Her insanın bir inancı vardır.
Herkesin ahlak ve dürüstlük anlayışı, onun yaşamını etkiler.
Bunların bütünü insanın manevi dünyasını oluşturur.
Sadece dindarların değil, her bireyin kendine özgü bir manevi dünyası vardır.
İşte son bir kaç yılıdır, inancımızı, ahlakımızı, dürüstlüğümüzü ve davranışlarımızı içinde barındıran manevi dünyamız tahrip oldu.
Hepimizin, her görüşten insanın manevi dünyasında yıkıntı ve erozyon yaşanıyor.
Bu çok tehlikeli.
Kendinizi kontrol edin. Etrafınızdakilere bakın. İlişkilerinizi gözden geçirin. Bu manevi tahrifatın ve erozyonun izlerini göreceksiniz.
Yaşamımızın ana iskeleti, kirişleri ve taşıyıcı kolonları bu süreçte tahrip olursa, toplumsal çöküşün başlangıcı anlamına gelir Allah korusun.
Güven kavramı ne kadar zayıfladı bir bakın.
Artık namaz kılıyor diye, başörtülü diye, dindar diye insanlara duyulan güven hala devam ediyor mu sizce?
General diye, vali diye, büyükelçi diye, rektör diye, iş adamı diye, siyasetçi diye insanlara duyduğumuz güven ve saygı devam ediyor mu hala?
Yakın dost, yılların yol arkadaşı, en yakın çalışma arkadaşı, canınızı, malınızı emanet ettiğiniz kişiler... bu insanlara eskisi gibi güveniyor mu herkes?
Hayır... maalesef büyük bir sarsılma, savrulma var. Artık kimseye güvenimiz, inancımız kalmadı.
Zihnimizde, 'herkes yalan konuşabilir' diye bir virüs doluştu.
'Kimseye güven olmaz' diye bir şeytan cümlesi oturdu aklımıza.
Artık herkesin ihanet edeceğine inanıyoruz.
Şimdi, herkes kişisel hesabını, çıkarlarını devletin, ülkenin, milletin değerlerine tercih eder diye düşünüyoruz. Ne acı.
Namaz kılsa da, Kabe'den yüzünü çevirmese de, dua etmekten dili şişse de, alnı secdeden kalkmasa da bir insanın, ülkesine ve dinine ihanet edebileceğini düşünüyoruz artık. Ne korkunç.
Çünkü FETÖ örgütü bu tip sahtekar dindarlarla doluydu.
İşte asıl darbeyi buradan yedik.
Toplumun manevi dünyasına F16'dan atılan bombadan daha etkili bir bomba attılar.
Çocuğa babasını ihbar ettirdiler. Kadına kocasını izlettiler. Evlada annesini terk ettirdiler. Aile kurumunu da böyle bombaladılar.
Tarikatlar, cemaatler, gruplar, vakıflar derin bir güvensizlik vakumunun içine çekildi. Herkes tedirgin, şüpheli ve kaygılı bir şekilde davranıyor ait olduğu yapıya.
Farklı fikirdeki insanların dünyasındaki sarsıntı, dindarların dünyasından aşağı kalır değil. Onların İslam'a, muhafazakarlığa, inanca olan güveni daha da perişan edilmiş durumda.
Bu kanamayı durdurmalıyız. Kişisel olarak manevi dünyamızdaki yaraları sarmak zorundayız.
Tahrip edilmek istenen 'güven, dostluk, yol arkadaşlığı, dürüstlük, kardeşlik' gibi kavramları koruma altına almalıyız.
İçimizdeki fitne dönemlerinde çıkan yangını söndürmezsek her yana yayılabilir.
Sonra eski dostlarınızı bulun, yol arkadaşlarınızı arayın, onlarla dertleşin. Tekrar bir dosta sarılmanın güven duygusunu hissedin.
Sonra başka arkadaşlarınızı, komşularınızı arayın, onlara güven verin, güç verin, elini tutun.
Bugünler zor günler ama geçecek elbet. Daha az acıyla, daha az tahribatla bu günleri atlatmak için çaba harcamalıyız.
Fitne zamanlarında yapılması gerekenleri yapın.
Dedikodu yapanlardan uzak durun. Başkasını kötüleyenleri, iftira atanları dinlemeyin, susturun.