Ünlü ses sanatçısı Aylin Şengün Taşçı, Türk müziğinin çınarı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca’ya yaşarken saygı göstermek amacıyla ‘Vefa’ adlı bir albüm yayınladı. Yavaşca’yı Necdet Yaşar’dan sonra karşısına çıkan mûsikî kahramanı olarak gören Taşçı, albümde 16 eser seslendiriyor.
İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü ve ses sanatçısı Dr. Aylin Şengün Taşçı, yaşayan en büyük Türk müziği bestekârı ve icracısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca’ya yaşarken saygı göstermek amacıyla ‘Vefa’ adlı bir solo albüm hazırladı. Yavaşca’nın 16 eserinden oluşan albümde kulaklarda yer etmiş şarkılarının yanı sıra bugüne dek icra edilmemiş besteleri de bulunuyor. Taşçı ile bir araya gelip “Vefa”yı ve ‘Necdet Yaşar’dan sonra karşıma çıkan diğer mûsikî kahramanım’ dediği hocası Alâeddin Yavaşca’yı konuştuk.
AFERİN’İ UNUTAMAM
Taşçı, üniversite yıllarında yarı zamanlı konservatuvara giriyor ve altı yıl eğitim alıyor. Beşir Ayvazoğlu’nun yanında Tercüman gazetesinde müzik röportajları yapmaya başlıyor. Alâeddin Yavaşca ile de tam o yıllarda tanışıyor. Taşçı, nasıl tanıştıklarını şöyle anlatıyor: “Bir gün Necdet Yaşar’la röportaj yaptım. Müzik eğitimi aldığımı öğrenince çok memnun oldu. Tam da o sıralarda çok eskiden dostluğum olan Fırat Kızıltuğ ağabeyim bana Türk Edebiyatı Vakfı’nda bir solo konser düzenlemişti. Meğer Fırat abi Necdet hocayı da konsere davet etmiş. Konsere gelip sesimi dinleyen Necdet Yaşar, beni İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’na almak istediğini söyledi ve bu amaçla bir de Onun dinlemesi için beni Alâeddin Hoca’ya gönderdi. Hoca o zamanlar Haseki Hastanesi’nde Başhekim. Yanına giderken dizlerim nasıl titremişti, anlatamam. Orada Rahmi Bey’e ait ‘Bir nev-civânsın şûh-i cihânsın’ sözleriyle başlayan eseri okudum. Hoca dinledi ve sonra ‘Aferin Aylin’ dedi. O ‘Aferin’i hiç unutamam. Alâeddin Hoca, Necdet Yaşar’dan sonra karşıma çıkan diğer musikî kahramanımdır. Türk müziğinin yaşayan tek çınarı.”
Vefa ilk Long Play’im olacak
Vefa, Taşçı’nın sekizinci solo albümü. Albümün çıkış hikâyesini, “Alâeddin Yavaşca’nın özelliklerine sahip bir müzik insanı çok az bulunur. Bugün hâlâ yaşıyor olması sanat dünyası için ne büyük mutluluk. Rabbim uzun ömürler versin. Değerlerimizi hep öldükten sonra mı anacağız? Ben de henüz yaşarken ona saygımı sunacak bir şey olsun elimde istedim. Albümü CD olarak basmadık. Şu anda sadece tüm dijital platformlardan yayınlandı. Çünkü değerli yapımcı dostum Necat Pakyüz, albümü Long Play şeklinde basmak istedi. CD yerine Long Play olması bugünkü şartlarda hem çok daha anlamlı, hem de ses kalitesi açısından çok daha yüksek bir değer söz konusu olacak. Bu benim ilk Long Play’im olacak aynı zamanda. Heyecanlı bir bekleyiş içindeyim” sözleriyle anlatıyor.