|
Yoklukta niçin var olur insan?

Muhabbet yoksuluyuz, yani muhabbete muhtacız, burası kesin. Yoksuluz, çünkü muhabbetten yoksunuz.

Bir şeyin yoksulu (fakir), o şeye ihtiyaç duyandır. Kim neye ihtiyaç (fakr) duyuyorsa, onun yoksuludur; yoksun olduğununun yoksuludur.

Peki bu, muhabbetten bütünüyle bir yoksunluk, tam anlamıyla bir muhabbet yoksulluğu mudur?

Hayır! Elbette muhabbetin de türleri var; yoksunu ve yoksulu olmadığımız muhabbet türleri...

İmdi, maksadımızı açık kılmak amacıyla biraz derinlere doğru kazalım:

İnsanoğlunun davranışlarına yön veren üç ilke var: 1) haz ilkesi, 2) fayda ilkesi, 3) iyi ilkesi. İnsan en az üç amacı gözeterek bir şeyi eyler, eylemeyi ister; yani bir şeyi ya vereceği hazzı elde etmek amacıyla yapar; ya yarar elde etmek amacıyla, ya da o şey iyi olduğu için...

Muhabbet (sevgi) duygusunu işte bu üç amaçla açıklamayı deneyebiliriz.

Muhabbeti, "bir şeyle birleşmek isteği" olarak tanımladığımız takdirde, insanın hazzı, faydayı, iyiyi veya üçünü de birden seviyor olmasını, muhabbetin dört biçimi olarak yorumlamış olmakla kalmayız, böylelikle eylemlerimizi yönlendiren daha üst bir ilkeye de atıf yapmak imkânını elde etmiş oluruz.

Bazıları hazzı, zevki, lezzeti sever; yaptıklarını sadece hazz elde etmek kasdıyla yapar.

Bazıları yararı, faydayı, menfaati sever; yaptıklarını sırf menfaat elde etmek kasdıyla yapar.

Bazılarıysa sadece iyiyi sever; haz ve menfaatten çok yapacakları işin iyi olmasını ister. Böyleleri bir şey iyi ise o şeyi yapmak isterler, hazz verdiği veya yarar sağladığı için değil.

Hiç kuşkusuz, bazıları da —azınlıkta kalsalar bile— üçünü birden sevecekler, üçünü de birden elde etmeyi isteyeceklerdir; yani hazz ve fayda veren şeyin aynı zamanda iyi olmasını da gözeteceklerdir.

Kim neye talipse, talep ettiği şeyin mahiyetini bilmeli. Çünkü tek başına hazza duyulan muhabbet, tez gelip tez gider. Buna mukabil menfaate yönelik muhabbet, geç gelip tez gider. İyiye düşkün kimsenin muhabbeti ise, özü gereği tez gelip geç gider.

Üçü de bir arada olursa, muhabbetin hâli nice olur?

Cevabı basit: Üçüne birden duyulan muhabbet, kimsenin kuşkusu olmasın ki geç gelip geç gidecektir.

Özetlersek, bazıları "tez gelip tez gidenlere" (haz), bazıları "geç gelip tez gidenlere" (menfaat), bazıları "tez gelip geç gidenlere" (iyi), bazıları da "geç gelip geç gidenlere" (haz+menfaat+iyi) talip olduklarından, muhabbetleri de ister istemez bu niteliklerle sınırlı olur.

Aralarında en kolay edilenin, "tez gelip tez giden" hazlar olduğu çok açık. Hazların yenilenmeye, tekrar tekrar talep edilmeye ihtiyacı vardır. Hazlar, bilhassa duyusal hazlar (lezzat-ı hissiye) süreklilik vasfından yoksundur. Hazza talip olan, hazzı seven kimselerin kolaylıkla "haz düşkünü" haline gelmelerinin temel nedeni de budur. Kolay elde edileni ve o oranda da kolay kaybedileni elde etmek isteyenin elde etmek istediğine muhabbeti uzun sürmeyecektir.

Hazzın elde edilmesi, haz düşkünü olanların kudret ve iktidarıyla bağıntılı olduğundan, hazza talip olan, kaçınılmaz olarak menfaate de talip olacak, haz muhabbeti, kendisini ister istemez bir süre sonra menfaat düşkünü hâline de getirecektir.

Peki ya iyi? Haz ve menfaat, insanı iyi karşısında pervasız hâle getirir; böyleleri iyiyi, güzeli (hayr u hasenat) önemsemezler; sürekli olanı değil, geçici olanı tercih etmekten kendilerini alamazlar.

Sözün özü, sayıp sıraladığımız muhabbet türlerinin tamamı da tez veya geç geliyor, tez veya geç gidiyor.

Ey talib, bana, "Muhabbetin kalıcı olanı, yani hiç gitmeyeni yok mu?" diye soruyorsun.

Ne diyebilirim ki? Sorunun cevabı, sonucu değiştirmeyecek.

Öyle ya, yoksa, yoksuluz. Burası kesin. Varsa, yine yoksuluz. Burası da kesin. Yani ilkinde yokun, ikincisinde varın yoksuluyuz. Demek ki biz her iki hâlde de hem yoksun, hem yoksuluz; hem de sadece muhabbetten değil, aşktan da yoksun ve yoksuluz.

Bu vesileyle ben de sana bir soru armağan edeyim: Yoksa yok, varsa var olabileceği bir hakikatin peşinde değilse, bu yokluk denizinde niçin var olmayı ister insan?

17 yıl önce
Yoklukta niçin var olur insan?
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu