|

Okullarımız ziynetimizdir

İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde 30 yıl boyunca tarih öğretmenliği yapan Süleyman Zeki Bağlan, okul kurucularından 33 ismin özgeçmişlerini sınıf kapılarına asarak öğrencilerin bu hocaları tanımasını sağlıyor. Okul kurucularından Mehmet Emin Saraç, günümüzde imam hatip okullarının artmasından büyük bir mutluluk duyduğunu söyleyerek “İmam hatip mekteplerinde eğitim alan öğrencilerimiz bu ülkenin aydınlığı olacak. Bu okullarımız bir ziynettir. Gençler okullarının kıymetini bilmeli” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/03/2018 Pazar
Güncelleme: 18:05 - 8/03/2018 Perşembe
Yeni Şafak
Süleyman Zeki Bağlan, okul kurucularından 33 ismin özgeçmişlerini sınıf kapılarına asarak öğrencilerin bu hocaları tanımasını sağlıyor.
Süleyman Zeki Bağlan, okul kurucularından 33 ismin özgeçmişlerini sınıf kapılarına asarak öğrencilerin bu hocaları tanımasını sağlıyor.

1951 yılında Türkiye’nin ilk imam hatip okulu olarak kurulan İstanbul İmam-Hatip Lisesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da başta olmak üzere siyasetten ekonomiye, akademiden iş dünyasına kadar bünyesinden pek çok mezun çıkardı. Okulun ilk kurucu müdürü Celalettin Ökten ile dönemin hocaları tarafından büyük bir özveriyle kurulan bu ilim yuvası, şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak Fatih’te eğitime devam ediyor.


Bu okulda 30 yıl boyunca tarih öğretmenliği yapan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Süleyman Zeki Bağlan, okulun kuruluşunda emeği geçen ve burada öğretmenlik yapan hocaların öğrenciler tarafından tanınması için bir çalışma yaptı. Bağlan, okul müdür yardımcısı Mehmet Baydaş ile lisenin arşivinde araştırmalar yaparak burayı kuran ilk 33 hocayı tespit etmiş ve sınıf kapılarına da bu hocaları asmış. Abdullah Güzelyazıcı,Abdurrahman Şeref, Ahmed Davudoğlu,Ahmet Muhtar Büyükçınar, Aksay Öncel, Ali Rıza Sağman, Bekir Haki Yener, Bekir Sadak, Celaleddin Ökten, Celalettin İzmirli,Cemal Öğüt,Mehmet Emin Saraç,Fikri Aksoy,Fuad Çamdibi, Halim Akkul, Hasan Basri Çantay, Hüseyin Karagözoğlu, Hüsrev Aydınlar, Mahir İz, Mahmut Mazhar Bayram, Mehmet Zekai Konrapa, Mehmed Çolak, Nazif Çelebi, Nurettin Topçu, Osman Rençber, Ömer Nasuhi Bilmen,Rahmi Şenses, Salih Şeref, Sami Akalın,Seniyüddin Başak, Sırrı Üçer, Yaman Dede ve İsmail Niyazi Kurtulmuş’un isimlerinin Türkiye’deki bütün imam hatip lise ve ortaokullarında sınıf kapılarına asılması gerektiğini ifade ediyor.


PATRİKHANENİN ENSESİNDE OLUN!

İlmi araştırmaları ve kitaba olan merakından ötürü “Ayaklı kütüphane” lâkabıya anılan Bağlan, İmam hatip okullarının kurulmasında Osmanlı devletinin son ulemasının büyük çaba sarf ettiğini söyleyerek, “İlk kurulan İstanbul İmam-Hatip okulunda vazife gören otuz üç mümtaz şahsiyet olan ilk hocalarımız büyük fedakârlıklarla çalıştılar. Şahsen bu zevatın yarısına yetiştim, ellerini öptüm. Okul arşivinden ve ilk öğrenci büyüklerimizden isimlerini tespit ettim. Okulumuzun Fatih Fethiye’deki yerini almalarının sebebini bizzat bize Gönenli Mehmed Efendi şöyle anlattı: ‘Sizler Patrikhanenin ensesinde olun diye burayı aldık’ Ayrıca Fethiye camiinde karşılaştığımız doksan yaşlarındaki bir zat; ‘İmam hatibin yerinde bizim büyük bir evimiz vardı. Haliç ve Eyüp Sultanı seyrediyorduk. Babam ilk gün ‘Ya Rabbî bizden sonra burada bir hayır müessesi olsun diye dûa etti. (Yaklaşık bu asrın başları)’ İşte kabul edilen bir dûa, ihlâs örneği” diye konuşuyor.


ÖĞRENCİLER HOCALARINI TANISIN

İmam hatip okullarında eğitim gören gençlerin bu okulları kuran hocaları yakından tanıması gerektiğini ifade eden Bağlan, “İmam-Hatip neslinin yetişmesinde emeği geçen bu ilk otuz üç hocamız hakkında kitaplar çıktı. Bizler de çalışıp yeni eserler yayınlayalım.


Okullarımızda anma günleri ile onların ailelerini ve son talebelerini arayalım, çağıralım. ‘Sözlü Tarih’ çalışmaları yapıp neşredelim. Ayrıca bu okullarımızda ilk 40 dakika öğrencilerimize Kur’an Kerim okutarak okullarımızı Kur’an sesleriyle inletelim” diyerek devam ediyor: “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Fuzuli, Baki amfisi var, Hukuk Fakültesi’nde Ebul ulâ Mardin Anfisi bulunuyor. Yine Vefa Lisesi’nde Kemal Sunal Sınıfı var. İstanbul Kabataş Lisesi’nde de pek çok artistin amfisi var. Buralar kendi okulunda okuyan kişileri tanıtıyor. 'Biz niçin kendi bünyemizde yetişen hocalarımızı tanıtmayalım?' dedik ve 33 hocamızın hayatlarının yazılı olduğu tabelaları 40’a 50 ebadında çıkarıp sınıflarımızın kapılarına astık. Benim tek istediğim bu hocalarımızı öğrencilerimizin tanımasıdır.”


