|
Yarin gönlü

Sakıngıl yârin gönlü sırçadır sımayasın! / Sırça sındıktan geri bütün olası değil!

Yunus Emre burada Nûr Suresi''nin Nûr âyetine işaret ediyor: Nûrun aslî mazharı olan Yüce Sevgili''nin Nûr''u, Emîr-ul-Mü''minîn''in Nuru ile birdir, Fatıma da Nur kaynağını çevreleyen, inci parlaklığında yıldız gibi parıldayan “sırça” ile simgelenir.

Yüce Sevgili''yi; Resûl-i Ekrem''i (S.A) sevmeksizin İlâhî Sevgi''nin yüce merhalelerine erişilemez. Resûl-i Ekrem (S.A.) sevgisi de Ehl-i Beyti''nin sevgisinden ayrılmaz.

Nefs-i Mutmainne ve dolayısı ile Mev''ûde olan Huseyn''in şehadeti, insanlık için kin ve düşmanlık kaynağı değil, insanlığa İysâr Ahlâkı''nın, Birr''in en yüce örneğini vermek içindir. Huseyn Zibh-i Azîm''dir.

İman, sevgi demektir. Küfr de hased ve kin demektir. Velîlerin gönlü kırılmış ise, ameller boşa gider. Okudum bildim deme, çok tâat kıldım deme / Eri Hak bilmez isen abes yere yelmektir. Boşa gayrettir. “Eri Hak bilmek”, “Hablun-min-en-Nâs”ın anlamını idrak etmek demektir. (Âl-i İmrân, 112) Bu anlamı idrâk etmeyen ve şekilde kalan bazı sözde din ulemâsı nasıl Benî İsrail peygamberlerini katl ettiler ise, “ümmetimin ulemâsı = Ehl-i Beyt İmamları Benî İsrail nebileri gibidir” hadîs-i şerîfine rağmen, Yüce Sevgili''nin irtihalinden (48) yıl sonra, Huseyn''i şehid etmişlerdir.

Eri Hak bilen, Ehl-i Beyt''i sevenler arasında, fıkhî mezheb ayrılığının önemi yoktur. Sevgi; îman demektir. Ehl-i Beyt''i sevenler arasında “müzakere” (diyalog) anlamsız kalır. Ehl-i Beyt sevgisi olmayan ile de müzakere (diyalog) anlamsızdır. “Cahillerden yüz çevirmek” gerekir. Ne var ki bu sevgisizlik, bilinçli olarak benimsenmiş değilse muhatabımıza öğüt vermek ve onu aydınlatmak vazifemizdir.

Ehl-i Beyt sevgisi olan bir kimse ile, Birr ve Takvâ temelinde işbirliği yapmak için karşılıklı fıkhî şartlar ileri sürülemez. Fürû''-i Din farklılıkları, Yeryüzü''nde Sevgi''yi, Ahlâkı ve Adaleti, eşit insan değerini hakim kılma amacı ile yapılacak müzakereleri engellememelidir.

Sünnî ve Şi''î (İmamiyye mezhebinden) kimseler arasında işbirliği müzakereleri anlamında diyalogun şartı olarak nasıl imamet inancı ileri sürülemez ise; fakat Ehl-i Beyt''e “kin” besleyenler ile de hiçbir hayırlı sonuca varılamaz ise, Yüce Sevgili''nin derecesini müslümanlar gibi kabul etmeyen bir “Kitab ehli” ile de, sevgi ehli olması ve Yüce Sevgili''ye aslâ saygısızlık etmeyip kin beslememesi şartı ile müzakerelere giriş mümkün olmalıdır. Kur''an-ı Kerim; “Ehl-i Kitab ile bu müzakerelerin ve işbirliğinin başlatılabilmesi için; Allah''a ve Âhırete inanma ve temel ahlâkî değerlerde birleşmiş olmayı yeterli görür.

İlâhî Sevgi''ye sahip olduğu için insan ve canlı sevgisine de sahip olmayan, “Yaradan''dan ötürü Yaradılmış''ı da sevmeyen” sevgi değil kin ve hased ehli olan kimselerle, kimlik belgesine bakılarak işbirliği yapılamaz. Sadece tek taraflı olarak öğüt verilir, ödün (taviz) asla verilmez. Neoconlarla, siyonistlerle, ırkçılarla işbirliği müzakeresi değil, sadece isterlerse öğüt verme ve uyarma konuşması yapılabilir.

İşbirliği müzakerelerine girerken başlıca endişemiz “Yarin gönlünü kırmama, kırmaktan sakınma” olmalıdır. Dikkat edelim: “Dinler arası müzakere”, sevgi ahlâkında işbirliği amacı ile olmalı ve Yüce Sevgili''ye muhatapça kin duyulmaması aranmalıdır. Ahlâkî amaç kapsamına girmeyen siyasî amaçlarla, maddî kazanç sağlama amacı ile “işbirliği müzakeresi” olmaz. Ticarî ve turistik müzakereleri, siyasî ve askerî müzakereleri bu anlamda verimli bir işbirliğine hazırlık sayarsak, sonuç hayal kırıklığı olur.

Doğru bir işbirliği anlayışı ve özlemine sahip olamadıkça, Lübnan''da, Bosna''da ve Irak''da şahit olduğumuz gibi, Yeryüzü Canavarı (Dâbbet-ul-Arz); insanlığı daha çok ısırır, dalar. Katolik ve Ortodoks Kilisesi ile, Şark Kiliseleri ile, aynı zamanda Şi''î ve sünnî kimlik belgeli ve gönülleri Yarin Gönlü''ne bağlı müslümanlar arasında yakınlaşma ve işbirliği zorunludur. Bu alanda “Papa gitti, herşey bitti” denemez.

Birr ve takvâda dayanışmak, sürekli davranış ilkemiz olmalıdır.

17 yıl önce
Yarin gönlü
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar