|
Hamsi nesli sanayiye kurban-yem edilmesin (2)
av mevsiminin başlamasıyla Karadeniz’de çıplak gözle de görülen balık üretiminin azalma nedenlerine değinmiş, bunun merkezinde doymak bilmeyen avlanma iştahının olduğuna işaret etmiştik.

Balık nesline sürdürülemez boyuta taşıyan avlanmanın merkezinde aşırı hamsi avlanması olduğunu, bunun balık unu ve balık yağı sanayisinde hammadde olarak kullanım için yapıldığını belirtmiştik.

Balık yetiştirme çiftliklerinde çupra, levrek ve somon üretimi için balık unu ve yağının yem sanayiinde kullanıldığını, 5 kg. hamsiden 1 kg levrek üretiminin desteklendiğini, hamsi erken avlanmasa 10-15 kat daha büyüyebileceğini ve bunun Karadeniz’i tekrar eski bolluk dönemlerine taşıyacağını söylemiştik.

**

Cari vahşi avlanma düzeni güncel mevzuata rağmen doğru dürüst kontrol edilememektedir.

Yurtdışı sularda kaynağında avlanan hamsi Karadeniz’de yaşama alanı bulamamaktadır.

Balık unu ve balık yağı yapacağız (Avrupa’ya sübvansiyonlu çiftlik balığı satacağız) sevdasıyla milyonlarca Türk insanının balık (hamsi) yiyebilme imkanı ortadan kaldırılmaktadır.

Üretim çiftliklerinde levrek, çupra ya da somon yetiştirebilmek için balık ununa yani balıkların besine ihtiyaçları var. Bu hammaddeyi hamsi ve çaça fazlasından, ya da alternatif üretim kaynaklarından elde edelim.

Hatta, hammadde dışardan (Avrupa’dan) daha çok ithal edilsin, yem olarak çiftliklerde kullanılsın. Levrek, çupra ve somon olarak tekrar Avrupa’ya satılsın (ihraç).

**

Özetlemek gerekirse; Karadeniz’de balık neslini korumak Türk insanını ihtiyacı olan ucuz ve bol miktarda balık üretimine kavuşturabilmek için sürdürülebilir temele dayalı bir balıkçılık politikası uygulamak zorundayız.

Yasal düzenlemeler son derece yerinde ama uygulama, denetim çok zayıf.

Balıkçılığın sürdürülebilir bir temele, maksimum gelir sağlayan ticari bir alana dönüşebilmesi için bilim adamlarının analitik çalışmalarına, bunları politikalara dönüştüren bilimsel kurumlara (balıkçılıkla ilgili her türlü araştırmaların yapıldığı enstitülerin yaygınlaştırılmasına) ihtiyaç var.

Yine, Su Ürünleri ve Deniz Bilimleri fakültelerinin araştırma-üretim yapan, çözümler sunan, ihtisaslaşmış ve öğrencilerin talep ettiği bir yapıya dönüştürülmesi gerekir.

Tarım ve Orman Bakanlığı balıkçılık alanına sadece balık mevsimi açılışında verilen demeçle ve yasal mevzuatla müdahalenin yeterli olamayacağını görmelidir.

Oysa mevzuatın yanında konunun uzmanı su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendisleri Tarım ve Orman Bakanlığında daha çok istihdam edilerek, ar-ge ve denetim elemanı olarak çalıştırılarak balıkçıların ve balık türevi ürün üretenlerin mevzuata uyması sağlanabilir.

Yani, acilen özerk ve uzmanlaşmış balıkçılık denetimi altyapısı kurulmalı.

**

Son söz olarak; Karadeniz’in doğal zenginliğinin korunması, balık neslinin sürekliliğinin sağlanması, Karadeniz halkının ve Türk insanının sağlıklı beslenmesi, büyük ekonomik değer ifade eden doğal gaz rezervlerinden çok daha önemli ve anlamlıdır.

Bu nedenle, Karadeniz’in hem kirlilikten arındırılması (ekosistemin devamı bakımından) hem de balık neslinin istenen bollukta (hamsinin krallığını devam ettirmesi) yetişmesi açısından balıkçılığın; uzmanların fikirlerinden yararlanan ciddi planlara, düzenlemeye ve denetime ihtiyacı var.

Yoksa, Karadeniz sadece görsellik sunan ve çöplerin depolandığı kirli bir su birikintisine dönüşür.

**

Not: Bu yazıda, Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın hocanın basında çıkan görüşleri ve telefonda yaptığımız konuşmanın bir özeti verilmiştir.

#Mehmet Aydın
#Karadeniz
#Avlanma
#Avrupa
4 yıl önce
Hamsi nesli sanayiye kurban-yem edilmesin (2)
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi