|
İsrail, dezenformasyon ve Daltonizm hastalığı

Daltonizm diye bir hastalık türü var. Bu hastalığın, çizgi roman kahramanı Red Kit'in amansız düşmanları haydut Daltonlar'la bir ilgisi var mı, bilmiyorum.

Daltonizm, bir 'görememe hastalığı'.

Özellikle kırmızı ve yeşil renkleri görmemekle ilgili. İsrail'in Lübnan'da yaptığı, bir tür Red Kit Daltonluğu.

Ama bu yazının konusu değil.

Geçen hafta bu köşede Lübnan'da 400 çocuğun İsrail tarafından katledilmesini konu almıştık.

Yanı sıra başta Hürriyet olmak üzere bazı gazetelerde Lübnanlıların "çocukları kullandıkları" şeklindeki iddiaları değerlendirmiştik.

400 çocuk cesedinin "gerçek" olduğu bir durumda "propagandaya" ne gerek var ki..

Mazlumun 'mazlum edebiyatı' tuhaf değil mi?

Hep beraber izliyoruz, görenler de anlatıyor.

Gördüklerimiz, göremediklerimizin yanında bir hiç. Ama İsrail öyle bir propaganda yürütüyor ki, 400 çocuğun ve iki misli sivil insanın katledilmesi bile bu propagandanın gölgesinde kalıyor.

* * *

Geçen yazımda bir Hürriyet yazarının yorumlarını konu edinmiştim. Aynı Hürriyet yazarı, geçen Salı günü yazdığı yazıda İsrail'in katilliğini itiraf etmekle birlikte sözkonusu yaklaşımını sürdürüyor.

Hakkını teslim etmek gerek, bu da bir mesafe.

Ne var ki sayın yazar, Lübnanlıların dezenformasyon yaptıkları ve çocukları propaganda aracı olarak kullandıkları iddiasını yineliyor.

Buna göre Hizbullah, şunun bunun evinden roket atarak, evleri içindekilerle birlikte hedef yapıyormuş.

Yazar, iddiasını desteklemek için, Hizbullah'ın yanına PKK'yı da koyarak okurları zihin yanılsamasına uğratıyor. PKK, Diyarbakır'da çocukları ön saflara sürmüştü ya. Böylece Hizbullah ve PKK aynı kareye sokuluyor.

Yazara göre, zaten Ortadoğu'nun inanç kültürü, küçücük çocuk bedenini siyasi malzeme olarak kullanmayı propaganda dehası olarak kabul ediyormuş.

Oysa Hizbullah'ın çocukları kullandıklarına ilişkin bir tablo ortada yok.

Dahası, bu bir İsrail dezenformasyonu.

Sayın yazar, yorumuna dayanak olması için, Mine Kırıkkanat'ın Le Monde'den aktardığı iddiaya yer vermiş. Hizbullah, sivillere ait evlerden roket atıp, evleri hedef yapıyormuş.

Buna benzer İsrail mahreçli o kadar çok iddia var ki.

Bu bir meşrulaştırma refleksi.

Ama asıl dikkate alınması gereken husus, -isterse iddialar doğru olsun- her türlü teknolojiye sahip olan İsrail'in, sivillerin öleceğini bile bile bu binalara bomba yağdırmasını haklı çıkarmaya çabalamak.

İsrail'in hem kendi toplumunu, hem dünya kamuoyunu aldattığı ve bilgileri saptırdığı giderek netleşiyor.

12 Ağustos tarihli Radikal'de yayımlanan "Bilgi nasıl 'kana' bulandı?" başlıklı bir makalede 'İsrail dezenformasyonu' detaylarıyla anlatılıyordu.

Yıldıray Oğur imzalı yazıda, Human Rights Watch adlı insan hakları örgütünce hazırlanan raporların İsrail'in 'Hizbullah sivilleri kalkan olarak kullanıyor" iddiasını çürüğe çıkardığı belirtiliyor.

Geçmişten örnekler de veriliyor.

İsrail, 10 yıl önce Kana'da BM korumasındaki bir binaya yapılan ve yarısı çocuk 106 sivilin öldüğü bombalamayı önce inkar etmiş, ama İsrail uçaklarının görüntüleri yayınlanınca, aynı yalanlara başvurmuş. Neymiş? O binadan İsrail tarafına katyuşa roketleri fırlatılmış.

Bu iddialar da yalanmış.

Öte yandan Lübnan'da Hizbullah'tan hazzetmeyen çevrelerden de, sivillerin canlı kalkan olarak kullandığı suçlaması yapılmamış hiç.

Hürriyet yazarı, kardeş gazetesi Radikal'de çıkan makaleyi görmemiş olsa gerek.

* * *

Diyelim ki bu bilgiler yetersiz.

O halde bir Yahudi yazarın söylediklerine kulak verelim. Bianet'te yer alan bir makalenin yazarı Uri Avnery, İsrail'in 1982'deki Lübnan'ı işgal gerekçesini katyuşa roketlerini 40 km öteye sürmek olarak açıklamış.

Avnery, olayın gerçeği şöyle anlatıyor:

"Kasten söylenmiş bir yalandı bu. Savaştan önceki 11 ay boyunca ne bir Katyuşa ne de bir mermi sınırlardan içeri girmişti. Baştan beri operasyonun amacı Beyrut'a ulaşıp bir vatan haini diktatörü yerleştirmekti. Bunu daha önce de birkaç kez yazdım; bunu bana savaştan dokuz ay önce Şaron'un kendisi söylemişti, ben de onun rızasıyla usulünce yayınlamıştım, ama Şaron'a dayandırmamıştım"

Avnery İsrail parlamentosu üyesi ve eski bir asker.

Gerçekler bunlar.

'Gerçekle propagandayı biribirinden ayırmak', en başta gazetecilere düşen bir görev.

Ama Daltonizm hastalığı bir virüs.

Bu virüs ne aydın tanıyor, ne cahil.

18 yıl önce
İsrail, dezenformasyon ve Daltonizm hastalığı
Ak Parti-HDP görüşmesinde neler yaşandı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…