Ancak, AFAD’ın Türkiye Afet Müdahale Planı TAMP’a göre aynı Kızılay’ın; deprem, sel, yangın gibi afetlerdeki rolü sadece beslenme ihtiyacını gidermek. Yani Kızılay’ın afetzedelere çadır dağıtma ve çadır kentler kurma rolü yok.
Barınma organizasyonu AFAD’ın kontrolünde. Depremden etkilenen şehirlerde 400 binden fazla çadır kuruldu. Alt ve üst yapılarıyla birlikte konteyner kentler inşa edildi ve buralarda yaşam başladı. Diğer yandan yeni konteyner kentler, prefabrik ve yığma evler de yapılmaya devam ediyor. Bu işleri de bir başına AFAD yapmıyor. Eşgüdüm halinde çalıştığı çözüm ortakları var ve Kızılay da bunlardan biri.
Anormal karşılanan ise depremin ikinci günü; yurt dışına satmak için üretilmiş depodaki çadırların AHBAP’a fatura edilmesi oldu. Kızılay zaten stoklarındaki 54 bin çadırı deprem yaşandıktan hemen sonra AFAD’a teslim etmiş. Bu arada o çadırlar da bedava değil. AFAD da Kızılay’a ödeme yapacak. Tartışma ise depodaki 2 bin çadırın AHBAP’a satılması üzerinden yürüyor.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık yaptığı açıklamada, “Ahbap Derneği ve Kızılay işbirliği ahlaki, akılcı ve yasaldır. Aksini iddia eden ise ya meseleyi anlamamış ya da kötü niyetlidir” dedi.
Kerem Kınık’ın kötü niyetli yorumların dışında iyi niyetli tepki ve serzenişlere de kulak vermesi gerekiyor. Kızılay’ın çadırla özdeşleşen algısı ortada dururken bu satışın izah edilmesi gerekiyor.