|
Batı’nın son itibar sınavı..
Uluslararası Adalet Divanı
” Cuma günü İsrail hakkındaki ilk kararını verdi. Divan’ın Gazze’de soykırımın durdurulması için “ateşkes” çağrısında bulunması bekleniyordu. Divan “
ateşkes
” çağrısı yerine insanî durumun düzeltilmesi gerekçesiyle bazı tedbirlere hükmetti. Ortada ateşkes çağrısını gerektiren onlarca neden vardı. Ara kararlarla İsrail’e bazı sınırlamalar getirildiyse de, Divan’ın ateşkes çağrısı yapmama nedenini açıklamaması dikkat çekiciydi.
Mahkemenin kararının en önemli sonucu,
Güney Afrika Cumhuriyeti
’nin sunduğu soykırım kanıtlarının davanın sürdürülmesi için yeterli bulunmasıydı. Böylece İsrail’in davanın tümüyle reddedilmesine ilişkin itirazı da reddedildi. Belki de ilk kez, İsrail’in kuyruğu kaptırmış oldu.
1993’te “Uluslararası Adalet Divanı” Bosnalı Müslümanlara yönelik tüm soykırım eylemlerini durdurması ve vazgeçmesi için Yugoslavya Yönetimi’ne çağrıda bulunmuştu. Geçici koruma tedbirlerini içeren bu Karar “
Soykırım Sözleşmesi
” bağlamında kazanılan ilk karar idi. 30 yıl sonra, bu kez İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırım suçları aynı Mahkemenin önüne geldi.
Gazze’de ezici çoğunluğu çocuk ve kadın 26 bine yakın insan katledildi. İsrail’in saldırıları insan kayıplarıyla sınırlı değildi, ibadethaneler, okullar, hastaneler de yerle bir edildi. Diğer yandan Gazze, insan hayatının devam etmesini neredeyse imkansız hale getiren “
ekolojik soykırım
”a da maruz bırakıldı. Su, gıda ve yakıt ikmalinin engellenmesi, fosfor bombalarıyla tarım alanlarının çölleştirilmesi İsrail ordusu tarafından bir “
savaş yöntemi
” olarak kullanıldı.
Bazı uzmanlar Mahkemenin kararlarını “
dolaylı ateşkes
” olarak niteliyorlar. Ancak tedbir kararlarının İsrail tarafından yerine getirilmemesi durumunda hangi mekanizmaların devreye gireceği konusu boşlukta kalıyor. “Ateşkes” çağrısı daha fazla masum insanın hayatını kaybetmesini önleyebilirdi. Güney Afrika’nın sunduğu soykırım kanıtlarını davanın sürdürülmesi için yeterli bulan Divan’ın ateşkes kararı vermemesi bu yüzden hiç adil değil.
İsrail’in Divan’ın kararlarına verdiği tepkilerse utanma duygusundan yoksundu. İngilizce açıklamalarında Gazze’ye insanî yardımları kolaylaştırmaya devam edileceğini ve İsrail’in uluslararası hukuka bağlılığının sarsılmaz olduğu yalanını söyleyen Netanyahu’nun İbranice açıklamalarda böyle bir vaatte bulunmaması gözlerden kaçmadı. Kararları ‘
Yahudi karşıtı
’ olarak niteleyen Ulusal Güvenlik Bakanı
Itamar Ben-Gvir
ise “İsrail Devleti'nin varlığını tehlikeye atan kararlara kulak asılmamalıdır” diyerek “
soykırıma devam
” mesajı veriyordu.
Divan’ın ateşkes çağrısında bulunmayarak boşlukta bıraktığı alanı İsrail’in istismar edeceği açıktır. Tedbir kararlarının uygulanmasını sağlayacak otorite ise “
BM Güvenlik Konseyi
”. Kararlara uymaz ve mesele Konseye taşınırsa İsrail yine “
ABD vetosu
”na mı güveniyor?

Mahkeme İsrail’den geçici tedbir kararlarına uymak için alacağı önlemleri bir ay içinde Divan’a bildirmesini de istedi. Tedbir kararları yasal olarak bağlayıcı nitelikte. İsrail’in sunacağı raporu tatmin edici bulmadığında Divan’ın nasıl bir yol izleyeceği merak ediliyor.

İş yine dönüp dolaşıyor, İsrail’i koşulsuz desteği “
değişmez politika
” haline getiren ABD’ye geliyor. Biden Yönetimi ateşkes kararı çıkması durumunda, bu karara saygı göstereceğini bile söyleyemedi. Oysa ABD ve Batı yönetimleri ”
Ukrayna
” dahil, Divan’da görülen birçok davada geçici tedbirlerin bağlayıcı olduğunu ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesini istemiştiler.

Biden Yönetimi İsrail’in savaşı bölgeselleştirmesini istemiyor ise elinde Divan’ın tedbir kararları gibi siyaseten makul bir koz var. Bu kozu kullanarak İsrail’e silah transferlerini durdurabilir, BM’de ateşkes ile ilgili kararları veto etmekten vazgeçebilir, böylece İsrail’i dizginleyebilir. Her koşulda İsrail’i desteklemekte sebat gösteren Batı yönetimleri de taraf oldukları uluslararası sözleşmelere sadece uymak suretiyle bile İsrail’e gem vurabilirler.

İsrail’in soykırım suçlarından yargılanması elbette önemli. Daha da önemlisi, ABD ve Batı’nın sözde “k
urallara dayalı uluslararası düzen
”e sadakatlerinin bir kez daha sınanması. Bu son bir “itibar sınavı”. Başkalarını kurallara uymadıkları gerekçesiyle suçlayan ve ağır yaptırımlara maruz bırakan ABD ve Batı yönetimleri bakalım bu itibar sınavından sağ çıkabilecekler mi?
#İsrail
#Gazze
#Uluslararası Adalet Divanı
#Batı
#ateşkes
4 ay önce
Batı’nın son itibar sınavı..
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar