Bulgaristan göçmeni ressam Sabahattin Camcıoğlu, ilk kişisel sergisini İstiva Sanat Merkezi'nde açtı. 1976 yılında sıla hasretiyle Türkiye'ye kesin dönüş yapan Camcıoğlu şair bir babası ve ressam bir teyzesi var. Dolayısıyla resimle tanışması çok küçük yaşlara dayanıyor. Eğitimini ise Bulgaristan'da Ivan Stanivof atölyesinde görüyor. Dostlarının ısrarıyla çalışmalarını ilk kez bu sergide bir araya getiren Camcıoğlu, "Şimdiki sanatçılar 'biz modern resim yapıyoruz' diyorlar. Hiçbir altyapınız olmadan modern ressam olamazsınız. Picasso da kübist ama Picasso'nun altyapısı var, klasikleri var. Onları bilmeden modern resim yapıyorum diyen resmin R'sini bilmiyordur" diyor. Camcıoğlu'nun eserleri 16 Ocak'a kadar ziyaret edilebilir.
Bulgaristan'da yaşarken kendisini hiç oraya ait hissetmeyen Camcıoğlu, 26 yaşında varını yoğunu toplayıp İstanbul'a geliyor. O yıllarla ilgili "Aidiyet arıyordum. Orada çok başarılıydım. Bulgar gençleri arasında sıyrılıyordum ama ben istedim ki kendi vatanım olsun, sancağım olsun" diyen Camcıoğlu, resme olan yeteneği sayesinde İstanbul'a gelir gelmez Şehremini'de bir tabela atölyesi açıyor. O yıllar dükkan tabelaları elle yapılıyor. Bulgaristan'da ve Türkiye'de Camcıoğlu'na resimle asla geçinemeyeceğini söyleyenler olmuş. Ancak o, "Ben sanatıyla geçinen ender sanatçılardan biriyim. Çocuğumu okuttum, evimi geçindirdim sanatımla. Ailemi, yuvamı kurdum" diyor.
Henüz daha küçük bir çocukken teyzesinden nasıl resim öğrendiğini şu sözlerle anlatıyor Camcıoğlu: "Teyzem bana ders çalıştırırken bir yandan da kara kalemle çeşme başında çarıklarını yıkayan adamları çiziyordu. Nasıl gözlemledi o kadar detayı, şaşırıp kalırdım. Aklım giderdi resimlerine. O öğretti bana bakış noktasını, kadrajı, perspektifi, orantıları, ışığı, gölgeyi." Edebiyata da meraklı olan Camcıoğlu, hem Batı klasiklerini hem de Doğu klasiklerini okumuş. Tüm bu eserlerin sanat üretimine ciddi oranda yansıdığını Camcıoğlu'nun resimlerine baktığınızda görüyorsunuz.
Sanat üretimini halen Bayrampaşa'daki atölyesinde sürdüren Camcıoğlu, resimde doğaçlamayı çok seviyor. "Caz müziğini severim, bir de ney sesini. Beklenmeyen bir rüzgar gibi... Çalışırken senfoniler, klasik müzikler dinlerim" diyen Camcıoğlu, günün büyük bir bölümünü atölyesine kapanıp resim yaparak geçiriyor.
Türkiye Fotoğraf Vakfı ve Zeytinburnu Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Zeytinburnu Uluslararası Fotoğraf Festivali (Z FotoFest) 19 Ocak Cuma günü saat 19.30’da Zeytinburnu Belediye Başkanlık Binası’nda başlıyor. Genç sanatçılar ile ustaları bir araya getirmeyi amaçlayan festival 11 Şubat’a kadar devam edecek. Yann Arthus-Bertrand, Abelardo Morell, Ami Vitale, Chandan Gomes, Corey Arnold, Greg Segall, Kamil Fırat, Ali Haydar Yeşilyurt, Dinçer Özüarap, Bekir Dindar, M. Cevahir Akbaş gibi dünyaca ünlü isimlerin bir araya geleceği Fotoğraf Festivali’nde, 50'ye yakın sergi, fotoğraf ve belgesel film gösterimleri, seminerler ve özel atölyeler yer alacak.
Fotoğraf dünyasının önde gelen uluslararası festivallerinden biri olmayı hedefleyen Z FotoFest, bu yıla özel olarak düzenleyeceği ilk festivalde "Oksijen" temasını seçti. Çevre bilincinin, fotoğraf ve sinema sanatı sayesinde kamuoyuna yeniden hatırlatılmasının amaçlandığı festivalde konuk ülke ise “Çin” olacak.
