|
Gerçek bir laf üreticisi: Demirel

Eski bürokratlardan Erhan Bener, 45 yıl önce, Süleyman Demirel için meğer böyle demiş. Adnan Menderes'in Başbakanlığı döneminde Su İşleri Genel Müdürü olan Demirel, baraj ihalelerinde yolsuzluk yaptığı iddiasıyla 27 Mayıs 1960'daki askeri darbe döneminde sorgulanmış. Yeterli kanıt bulunamadığı gerekçesiyle, Demirel'in mahkemeye sevkine gerek görülmemiş. Sorgulayanlardan biri Erhan Bener'di. Demirel sorguyu siyasi savunmaya çevirmeyi başarınca, Bener bir arkadaşına, "Bu adam gerçek bir laf üreticisi. İleride politikaya atılırsa yükselir" demiş. Öyle de oldu. Demirel, siyasetin en renkli figürü haline geldi, yanısıra en yüksek makamlara ulaştı.

***

Demirel, köşeli konuşan, ama köşeli yaşamayan bir siyaset adamı. 'Lafla peynir gemisi yürümez' derler ya, Demirel işte lafla peynir gemisini yürütmeyi başarmış nadir siyasetçilerden biri. Demirel'in 45 yıllık siyasi yaşamına bakıldığında, gerçek kimliğiyle halkın karşısına çıkmadığı anlaşılıyor. Mason cemiyetine mensup olduğu kuvvetle muhtemeldi. 1964'deki Adalet Partisi kongresinde aleyhinde propaganda yapılınca sıkıştı. Cemiyetten 'mason değildir' belgesi alıp dağıttı. Göğsünü gere gere "Ben masonum" diyemedi. Masonlar, olay nedeniyle ikiye bölündü. O zamanlar Demirel, bugünkü Demirel'den çok farklı idi. Mesela, 1970'lerde Nurcular, Demirel'i göklere çıkarırlardı, Demirel de onları. Aynı Demirel, 28 Şubat Süreci'nde zıt bir kimliğe bürünüverdi. 'Müslüman Türkiye' haykırışını unuttu, 9. Senfoni dinletisine katılan kalabalıklara hitap edip "İşte çağdaş Türkiye" bağırışına geçti. İnsanların düşüncelerinde değişiklik olması doğal. Yadırganacak bir durum yok. Fikirler de, olgunlaşmaya, değişmeye, gelişmeye açık. Ama Demirel öyle mi?

Siyaset adamları, karşısına çıktıkları halkı aldatarak mı iktidara gelmek zorundadırlar? 21. Yüzyıl'da böyle bir siyasetçi tipi olmalı mı? Cevabım, "hayır". İşin esasına bakılacak olursa, Türkiye'yi tıkayan siyaset budur. Bu tip zihniyet, Türkiye'nin sahici hiçbir meselesini çözümleyemez, ama ortada yaldızlı laflar döner durur.

***

Demirel tipik bir taşra siyasetçisi. Serdar Turgut'un başını ağrıtan ve yanlış anlaşıldığına inandığım "köylülük" analizleri içinde yer alabilecek nitelikte bir siyaset adamı. TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın milli egemenlik ile ilgili sözlerini eleştiren Demirel, 1970'lerde Anayasa Mahkemelerine aynı gerekçelerle tepki gösterirdi. Şu sözler Demirel'in ajandasındandır:

"Anayasa Mahkemelerinde mutlaka bir değişiklik yapmak gerek. Milli iradenin üzerinde bir başka kuvvet olabilir mi?"

Bugünkü çizgisini analiz ettiğimizde, Demirel, kırk yıl, inanmadığı şeyleri mi savunur görünmüş? Bunun adına siyasette ne denir? Yoksa siyasette samimiyet olmaz mı? Öyle ise, daha çok işimiz var. Şimdi deniliyor ki 'Hangi Demirel gerçek?'

Bana kalsa Demirel'in gerçeği yok. Dün dündür, bugün bugündür, Demirel Demirel'dir.

İşin tuhafı, eski tüfek solcular bile Demirelci kesiliverdi. Cumhuriyet'ten İlhan Selçuk, dindarlara 'Dindar Demirel'i adres göstermekle yetinmemiş, muhalefet cephesinin başına geçmesini önermiş. Bence de öyle yapsın. Çıksın halkın karşısına, sol yanında da İlhan Selçuk olsun, yakışır. Demirel, MC lideri olmazsa bile, en azından Cumhuriyet gazetesi genel yayın müdürü koltuğuna oturmalı. Çünkü, eski partisi DYP'nin Genel Başkanı Mehmet Ağar bile, Demirel'in "Başörtülüler Arabistan'a gitsin" sözünden ötürü o kadar rahatsız oldu ki, "Demirel'e bakmayın, benim sözüme bakın" diyor.

***

Demirel, halktan koptukça, darbeci sol geleneğinin en tutucu kesimlerine yaklaşıyor. Son kırk yılın en katmerli sağcı politikacısının, jakoben solun ünlü isimlerinden İlhan Selçuk'la kucaklaşması, dramatik bir film karesi kadar etkileyici değil midir? O İlhan Selçuk ki, 9 Mart 1971'de Demirel Hükümeti'ni askeri darbeyle alaşağı edip, Baas tipi bir sosyalist rejim kurmayı amaçlayan bir cuntaya mensuptu. 12 Martçılar 9 Martçıları tasfiye etseler bile, Demirel muhtırayı yemiş, Başbakanlık koltuğunda bir gün bile kalamamıştı.

İşte, Demirel'in 45 yılda ulaştığı çizgi bu. 'Büyük Türkiye' idealinden, kerametleri kendilerinden menkul Beyaz Türklerin "Küçük Türkiye' modelinde stop.

Ne dersiniz, sizce bu başarı sayılabilir mi?

Sözü, 1979'da Demirel'i 'batağın mimarları'ndan biri diye niteleyen İlhan Selçuk'un, yine onun için 1979'da Cumhuriyet'te yazdığı cümleyle bitirelim:

"Gerçek politika, sigara dumanı gibi savrulan sorumsuz laflarla belirlenemez"

Öyle değil mi İlhan Selçuk Bey?
18 yıl önce
Gerçek bir laf üreticisi: Demirel
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset