnını doyurup, evine gider. Benim müşterim, izin günündeki adamdır.”
Kaçak çalışmayı özendirmeyin
- Zabıta denetimleri sayesinde belediyeye işgaliye verenlerin sayısı artmış. Sokaktan aşina olduğumuz kırmızı el arabaları artık İstanbul’un sembollerinden biri. Haliyle iyi yer tutanların aylık geliri 3 bin ila 6 bin lira arasında değişiyor. Tabii şanslı olanlar için. Bir arka sokakta kayıtdışı işportanın yer kapma ve zabıtadan kaçma mücadelesi ise aynen devam ediyor. ‘Kim ne kadar kazanıyor?’ sorusunun vazgeçilmezi sokak piyasası, bir ekonomi haberinden daha fazlası. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası(nı) geçerken, maaşla çalışanları kıskandıracak rakamlar seyyar piyasada ciddi ciddi telaffuz ediliyor.