Doğuyu ve batıyı bilen bir münevver

İmam- Hatip Okullarının fikir babası ve kurucusu olan Celalettin Ökten, İmam Hatip okullarının ilk müdürü. 1949 yılında açılan İmam Hatip kursuna müdür ve öğretmen olarak tayin edilen Ökten, bu kursların yeterli olmadığını gördü. Bu kursların orta dereceli okullara dönüştürülmesi için Maarif Vekili Tevfik İleri ile birçok yetkiliyle görüştü ve 17 Ekim 1951 yılında açılan İstanbul İmam Hatip Ortaokulu’na müdür olarak atandı.


Ökten, imam hatip gençliğini şöyle tarif ediyor: “Asrın ihtiyaçlarını müdrik, doğuyu ve batıyı bilen münevver, aydın desinler diye dinden taviz vermeyen, dindar desinler diye mutaassıp olmayan, tavizsiz fakat müsamahakâr bir gençlik...”


Ahirette imam hatiplerle haşrolayım

Okul müdür yardımcısı Mehmet Baydaş, bu 33 hocanın Osmanlı kültürüyle yetişmiş ve Cumhuriyet kültürünü de benimsemiş insanlar olduğunu dile getirerek “Bu hocalarımız tek yönlü ve tek branşlı hocalarımız değil. Hepsi çok donanımlı ve birikimli insanlar. Bu hocalarımızın arşivlerden bilgilerini ben de çıkardım. Celalettin Ökten hocamız, bu müfredatı yaparken hem dini dersleri hem de matematik fizik, kimya, fen ve beşeri derslerin hepsinin bir arada olmasını istemiş ve çok mücadele vermiş.


Arap harfleriyle Kur’an’ı Kerim’in yasak olduğu dönemde dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin evine giderek onu ikna etmeye çalışmış. Menderes’le görüşmüşler. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş ise 51 yaşında bir tıp doktoru iken imam hatip diploması almış. "Sürekli başkalarının çocuklarını imam hatip liselerine gitmeleri için teşvik ediyoruz, kendimiz neden imam hatibi bitirmedik?" diye böyle bir şey yapmış. Bu onun bu konuda ne kadar samimi olduğunu ortaya koyuyor. Niyazi hocamız, ‘Ahirette imam hatiplilerle birlikte haşrolunmak istiyorum’ demiş” ifadelerini kullanıyor.



Biz dersimizi ulemadan alan nesiliz

İmam hatip okulları sayısının gün geçtikçe artmasından büyük bir mutluluk duyduğunu söyleyen okul kurucularından Mehmet Emin Saraç, “İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde ben de öğretmenlik yaptım. Ama ben hala talebeyim. Ulemayı gördüm ve beni yetiştiren hocaları gördükten sonra kendimi onlar gibi göremiyorum. Ailelere sesleniyorum. Herkes evladını imam hatip mekteplerine yollasın. Yıllarca bu okullarımızı kapatmaya çalıştılar.


Çocuklarımız Allah’ın izniyle oradan hayırlı bir evlat olarak çıkacaklar” diyerek devam ediyor: “Ülkemizde ıslah edilmesi gereken konular var. İmam hatip mektepleri işte bunun için önemli. Bu eğitimi alan gençlerimiz bu ülkeyi yönetmeli. İmam hatip liseleri bizim için bir ziynettir. Bu nedenle bu okullarımızın kıymetini bilelim. Üstüne basa basa söyleyeceğim tek şey bu olur. Okullarımızın kadrini bilelim. Gençlerimiz bu ümmetin rehberi olacak. Bu nedenle gençlerimiz okullarının savunucusu olsunlar. Biz kurduk onlar sahip çıksınlar.”


Büyük mücadeleler verdik

33 hocanın yarısını tanıyarak ellerinden öptüğünü söyleyen Süleyman Zeki Bağlan, “Mahir İz’i de yakından tanırdım. Okulumuza çok büyük katksı oldu. Bütün derslerine katılırdım. O en çok gençliğin edep ve terbiyeyle her sahada yetişmesini istiyordu. Bekir Sadak hocamızın uluslararası hukuk sertifikası vardı ve birçok dil biliyordu. İlahiyat Faültesi’nde de desler veriyordu. Çok mütevazi bir insandı ve okulumuza büyük katkıları oldu. Aksel Öncel’i de yakından tanıdım.



Bu hocalarımızın hatırası yaşasın diye uğraşıyoruz” diyerek okulda öğretmenlik yaptığı dönemde yaşadıklarını da şu sözlerle ifade ediyor: “Okulumuz ilk imam hatip lisesi olduğu için sürekli basın mensupları gelirdi. Biz öğretmenlerle röportajlar yaparlardı. RTL adlı Alman-Fransız işbirliğindeki kanal, Türkiye’deki din eğitimi konulu kötü bir yayın yaptılar. 28 Şubat dönemlerinde onları bizim okula özellikle yolluyorlardı. O dönemlerde sınıflarımızın sayısı düşüyordu. 71 kişilik sınıflarımız 15 kişiye düşerdi. Burada büyük mücadeleler verdik. Okulumuz tevekkül ve tefekkürün en zirve noktada yaşandığı bir yerdi.”

#Okul
#İmam Hatip
#Mehmet Emin Saraç
6 yıl önce