|
Milletimizin kayıp yılları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın Cumhuriyet tarihimizdeki en güçlü karizmatik liderlerden birisi olduğunu; karizmasının vatandaşın ceberut devlete ve oligarşiye karşı hür ve eşit olma ihtiyacından köken aldığını söyledik. Karizmanın öneminin kendimize özgü modernleşme sürecimizin tamamlanmamış, demokrasimizin yerleşip güçlenememiş olmasından kaynaklandığını belirttik. Ona karşı en meşru muhalefet biçiminin demokrasimizi kurumsallaştırmaya çalışmak olduğunu özellikle vurguladık. Şahsiyet suikastına girişmenin muhalifleri Recep Tayyip Erdoğan"la mücadele ediyoruz derken milletle karşı karşıya gelen bedbahtlar haline düşürebileceği uyarısında bulunduk.

Bazıları, Recep Tayyip Erdoğan"ın Başbakan olduğundan beri yaptıklarını yapmakta ısrar etti; görmezden geldi söylediklerimizi. Niye millet her geçen seçimde artan bir biçimde ona oy veriyor sorusunu yine düşünmemeyi yeğlediler. Bazıları, "tamam hizmet yapmadı demiyoruz ama özellikle üslup hatalarını karizmanın arkasına gizlemeyin" diye tepki verdiler. Buna rağmen anlayan anladı ne demek istediğimizi.

Anlayanlar ve hak verenler iki türlüydü. İlk grupta bizim gibi toplumlarda karizmatik liderliğin önemini bilip destekleyenler, ikinci grupta ise aynı bilgiden yola çıkarak Erdoğan"a köstek olmak isteyenler var. Köstek olma nedenleri çok basit, çünkü ülkemizin, milletimizin, demokrasimizin gelişmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Sağır sultan duydu Türkiye"nin sessiz devrimini, dünya âlem biliyor demokrasi tarihimizde Erdoğan"ın taşıdığı önemini. Bundan rahatsız olanlar da biliyor ve o yüzden milletimiz aleyhine kuracakları tuzaklara onun şahsından başlamak gerektiğine inanıyorlar, siyasi hayatımızdaki etkisini azaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Siyasi tarihimizde Recep Tayyip Erdoğan"ın temsil ettiği her ne varsa, (demokrasimizin vesayetten kurtularak gelişip güçlenmesi; siyasi ve ekonomik oligarşinin alt-edilmesi; toplumun kendine güveninin, huzur ve barış ortamının, yükselmesi; siyasetin itibarının arttırılarak Meclis"in sorunların çözüm yeri haline dönüşmesi) esasen onlara karşı çıkma arzularını, onun şahsiyetine yönelik saldırılarla gerçekleştirmek istiyorlar.

Recep Tayyip Erdoğan"ı önümüzdeki seçim süreçleri içinde kurulan tuzaklarla siyaset sahnesinde silmek isteyenlerin gerçek niyetlerinin anlaşılabilmesi için karizmadan mahrum kaldığımızda ne hale geldiğimize şöyle bir bakmak yeterli. Son bütçe konuşmasında Erdoğan, bizim tespitlerimizi, siyasi istikrar ve ekonomik büyüme zaviyesinden bakarak şu sözlerle ifade etti: "Biz bunu geçmişte iki kez daha yaşadık. Menderes"in iktidarında Türkiye ekonomisi büyümüş ülke güç kazanmıştı. 1983-89 arasında merhum Özal döneminde Türkiye büyük atılımlar gerçekleştirmişti. Siyasi iktidarsızlık dönemlerinde Türkiye ekonomisi kan kaybetmişti. Geçmişte yaşanan bugün de AK Parti hükümetleri döneminde süren tecrübe gösteriyor ki Türkiye sağlam bir zemine sahip olduğu sürece büyümeye devam edecektir." Biz buna siyasi istikrar ve ekonomik büyüme de dâhil olmak üzere, tüm olumlu gelişmelerin ancak karizmatik bir liderlikle mümkün olabildiğini ilave etmek istiyoruz. Milletin umutlarını yatırdığı, karizma bahşettiği liderlik olmazsa, burada demokrasi değil bürokratik oligarşi ve vesayetçiler kazanır.

En yakın tarihimizden rahmetli Turgut Özal örneğini ele alalım, onun siyasi varlığı şu veya bu biçimde yok edildikten sonra milletimizin başına gelenleri hatırlayalım. Bugün çok daha iyi görülmektedir ki, rahmetli Turgut Özal"ın karizmasının silinmeye başlamasından (ki bu tarih 1989"dur) Ak Parti kurulana kadar geçen zamanlar, milletimizin kayıp zamanlarıdır. En az 12 yıl ne demokrasimize ne ekonomik ve toplumsal gelişmemize en küçük bir katkı sağlamaksızın iktidar kavgalarıyla, kaba siyaset, belagat ve lafı güzafla heder olup gitmiştir. Şimdi aynı tuzağı Ak Partili yıllardaki milletin kazanımlarına ve Recep Tayyip Erdoğan"a karşı kurmak, bizi tekrar kayıp yıllar tüneline sokmak istiyorlar.

Hepimizi Özal"lı yıllar ve sonrası kayıp zamanları düşünmeye, bu söylediklerime liberal bireycilik adına dudak bükenleri, Max Weber"den bu yana süren demokrasilerde karizmatik meşruiyet tartışmasına davet ederek şimdilik sözlerimi noktalıyorum.

10 years ago
Milletimizin kayıp yılları
Tasavvuf rezilliklere göz yummayı onaylar mı?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…