|

O’nu animasyonla anlatıyoruz

Yusuf İslam’ın geçtiğimiz hafta yayınlanan Ramadan Moon videosunun tasarımcısı ve yönetmeni ödüllü animasyon The Box’la tanıdığımız Merve Çirişoğlu’ydu. Çirişoğlu, çocuklara Allah’ın eşsiz sanatını ve bahşetmiş olduğu nimetleri görmeye teşvik edecekleri animasyonların devamının geleceğini söylüyor.

Merve Akbaş
04:00 - 2/06/2019 Pazar
Güncelleme: 11:14 - 1/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Merve Çirişoğlu
Merve Çirişoğlu

Geçtiğimiz hafta dünyaca ünlü sanatçı ve insani yardım gönüllüsü Yusuf İslam (Cat Stevens), Ramadan Moon şarkısının büyük bir ilgi gören yeni animasyonlu versiyonunu yayınlandı. Animasyon, kısa bir süre içerisinde on binlerce kişi tarafından izlendi. Animasyonun tasarımcısı, yönetmeni ve yapımcısı ise Merve Çirişoğlu. Çirişoğlu, animasyon üzerine eğitim aldığı Londra’da animasyon çalışmalarına ve insani yardım projelerine imza atıyor. Çirişoğlu ile Ramadan Moon projesini ve yaptığı çalışmaları konuştuk.

Ramadan Moon nasıl başladı?

Ramadan Moon projesi, Yusuf İslam Vakfı ile tanışmam ile gündemimize giren projelerden biriydi. Kendileri şimdiye kadar yapmış olduğum ve tanışıklığımız süresince onlara sunmuş olduğum çalışmaları çok beğendiler ve birlikte eğitim ve yardım alanlarına yoğunlaşmak istediler. Yusuf İslam, gerek sanat gerekse insani yardım için aktif bir şekilde çalışan ve sürekli üreten nadide bir kişilik... Birlikte yapacağımız çalışmalarımıza, “I Look I See” albümünün şarkılarının animasyonlarını eklemeye ve Ramadan Moon ile başlamaya karar verdik.

ALLAH’IN EŞSİZ SANATINI ANLATACAĞIZ

Peki Ramada
n Moon’un devamı gelecek mi?

Evet, şimdi albümdeki “I Look I See” şarkısının animasyonunu hazırlamaya başladık. Çocuklara Allah’ın eşsiz sanatını ve bize bahşetmiş olduğu nimetleri görmeye ve hissetmeye teşvik edeceğimiz ve O’nun mesajının son Peygamber (s.a.v.) aracılığıyla tüm dünyaya nasıl ulaştığını anlatacağımız bir animasyon olacak nasipse.

Çocuklara yönelik bu animasyonlar dinimizi onlara anlatmak için güzel bir araç. Peki buna geç mi kaldık?

Her şeyin bir olgunlaşma dönemi vardır; vakitten ziyade içeriği konuşabiliriz. Şimdiye kadar gerek Türkiye’de gerekse farklı ülkelerde bir sürü çalışmaya imza atıldı ancak bunların büyük bir kısmı maalesef zayıf içerikli didaktik öğretilerden öteye geçemedi. Çocukların benimseyeceği sevimli karakterlerle, arabesk ve didaktik dilden uzak, en sade ve anlaşılır haliyle Yaratıcımızı anlatmaya ve güzel ahlakı, esenliği ve iyiliği yaymaya ihtiyacımız var. Bunun için elimizden gelenin en iyisiyle, usulüne, teknik ve sanatsal detaylarına dikkat ederek bir emek ortaya koymak zorundayız.

Animasyonda İstanbul da var. Siz tasarımda nelerden esinlendiniz?

Yusuf İslam ve ailesi Türkiye’yi çok seviyor ve onun güzelliklerini daha çok insanın görmesini istiyor. O yüzden animasyonumuzda İstanbul manzarası ve Sultanahmet Camii sahnelerine çokça yer verdik. Bununla birlikte Orta Doğu, Asya, Avrupa, Uzak Doğu Asya ve Afrika’dan karakterleri ve mekanları şarkı sözleriyle uyumlu bir şekilde hikâyeleştirmek, tüm dünyada yaşanan tatlı bir Ramazan heyecanını çocuklara aktarmak ve uyumlu kompozisyonlar yakalamak için her bir sahne ve karakter için saatlerce toplantılar yaptık.

GAYRİMÜSLÜMLER DE BEĞENDİ

İnsanlar animasyonu çok sevdi...

