Salgın sürecinde çözüm aşamasında olduğumuz söyleniyor. Özellikle tedbirler ve aşının etkisiyle bütün dünyada vaka sayıları düşüyor. Ülkemizde de son önlemler normal hayata dönebileceğimiz hissini uyandırıyor. 1 Haziran’dan sonra normalleşme yolunda yeni kararlar alınması muhtemel.

Salgının başından beri en çok kapalı kalan mekanlar arasında sinema salonları yer alıyor. Neredeyse 1 yıldır bilet kesilmedi. Arada açılan birkaç haftalık süreçte de salonlar ilgi görmedi. İnsanlar elbette kapalı mekanlara girmekte tereddüt yaşıyor.

Sinema salonlarının yakın dönemde yeniden açılacak olması üreticiyi heyecanlandırıyor. Çünkü dijital mecralar dışında film gösterilmedi. Birçok sinemacı, salonlar kapalı olduğu için film üretemedi. Sektör, dizilerin yapılması sayesinde ayakta kalabildi. Oysa dizi sektörüne girmeyen çok kişi var. Peki, onların durumunu düşündük mü?

Umudumuz o ki, sinema salonlarının açılacağı tarihe doğru üretimin artar ve sektörün nefes alır. Bunun için sinemacılar planlamasını yapıyor.

İzleyici ne yapmalı?

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en ciddi krizi yaşayan sinema sektörünü ayakta tutan şey elbette izleyici. Salgın sürecinde dijital mecraların etkisi ile yeni bir alışkan oluştu. Bu durum hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağı anlamına gelebilir. Fekat orta vadede sinema salonlarında da normalleşme sağlanacağı öngörülebilir. Bu normalleşme esnasında izleyiciye düşen görevler var. En ciddi kriz sonrası sektörün kendine gelebilmesi için belki eskisinden daha fazla sinemaya gitmek gerekiyor. Nasıl ki sinema üreticileri salonların açılacağı döneme dair planlama yapıyor, izleyici de bu bağlamda kendini hazırlamalı.

Tatil dönemleri için nasıl plan yapılıyorsa, sinema salonlarının açılacağı döneme dair de izleyici hedefler belirlemeli. Eskiden haftada bir sinemaya giden iki kez gitmeli. Sadece gişe filmi izleyen bağımsız filmlere de bilet almalı.

Dağıtımcılar da izleyicinin bu muhtemel refleksine göre hareket etmeli. Daha önce filmlerin gösterimlerinin yüzde 80’i büyük şehirlere göre kurgulanıyorsa, yeni dönemde Anadolu’nun her bölgesine mümkün olduğu kadar çok filmin gitmesi sağlanmalı. Belki de küçük şehirlerin oranı yüzde 20’den 50’ye yükseltilmeli. Yaz sezonunda insanlar açık alanlarda ve tatil bölgelerinde olacağından Eylül hedeflenerek planlama yapılmalı.

Biz sinemayı özledik. Eminim sinema da bize karşı boş değildir. Üreticisi, dağıtımcısı ve izleyicisi el ele vermeli ve sinemanın eski coşkulu günlerine dönmesi için sürecin hızlanması sağlanmalı.