|

Sinema ‘Müslüman’a ne ifade eder

Taliban’ın sinemaya karşı tutumu üzücü. Sineması ile övünen İran’da da sorunlar var. Sudan’da sinema yok sayıldı. İslâm ülkeleri ya da Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler neden böyle? Ve bunu kim dert ediniyor?

Abdulhamit Güler
04:00 - 8/07/2023 Cumartesi
Güncelleme: 01:52 - 8/07/2023 Cumartesi
Yeni Şafak
Afgan sinemacılar sadece Youtube için üretim yapabiliyor.

Afgan sinemacılar sadece Youtube için üretim yapabiliyor.

Sinemanın gücünün Müslümanlar özelinde olumsuz olarak kullanıldığı malum. Bunu dile getirmeyen kalmadı. Doğru da… Peki, Müslümanların çoğunlukla yaşadığı ülkelerde sinemanın durumu nasıl? Yönetimler sinemaya nasıl yaklaşıyor? Biraz incelediğimizde çok vahim bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Yasaklamalar, kısıtlamalar ve yok saymalar… Hepsi tercih olabilir. Fekat sonra dönüp “Hollywood bize şöyle yapıyor” demeye hakları kalıyor mu?


TALİBAN’IN YAPTIĞININ KİME FAYDASI VAR?

Son olarak Afganistan’dan gelen bazı haberler can sıktı. Rusya ve ABD işgali sonrası Afgan halkının iradesinin yönetime gelmesi, işgalcilerin ülkeden çıkması sevindirici. Yönetimde kimin olduğunun önemi yok. Mesele politik değil. Taliban yönetimi birçok eleştiri, korku ve beklentinin gölgesinde yönetime geldi. Önyargılardan kurtularak bakılması gerekirdi, öyle yapıldı. Lakin sinema noktasındaki adımlara bakıldığında durumun pek de iç açıcı olmadığı görülüyor.

2021’de yönetime gelen Taliban önce kadınların film setlerinde yer almasını yasakladı. Sonra film ve dizilerde rol almalarını. Daha sonra da film ve dizilerin televizyon kanallarında yayınlanmasını yasakladı. Anadolu Ajansı’nın geçtiği son habere göre ülkede yapım izni olan sadece bir firma kalmış. Ve o firma da YouTube’a dizi çekiyor. Çünkü televizyonda artık böyle şeyler yasak.


İRAN’DA MESELE HEP SİYASİ OLDU

İran’da da durum gittikçe vahimleşiyor. İran İslam Devrimi sonrası birçok önyargıyı boşa çıkararak sinemaya önem veren yönetim ülkedeki sinema damarının var olmasını sağladı. Sansür devam etti tabii ki. Mevcut İran Sineması, yönetime rağmen ayakta kaldı da denebilir. Ama nihayetinde salonların kapanması, çekimlerin yasaklanması, kadınların Afganistan’daki kadar kısıtlanması gibi şeyler olmadı. Son dönemde ise politik meseleler ve eleştiriler sanatçılar üzerindeki baskıyı arttırdı. Hapse giren sinemacılar var. Ülkede sinemacılar adına durumun kötüye gittiğine dair haberler çoğalıyor.


SUDAN ÇOK NET BİR ÖRNEK

Yakın tarihe baktığımızda Sudan’da benzer şeyler yaşandığını görmüştük. 1970’lerde sinema bakımından nispeten hareketli olan ülke 1989’daki yönetim değişimi ve Ömer El Beşir idaresinde geri gitti. Sinema doğrudan yasaklanmadı ama sokağa çıkma yasakları, üretimin zorlaştırılması gibi unsurlarla Sudan Sineması yok olmaya mahkum edildi.

Örnekler çoğaltılabilir. Müslümanların çoğunlukta olduğu ya da ‘İslam Ülkesi’ denen bölgelerde sinemanın önemi ve desteklenmesi noktasında ciddi sorunlar var. Türkiye, bu noktada en ideal yerde duran ülke denebilir. Birçok soruna rağmen isteyen istediği gibi film yapıyor.

Ülkemiz de dahil olmak üzere Müslümanların bulunduğu bölgelerde Hollywood başta olmak üzere Batılı sinema anlayışı eleştirilir. Emperyalist, kolonyalist, sömürgeci tavırlar vurgulanır. Müslümanların hep kötü gösterildiği dillendirilir. Animasyonların çocuklar üzerindeki olumsuz etkisinden dem vurulur. Hepsi doğrudur.

O halde şimdi baştaki sorumuza dönelim:

İslam ülkelerindeki bu tablo içerisinde “Batılılar sinema eliyle bize şöyle yapıyor” demeye kimin hakkı var?

“Her yönetimin kendi inisiyatifidir, karışamayız” denebilir. Tamam, karışmayalım. Peki, sinema bu denli önemli ise o ülkelerdeki insanların böylesi mühim bir şeyden mahrum bırakılmasına kimin hakkı var? Kaldı ki, kimse de bir şeyden mahrum kalmıyor. Siz ülkenizde sinema

üretimini engellerseniz, insanlar internet yoluyla dünyanın her yerindeki her şeyi oturup izler.

Dünya artık başka bir yere evriliyor, izleyici sinema salonundan dijitale kayıyor ama her şekilde üretim artıyor. Filmler ve diziler dijital mecralar yoluyla sadece saatler içerisinde milyonlarca kişiye ulaştırılıyor. Müslümanlar ise (genellikle yönetimler ama kısmen de yönetilenler) bırakın bu ayan beyan tabloya uyum sağlamayı hâlâ film çekebilmeyi tartışıyor.


SİZ ANLATMAZSANIZ BAŞKALARI ANLATIR, MUTLAKA ULAŞIR!

Dünyanın 5’tten büyük olduğunu anlatmak için de Batılı zihin yapısının üstenci yaklaşımını eleştirmek için de insanlığın geleceğinin adalet üzerine tesis edilmesi gerekliliğini herkese ulaştırmak için de sinemaya ihtiyacımız var. Mesele politik değil. Tam manasıyla insani. Taliban, İran, Sudan ya da başka ülke… Eleştiriler ideolojik değil, olmamalı. Taliban da İran da kendisine “İslami yönetim” diyor. Oysa birbirlerini ‘en tehlikeli’ görürler. Burası bizi ilgilendirmiyor. Sadece ve sadece sinemanın insanlık için öneminden haberdarız ve Müslümanların da bunu yaşamasının hak olduğunu düşünüyoruz. Dahası, Müslümanların dünyaya anlatacak çok şeyi var ve bu ancak sinema ile mümkün.

Küresel insanın tek tip hale geldiği, hassasiyetlerin bilgisayar oyunları, dijital içerikler, filmler ve diziler eliyle insanlara dikte edildiği, film festivalleri eliyle üretim içeriklerinin şekillendirildiği ve her ülkede küçük emperyalist-sömürgeci noktalar oluşturulduğu bu ortamda ne yapılması gerektiğini tartışmak bile abesle iştigal değil mi?


#sinema
#İslam ülkeleri
#Afganistan
#İran
5 ay önce
default-profile-img