Animasyonumuzu büyük bir özveriyle, emekle ve her bir noktası için düşündüğümüz detaylarla hazırladık. İnsanlar da bunu fark ediyor ve takdir ediyor. Birkaç gün içinde on binlerce kişiye ulaştı ve çokça paylaşıldı. Ramazan’ın dünyanın pek çok noktasında aynı heyecanı yaşayan sevimli ve neşeli karakterlerle birlikte anlatılması, mesajlarının eğlenceli ve eğitici bir şekilde aktarılması, hem sözleriyle, hem müziğiyle hem görselliğiyle alışılmışın dışında bir kaliteye sahip olması; onu özel kılan özelliklerden sanırım. Seyirciler animasyonu defalarca izlemek istediklerini ve umutla dolduklarını söylüyorlar. Üstelik sadece Müslümanlar değil, gayrimüslimlerden de çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Onlara daha önceden Ramazan’ın hiç bu şekilde anlatılmadığını söylüyorlar; bu çok kıymetli bir şey. Bu arada Yusuf İslam ve ailesi Türkiye’yi çok seviyor ve onun güzelliklerini daha çok insanın görmesini istiyor. O yüzden animasyonumuzda İstanbul sahnelerine çokça yer verdik. Türk seyircilerin de bu durumdan epey memnun olduğunu gözlemliyoruz.

Yusuf İslam’la bir süredir çalışıyorsunuz sanırım..
.

Evet. Yusuf İslam Vakfı’yla ve onun Cat Stevens’tan Yusuf İslam’a giden manevi yolculuğunu ve Ramadan Moon gibi eğitici içerikleri multimedya ürünleriyle anlatan Mountain of Light şirketiyle çalışıyor, çeşitli hizmetler sunuyorum. Yusuf İslam,

70 yaşını aşmasına rağmen hala aktif bir şekilde üretkenliğini koruyan ve çok çalışan birisi. Şu anda yoğun bir şekilde harika projelerin hazırlığını yapıyoruz.

  • Küçük bir kutu, gerçek bir yuva
  • Daha önce The Box isimli bir animasyonla Suriyeli bir çocuğun hikâyesini anlatmıştınız. Bu filmle ödüller de aldınız. The Box’un hikâyesi nasıl ortaya çıktı?
  • The Box animasyonunda başlarda kutu, mutlu bir çocuğun oyuncağı iken, sonra onun gerçek evi, korunağı ve en nihayetinde onu umuda doğru taşıyan bir bot haline geliyor. Bu, maalesef sadece bir hayal gücü ürünü değil. Bazı mülteci kamplarında gerçekten de karton kutudan başka yatacak bir yeri olmayan çocuklar görüyoruz. Böyle bir hikâyenin kalbime düşmesi 2011’e dayanıyor. Yetimlerle ilgili yaptığım çalışmalar, birlikte vakit geçirdiğim çocuklar, okuduğum raporlar, gördüğüm fotoğraflar bende çok şey biriktirdi. Çocukların yaşadıklarını onları bir tüketim malzemesine dönüştürmeden, acılarını normalleştirmeden ve seyirciyi hissizleştirmeden nasıl anlatabileceğimi planladım ve bunun bir meyvesi olarak The Box, 6 aylık bir prodüksiyon sonrası ortaya çıktı.

Her an resim çizerdim

Animasyonla ilgilenmeye ne zaman başladınız?

5-6 yaşlarından beri fırsat bulduğum her an resim çizer, kendi kahramanlarımı oluşturarak onlar üzerinden hikayeler yazardım. Çizgi film yapmak hep hayalimdi ancak o zamanki şartlardan ötürü sevdiğim diğer alan olan matematiğe yöneldim ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde eğitimime devam ettim. Üniversite yıllarında başlattığım, sonrasında İyilikhane Çocuk Derneği’ne dönüşen Kitap Ayracı Projesi için hazırladığım tasarımlar sevilince ve on binlerce kişinin desteğini alarak üç yetimhane inşa edilmesine vesile olunca, animasyon ve illüstrasyona ilgim tekrar canlandı ve bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. Hikaye anlatıcılığı ve animasyona dair yaptığım sıkı çalışmaların ardından İngiltere’de University of the Arts London’da Animasyon bölümünden kabul aldım ve yüksek lisansımı birincilikle tamamladım. Sonrasında da burada kendi şirketimi kurdum.

#Merve Çirişoğlu
#Ramadan Moon
#The Box
5 yıl önce