Gözler kalbin aynasıdır diyorlar ama siz aldanmayın. Berlin Üniversitesi'nde hocalık yaparken ünlü sanatçıların ellerle ilgili orijinal eserlerini biriktirmeye başlayan Prof. Dr. Hans Zilch'in 30 yılda oluşturduğu 'Ellerin Büyüsü' koleksiyonunu izledikten ve Zilch ile sohbet ettikten sonra ister istemez aklımıza bu cümle geliyor. Zilch, dünyaca ünlü Plastik Cerrah ve aynı zamanda büyük bir koleksiyoner. Ellere olan ilgisi de el cerrahı oluşundan geliyor. Zilch, “İnsan yüzü yalana yakınlaştırılabilir. İnsan karşısındakini gülümserken aynı zamanda onun kötülüğünü de dileyebilir. Ancak el dürüsttür” diyor.
Zilch'in koleksiyonu zenginliği ve niteliği açısından dünyanın da ilgisini çekiyor ve gittiği her yerde aynı isimle sergileniyor. Türkiye'de ilk olarak Folkart İzmir'de açılan sergi sırasıyla Antalya, Ankara'yı dolaşarak İstanbul'a geldi. Odeabank'ın Etiler'de bulunan sanat merkezi O'Art'ta açılan sergi 28 Haziran'a kadar gezilebiliyor. Sergilenen 60 eserin 11'i heykelden oluşuyor. İçlerinde Pablo Picasso, Auguste Rodin, Salvador Dali, Eugène Delacroix, Le Corbusier, Man Ray, Joseph Beuys, Georg Baselitz gibi isimlerin eserleri yer alıyor.
İnsanoğlu çoğu zaman yaralarını gizler. Çok zaman da ya başkasının bu yarasından dolayı onu sevmeyeceğinden ya da ona zarar vereceğinden korkar. Zilch de bunu eller üzerinden deneyimlemiş. Bir kaza veya doğuştan ellerinden zarar görmüş bireylerin toplum içinde ellerini gizlediklerini, çekindiklerini fark etmiş. Fakat fonksiyonlarını yitirmiş bir eli tekrar mükemmelleştirme olasılığı onu her zaman büyülemiş. Bunun üzerine giderek gençlik yıllarında sanatsal el figürleri ve maddi gücü yettikçe sanat eserleri, takvim yaprakları ve posta kartları toplamaya başlamış. “Ellerin sanatsal yorumu benim için heyecanlandırıcı oldu ve bu virüs bana
bulaştıktan sonra hiçbir tedavi mümkün olmadı” diyor.
Onu heyecanlandıran bir başka şey de her sanatçının eli çok farklı açılardan anlatıyor olması. 30 yıldır bu tutkusunu sürdüren Zilch, “Çok farklı sanatçıların birbirinden çok farklı el yorumları beni hep büyülüyor. Ondan dolayı bunun içindeyim. Eşim izin verdiği sürece de koleksiyonuma yeni eserler almaya devam edeceğim” diyor. O sanatın çok spesifik bir alanıyla ilgileniyor. Resimler, heykeller var evet ama merkezde hep el var ve bu eller ayrılığı, kavuşmayı, emeği, korkuları, sevinçleri anlatıyor. Hepsinde farklı
anlatım teknikleri kullanılıyor.
Mönchehaus-Museum (Kesisevi Müzesi), Kesisevi Müzesi ve Hameln Sanatevi'nde sergilenen koleksiyonun Türkiye'de büyük ilgi görmesinden son derece onur duyduğunu söyleyen Zilch'in koleksiyonunda Bubi, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Devrim Erbil, Eren Eyüboğlu, Günter Grass, Ara Güler, Fevzi Karakoç, Fikret Otyam, Süleyman Saim Tekcan gibi Türk sanatçıların da eserleri var. Zilch, “Türk sanatçılar bana yeni bakış açıları kazandırdı. Benim de bugüne kadar hiç rastlamadığım elin resme daha yeni ve farklı yansıtılışlarını gördüm. Zaten sanatta önemli olan da bu. Her sanatçı yeni bir bakış açısı getiriyor” diyor.
