|
Ticaretin önemi

Kovid-19 nedeniyle ülkeler arasındaki ticaret kapılarının kapanmasıyla ihracat ve ithalat da çok olumsuz etkilendi.

Normalleşmenin yaşandığı bu dönemlerde ise
dünya ekonomisinde toparlanma
yaşanıyor. Özellikle 2021 yılı 2. çeyreğinde ekonomik büyüme oranlarında
önemli artışlar bekleniyor. Ekonomik büyüme oranlarındaki artışların yanında dış ticarette de
önemli artışlar
olacağı öngörülmekte.
Hiç şüphesiz ülkeler arasındaki ticaretin artması
Kovid-19 dolayısıyla meydana gelen ekonomik dalgalanmalardan ve krizlerden kurtulmak için önemli bir araç olacaktır.
Bu nedenle,
ülkeler
daha yüksek GSYH’ye ve kişi başı gelire ulaşmak için ticaret yaptıkları mevcut pazarlarını korumak, yeni pazarlara ulaşmak, dünya ticaretindeki paylarını artırmak ve ihraç
ettikleri ürünlerin
niteliğini yükseltmek için çaba gösteriyorlar.
KOVİD-19 SONRASI TİCARETTE BÜYÜK REKABET
Kovid-19 sonrası dönemde ülkeler arasındaki ticari rekabetin daha da kızışacağını söylemekte fayda var.
Zaten, Kovid-19 salgını başlamadan önce de küresel ticaretin yapısında önemli bir değişim sürecine girilmişti. O dönemde ABD ve Çin arasında başlayan ticaret savaşı vardı.
Diğer yandan, Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği kuralları tanımayan
ülkeler
arasındaki ticaret gerilimleri, ekonomik büyüme oranlarında
düşüşlere neden olmuştu.
Bu dönemde
bazı ülkeler küreselleşmeye tepki olarak kısıtlayıcı ve korumacı ticaret politikalarını hayata geçirmişlerdi.
Bu nedenle,
yeni dönemde her ülke küresel ticaretten daha çok pay almak ve Kovid-19 döneminde tedarik zincirlerinde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yön değiştiren ticaretten
daha fazla pay almaya ve bu alanda
söz sahibi olma
ya çalışacaktır. Bu durumda
küresel açıdan önemli değişimlerin olacağı öngörülmektedir.
İHARACATIN NİTELİĞİ ARTTIRILMALIDIR
Türkiye’nin ihracat yaptığı ülke sayısının giderek artması ihracatın miktarına da yansımaktadır.
Son 12 ayda yıllık olarak ihracatta 201 milyar dolara ulaşılması cari açığın azaltılmasına katkı sunmakta. Bu artışlar ihracatın ekonomik büyümemizin lokomotifi olmasına devam edeceğinin de bir göstergesi.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından ihracat, ekonomik büyümenin temel itici gücü olmaktadır. Aynı zamanda ekonomik büyümenin artışı ile beraber ortaya çıkacak üretim artışı ihracatın daha da artmasını sağlayacak ve bu döngü yeniden ekonomik büyümeyi besleyecektir.

Dolayısıyla ekonomik
büyüme ve ihracat birbirini destekleyen iki önemli makro ekonomik göstergedir.
Ancak, ihracatın miktarı kadar kalitesi de
çok önemli.
Halen ihracat içinde yer alan yüksek teknolojik ürünlerin payının
düşük seyretmesi
yüksek teknolojik ürün ihracatı konusunda atılacak çok adımların olduğunu gösteriyor.
TÜİK tarafından açıklanan dış ticaret verilerine göre, Ocak-Haziran döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 3’tür.
Ayrıca, Ocak-Haziran döneminde
orta yüksek teknoloji ürünlerinin
imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 34,7,
orta düşük teknoloji ürünlerinin
imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 29,9 ve
düşük teknoloji ürünlerinin
imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 32,4 olmuş.
Bu nedenle, imalat içindeki orta yüksek ve orta düşük teknolojik ürünlerden yüksek teknolojik ürünlere bir dönüşümün sağlanmasının,
Türkiye’nin bulunduğu orta gelir grubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna girmesinin de anahtarı olacağı açıktır.
#Türkiye
#Kovid-19
#GSYH
#ABD
#Çin
3 лет назад
Ticaretin önemi
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…