|

Popülizmin sağı solu

Sol Popülizm kitabında Chantal Mouffe solun bir çıkış için popülizmi benimsemesi, özellikle Avrupa konjonktürü açısından izlenmesi gereken bir süreci işaret ediyor. Irkçılığın, mülteci-yabancı-İslam düşmanlığının çok güçlendiği bir Avrupa’da popülizm solda bile olsa ister istemez “yerlileşecek”, milli tepkiler, linçler gerçekleştirecek, şiddeti çoğaltacak.

Ercan Yıldırım
04:00 - 15/07/2019 Pazartesi
Güncelleme: 13:03 - 14/07/2019 Pazar
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Popülizm siyasetin başta gelen meselelerinden olduğu için özellikle Türk siyasetinde “halk dalkavukluğu” ile “halka tepeden bakma” arasındaki keskin sınır hep gündemde kalır. Bu siyaset “Çoban Sülü”leri de gördü, “Karaoğlan Ecevit”leri de… Sol da sağ da yeri geldiğinde popülizmin en âlâsını verdi, vermeye devam ediyor. Enteresan olan bu süreçte popülizm kavramını bir tasfiye, itham için kullanma tutumunun bir anda sahiplenmeye dönüşmesi… Ne zaman mı, 31 Mart seçimlerine gidişte… hatta İletişim’in Chantal Mouffe’nin Sol Popülizm’i yayımlamasıyla…

TARTIŞMALARIN BAŞLANGICI

2011 seçimlerine kadar belirgin bir popülizm eleştirisi Türkiye’de vardı. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her türden vesayet odaklarına karşı “sandığı” meşruiyet alanı kabul etmesi, “milli irade” ile siyasetini güçlendirmesi zaman zaman eleştirilmişti. Sol liberallerle olan ittifakın 2011’de nihayete ermesinden sonra popülizm kavramının içeriği daha doğrusu yöneldiği zemin değişti. Artık popülizm bilhassa Gezi sonrasında Erdoğan’a yöneltilen “diktatör” ithamlarını karşılayacak biçimde yeni tür milliyetçiliğin, güçlü devletin, tiranlık, otoriterlik eleştirilerinin odağında yer aldı. Popülizm o derece itici, o kadar “kötü” idi ki, Hitler popülizm ile, sandıktan çıkarak iktidarını kuvvetlendirmişti. Popülizmi Hitler siyasetine taşıyan sol liberaller Türkiye’de marjinal kalmamak için “halka dayanma” mecburiyetini gördüklerinden çıkış da aramaya başladılar. Murat Belge mesela “popülizm ile popüler” arasında ayrıma giderek solun popüler tutum takınması gerektiğini, tezlerini halka indirmesini, geniş bir kitleye seslenmesini istedi. Bu kendini bir anlamda Millet İttifakı biçiminde gösterdi… Türkiyelileşme söylemi, Selo’nun bağlama çalması popülerliği sağlasa da siyaset için gerekli “meşruiyet”i yerine getiremedi. İstanbul seçimlerinde popüler, popülizm ayrımına gidilmeden “amorf bir isim” üzerinden, her ideolojiden, her görüşten bir tutam alınarak bu popülizm kısmen yerine getirildi, esasına bakılırsa bu popülerlik “Erdoğan taklidi” ile sağlandı.

SOLUN POPÜLİZM AŞKI

Daha önce Siyasal Üzerine ve Dünyayı Politik Düşünmek kitaplarıyla yani agonist ve antagonist siyaset kavramlarıyla siyasal alanı Carl Schmitt’in dost-düşman karşıtlığı üzerinden ele alan ve agonist siyaseti öne çeken Chantal Mouffe Sol Popülizm kitabıyla aslında iki kutba yeni yorumlar getiriyor. Mouffe kitabında solun da sağ gibi kendi popülizmini kurmasını öneriyor, bunu ister demokratik ister katılımcı, adaletçi bir dille yapsın temelde esas olanın popülizm olduğunu kabul ederek… Hasım kelimesini düşmana göre daha munis ve demokratik sürecin bünyesinde gördüğü için, siyasal alanda popülizmi merkeze yerleştiriyor. Bu açıdan öteki kitaplarında olduğu gibi Sol Popülizm’de de Mouffe mücadeleyi klasik sosyalizmin tersine “sistem içinden” yürütmeye ayarlar.“Aşırı sol”un neoliberalizmin demokrasiyi dışlayan yapısını görmediğini belirten yazar artık “eski hataları”, devrimci solun yanlışlarını tekrarlamak yerine bakış açısını değiştirmeyi, kendi kuramlarına göre insanların nasıl olmalarını söylemekten, insanların gerçeklerine odaklanmaya geçmeyi teklif eder. Bu yüzden devrim, proleter önderlik, sınıf çatışması gibi tezleri geride bırakma stratejisi neredeyse kesinleşir: “Sol popülist bir stratejinin amacı, iktidara gelmek ve ilerici bir hegemonyayı tesis etmek için halka dayalı bir çoğunluğun yaratılmasıdır.”Neoliberal dönemdeki çatışma alanlarını fırsat gören Mouffe, belki de özeleştiriyi ileri boyutlara taşıyarak sağ popülizmden faydalanmaya başlamanın sırasının geldiğini düşünür… sol popülizmin metodları arasına “ortak duygular”ı katması ister istemez mezkur ülkelerdeki “milli hisler”e sosyalistlerin de katılması gerektiği kanaatine götürüyor. Bu duygulanım içinde özellikle Türkiye gibi ülkelerin kodlarına karşı durmanın payı yüksek.Feminist, eşcinsel hareketlerin de sol popülizm içine girmesi meşruiyet zeminini zayıflatacağı gibi halk ile oligarşi arasında ayrıma gitmek anlamlı. İktidar sahipleri kavramına çoğulculuğu yerleştirerek yeni bir “halk inşa etme” süreci popülizme özgü içtenliğin karşısında olsa da sağ popülizmin çok umursamadığı eşitliğe vurgusu talebi çoğaltır. Sol popülizm, popülist tavrın bir gereği olarak “hasım arayışı”na dayanır. Türkiye’de solun hasmı genellikle halkın değer ve inançlarını kapsayan yaşama düzeyine göre idi, sol popülizm bu bağnazlığını kırabilir mi… İstanbul seçimlerinden sonraki süreçte verilen tepkiler aynı katılığın sürdüğünü gösterdiğinden biraz zor! Chantal Mouffe’un kitabında solun bir çıkış için popülizmi benimsemesi, özellikle Avrupa konjonktürü açısından izlenmesi gereken bir süreci işaret ediyor. Irkçılığın, mülteci-yabancı-İslam düşmanlığının çok güçlendiği bir Avrupa’da popülizm solda bile olsa ister istemez “yerlileşecek”, milli tepkiler, linçler gerçekleştirecek, şiddeti çoğaltacak. Yeni ulusçuluklar için solun da popülizmi sahiplenmesiyle “halk inşası”nı başaramayan sol popülizmin Hitler faşizminden kaçarken Stalin Rusçuluğuna tutulmasına neden olabilir.

POPÜLİZMİN TEKLİFİ OLMAZ!

Neoliberal çelişkileri güçlendirmek mevzi yerlilikleri koyultur, bu popülizmden evrensel bir ilke de çıkmaz. Çünkü popülizm bir ideoloji, model, doktrin değil “duygulanım tarzı”, tavır, tutum, duruştur, aynen milli-yerli kavramları gibi…Popülizm aynı zamanda tasfiye tarzını da gösterir, solun popülerlik arayışı da popülizme yanaşması da program, model sorusunu beraberinde getirir.Sağ ya da sol farketmez popülizm-lerin sorması gereken, “hangi halk, hangi kesimlerden oluşan demos” ve “halkı arkana alınca hangi programı uygulayacaksın” sorularıdır.Popülizm tartışmaları sadece yöntemi anlatır, esas mesele hala ortada duruyor; dünyayı zulme, kana, eşitsizliğe, açlığa, gözyaşına, yıkımlara götüren kapitalist Batı medeniyetinin karşısına kim, hangi teklifle çıkıyor, çıkacak… Sol ya da sağ popülizm kapitalist dünya sisteminin karşısında mı yanında mı, popülizmler inşacı mı yoksa restorasyoncu mu?

  • Sol Popülizm
  • Chantal Mouffe
  • Çev. Aybars Yanık
  • İletişim Yayınları
  • 2019
  • 136 sayfa
#Chantal Mouffe
#Sol Popülizm
#Aybars Yanık
#İletişim Yayınları
5 yıl önce