Tayyip Erdoğan''ın cezaevinden tahliyesinin müthiş bir hareketlenmeye sebep olmasını nasıl yorumlamak gerekiyor? ''Belediye başkanı'' sıfatını taşıdığı 4,5 yıl boyunca halka samimi hizmetler vermesi, sorunları altından kalkılmaz görünen dünyanın en büyük kentlerinden İstanbul''u ''yaşanılabilir'' kılma yolunda ciddi adımlar atması ona beslenen sevgide önemli bir payın sahibi.FP''yi doğuran köklü siyasi çizginin gençlik kollarından beri içinde bulunması da aynı çizgiyi benimseyen partililerin ona
Tayyip Erdoğan''ın cezaevinden tahliyesinin müthiş bir hareketlenmeye sebep olmasını nasıl yorumlamak gerekiyor? ''Belediye başkanı'' sıfatını taşıdığı 4,5 yıl boyunca halka samimi hizmetler vermesi, sorunları altından kalkılmaz görünen dünyanın en büyük kentlerinden İstanbul''u ''yaşanılabilir'' kılma yolunda ciddi adımlar atması ona beslenen sevgide önemli bir payın sahibi.
FP''yi doğuran köklü siyasi çizginin gençlik kollarından beri içinde bulunması da aynı çizgiyi benimseyen partililerin ona teveccühü için bir sebep. Gençliği, yakışıklılığı, efe duruşu, içi-dışı bir görüntüsü, konuşmasındaki içtenlik... Aile babası tavrı... Halkın içinden çıkıp halkın yaşadığı hayatı sürdürmesi... Bütün bunlar "Tayyip Erdoğan" denildiğinde akla gelen özellikler; ancak toplumda varlığı hemen belli olan ''derin sevgi'' bu sebeplerin bileşkesinden öte bir anlama sahip.
Türkiye''de siyaset epey uzun bir süredir ''çözüm'' üretmiyor; siyasiler ''çözüm''ün değil ''sorun''un bir parçası görüntüsündeler. Son on yıldır hep tepkisel olarak kullanılıyor oylar ve iktidar olanlar sandığa düşen iradeye aldırmayan, oyverenleri pişman eden icraatlar sergiliyorlar. Toplumun geniş kesimleri, on yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, bir çok mevzide gerilemiş durumda. Çalışanların gelirleri düşmekle kalmadı yalnızca, esnafı, tüccarı, sanayicisi de maddi varlığını yitirme tehdidi altına düştü. Bundan daha önemlisi toplumsal alanda yaşananlar: On yıl önce TCK 141, 142 ve 163''ün kaldırılmasıyla hak ve özgürlüklerin genişletildiği bir Türkiye vardı önümüzde; bugün tek parti dönemine rahmet okutacak kısıtlayıcı yasal düzenlemeler peşpeşe Meclis''ten geçiyor.
Bu manzara siyasetin çözüm üretemediğini gösteriyor. Başka deneyimlere sahip toplumlarda, böyle ortamlarla karşılaşıldığında, insanlar, tek tek veya kitlesel olarak, çözümü başka yollarda ararlardı; ancak Türkiye''de, neredeyse 120 yıla ulaşan parlamenter deneyim sebebiyle, çözüm, herşeye rağmen, siyasi sistemden bekleniyor. Son seçimde, CHP''nin baraja takılmasının, ANAP ve DYP''nin baraj sınırına yuvarlanmasının, FP''deki gerilemenin, oyların yüzde 40''ının DSP ve MHP''de yoğunlaşmasının ardında bu beklenti yatıyor. Beklentilerin ürünü hükümetin on yılın genel gidişine ayak uydurmasının hayal kırıklığını yaşıyor bugün toplum.
Böylesine bir ortamda, Tayyip Erdoğan, yüzünü geleceğe çevirmiş toplum için bir umut. Gençliği, halkla bütünleşmesi, içi-dışı bir görüntüsüyle, son on yılda rastlanmayan türden bir ulusal siyaset adamı tipi çiziyor. Yerel iktidarda verdiği hizmeti yurt sathında tekrarlamasını arzulayanların da, Türkiye''yi 21. yüzyılda ''boynu bükük'' değil ''başı dik'' insanların ülkesi olarak görmek isteyenlerin de umudu.
Bizde pek çok siyasetçi, hayatının belli bir döneminde, bugün Tayyip Erdoğan''ın olağanüstü doğallığı içerisinde üstlendiği türden bir konuma yükseldi; ancak çoğu o fırsatı değerlendiremediler. Yakın siyasi tarihimizde, Celal Bayar''ın etkisinden kurtulduğu oranda Adnan Menderes, güç odakları yerine milleti arkasına alma cesaretini gösterebildiği durumlarda Turgut Özal iki yalnız yıldız gibi parlıyorlar. Tayyip Erdoğan, kendisinden öncekilerin başarılı ve başarısız yönlerini daha hâkim bir noktadan görebildiği için onlardan şanslı sayılabilir; misyonunu kendisinin de doğru değerlendirebilmesi şartıyla...
O misyon, bir tek partiyi, bugüne kadar yanında bulduğu kadroyu, hatta çocukluğundan beri edindiği söylemi aşmasını gerektiriyor. Daha geniş yığınlara uzanmak, daha farklı insanlarla kucaklaşmak ve daha evrensel bir dili yakalamak zorunda Tayyip Erdoğan. Bu ise, öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değil...
Aslında, Tayyip Erdoğan''ın cezaevinden çıkmasının toplumda meydana getirdiği hareketlenme, sadece kendisi ve yakın çevresi için değil, onu zindana sokmayı, siyasi yasaklı hale getirmeyi kişisel ve zümresel çıkarları için uygun görenler açısından da bir ''ders'' teşkil ediyor. O ders şu: Siyaseti yeniden çözüm üretir hale getirmek şart.
Tayyip Erdoğan''la toplumsal misyonunun buluşmasını serinkanlılıkla beklemek gerekiyor.
