|
Savunma sanayii hamlesi ve Benoit Hipotezi
Benoit 1973 yılında yazdığı eserde
savunma harcamaları ile büyüme arasında doğrusal
bir ilişki
olduğunu ülke verilerinden hareketle ortaya koymuştur. Bu teori iktisat literatüründe
“Benoit Hipotezi”
olarak yer bulmuştur.
Benoit Hipotezi'ni test eden çalışmaların çoğunda
gelişmiş ülkelerde savunma harcamalarının ekonomik büyümeyi pozitif, gelişmekte olan ülkelerde ise negatif
etkilediği bulgularına ulaşılmıştır.

Bu yazıda; Türkiye’de savunma harcamalarının ekonomik gelişmeye-büyümeye katkısı (Benoit Hipotezi) değerlendirilecektir.

**

Benoit’in çalışmasını yaptığı dönemde tüm dünyada savunma harcamaları ülke ekonomileri için önemli bir büyüklük ifade ediyordu. Şöyle ki
; 1960’lı yıllarda dünya GSYH’nin yaklaşık yüzde 5,5’i savunma harcamalarına
ayrılıyordu. Bu kaynaklar aynı zamanda devlet bütçesinin yüzde 20’sinden fazlaydı.
Savunma harcamalarının GSYH içindeki payı soğuk savaşın da sona ermesiyle birlikte azalmış,
2010 yılında yüzde 2,4’lere kadar gerilemiştir.
Devlet bütçesi içindeki payı da benzer şekilde yüzde 9 seviyesine kadar düşmüştür.

Dünyada hızlı ekonomik büyüme trendi devam ederken, soğuk savaşın bitmesi, çatışmaların azalması, küresel barış çabaları, dünyada kısmi güvenliğin sağlanması savunma harcamalarını sınırlı düzeyde tutmuştur.

Dünyadaki eğilim
ülkemiz
için de geçerlidir. Şöyle ki;
1970’li yıllarda dünya ortalamasının üzerinde olan savunma harcamalarının GSYH’ye oranı
2000’li yıllardan sonra ciddi bir azalış göstermiştir. Ancak azalış trendine rağmen,
T
ürkiye’de savunma harcamalarının GSYH içindeki payı NATO ülkelerinin ve dünya ortalamasının üzerindedir.
Türkiye’nin yaşadığı
terör tehdidi
ve jeopolitik konumundan kaynaklı
dış tehditler savunma harcamalarının nispeten yüksek seviyelerde
seyretme nedenidir.

**

Benoit hipotezi çerçevesinde
savunma sanayii ihracat ve ithalatının ekonomik büyümeye
olumlu ya da olumsuz etkisini açıklamakta yardımcı olacaktır.
Türkiye önemli bir silah ithalatçısı:
1980-2000 yılları arasında
dünyada en çok
silah ithal eden 5. ülkeyiz. 2000-2019
yılları arasında ise
en çok silah ithal eden 10. ülke olmuşuz.
İhracata baktığımızda;
1980-2000 döneminde silah ihracatı yok denecek kadar azdır.
2000-2009 yılları arasında dünyada en çok silah ihraç eden 25. ülke, 2010-2015 yılları arasında 17. ülke ve
2019 yılında 13. ülke olmuşuz
(Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü – SIPRI verileri).
Yani, 2000’li yıllara kadar silah ithalatı ile ihracatı arasındaki makas çok açıktır. Ancak,
2000’li yılların başından itibaren silah ihracatında ciddi bir artış
görülmektedir.

**

SASAD
(Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği) raporlarına göre 2012 yılında savunma sanayi ihracatımız 1 milyar 262 milyon dolar iken, ithalatımız 1 milyar 409 milyon dolardır.
2019 yılında ihracatımız 3 milyar 068 milyon dolar
olurken,
ithalatımız 3 milyar 88 milyon dolar
olmuştur.
Dolayısıyla dünya savunma sanayii ihracatındaki payımızın artışı yanında
ihracat-ithalat farkı da kapanmıştır.
Hatta bazı yıllar savunma sanayii ihracatımızın ithalatımızı geçtiği dahi görülmektedir.
Savunma sanayii ihracatındaki gelişme pozitif dışsallıklar sayesinde
(teknolojik gelişmeler, diğer endüstrilerle olan bağlantısı) ihracatı artırarak doğrudan
ekonomik büyümeye ve istihdama ivme kazandıracaktır.

Gelişmiş ülkeler savunma sanayileri için ürettikleri teknolojiyi diğer sektörlerde kullanarak bugünkü gelişmişlik düzeylerini yakalamışlardır. İlk bilgisayarın NASA’da kullanıldığını hatırlayalım.

**

Savunma sanayiindeki gelişme ekonomik katkının ötesinde tamamen
Türk insanının ürettiği İHA ve SİHA’lar gibi ileri teknolojilerle donatılan yerli silahların gurur verici varlığını
da ifade etmektedir.
Yüksek teknolojili savunma sanayii ihracatı
yapmak ekonomik anlamın ötesinde büyük bir
prestij ve politik güç gösterisidir
de.

1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında silah ambargosu uygulanan, ithal ettiği silahların terörle mücadelede kullanılmasına izin verilmeyen, ithal ettiği İHA’ları yazılım ve donanım bağımlılığı dolayısıyla terörle mücadelede etkin kullanamayan bir Türkiye geçmişte kalmıştır

Karabağ’da kullanılan SİHA’ların savaşın çehresini değiştirmesi
Türkiye’nin yakaladığı teknolojik gelişme seviyesini gösterme noktasında çok anlamlıdır.

**

Son dönemdeki
savunma sanayii ihracatının hem birim
(genel ihracat kg. değeri 1,10 dolarken savunma sanayii birim değeri 63 dolara çıkmıştır)
hem de toplam değer olarak artması ileri teknoloji ürünlerine ve gelişmeye katkı yapacaktır.
Sonuç olarak;
Türkiye’de savunma harcamalarının
Benoit Hipotezi'nde belirtilen
pozitif büyüme etkileşimine evrilmekte olduğu
net olarak söylenebilir.
#Savunma sanayii
#Benoit Hipotezi
3 yıl önce
Savunma sanayii hamlesi ve Benoit Hipotezi
Zor sorular, aşikar cevaplar
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü