
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili çok önemli bir aşamaya geçildi. TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını tamamlayıp rapor aşamasına geldi. Meclis’te grubu bulunan ve komisyona katılan partiler kendi raporlarını yazıp TBMM’ye teslim etti. Sıra komisyonun raporunda.
Türkiye, yarım asra yakındır terörle mücadele ediyor ve bu yolda çok bedeller ödedi. Sorunun çözülmesi için zaman zaman çeşitli girişimler olsa da ne yazık ki netice elde edilemedi. Terörün bitirilmesi için en önemli adım 2011 yılında sonuç alıcı çok önemli bir hamle gerçekleşti. Çözüm süreci adı verilen süreçte önemli de mesafeler alındı. Ancak, bugün olduğu gibi başka devletlerin kışkırtması ve yönlendirmesiyle çok önemli süreç akamete uğratıldı.
2011 yılından 2015 yılına kadar devam eden çözüm sürecinde yapılanlara ve yaşananlara baktığımızda bugün yaşadığımız süreçten çok daha zor olduğunu söyleyebiliriz. 2011 yılında süreç başladığında içeride destekleyen tek muhalefet partisi yoktu. Üstelik devletin kılcal damarlarına sızan Fetullahçı hainler, sürecin her aşamasında sabotaj girişimlerinde bulundu. Sürecin yöneticisi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik 7 Şubat krizi ile Oslo görüşmelerinin sızdırılması, FETÖ’nün en yıkıcı girişimleriydi.
Terör örgütü PKK hâlâ çok güçlüydü. Irak’ta merkezi hükümet yok denecek gibiydi. PKK Irak’ın kuzeyinde istediği gibi konumlanıyordu. Suriye’de Esed rejimi hakimiyetini sürdürüyordu ve Türkiye karşıtlığı nedeniyle Esed ülkesindeki PKK’ya her türlü imkânı sunuyordu. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İran ve İsrail başta olmak üzere çokça ülke PKK’nın silah bırakmasını istemiyordu. Kandil yabancı istihbarat servislerinin üssü haline dönüşmüştü. “Silah bırakmayın size Suriye’de devlet kuracağız” vaatleri havada uçuşuyordu.
Çözüm süreci böyle bir atmosferde 2015 yılına kadar sürdürüldü. Neticede içeride FETÖ, dışarda emperyalist devletlerin, terör örgütü PKK’nın silah bırakmaması için yaptıkları çalışmalar netice vermiş, HDP de aynı aşamaya gelerek, çatışmaların yeniden başlamasına yol açılmıştı.
Terörsüz Türkiye süreci ise çok daha avantajlı bir atmosferde ilerliyor. 2015 koşullarının tam aksine, Irak ve Suriye sahaları değişti. Sürecin en önemli aktörü Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli. İYİ Parti hariç, Meclis’te grubu olsun veya olmasın diğer siyasi partiler sürece katkı veriyor. Süreçten en çok rahatsız olan Siyonist terör örgütü İsrail, bütün dünyanın nefret ettiği ülke halinde. Önceki süreci baltalayan ABD ve İngiltere kısmen daha ılımlı yaklaşırken, İran ve Fransa ise hâlâ süreci sabote etmeye çalışsa da 2015’teki gibi netice elde etmeleri mümkün değil.
Türkiye, çetin süreçlerde gösterdiği kararlı duruşla dengeleri lehine değiştirmeyi başardı. Herkes geleceğe odaklanmışken yakın geçmişte yapılanları unutmamak lazım. PKK’nın istismar ettiği sorunların ‘Çözüm Süreci’nde nasıl ortadan kaldırıldığını dün TBMM’ye sunulan AK Parti’nin raporunda bir kez daha gördük.
AK Parti’nin raporunu sadece gelecekte neler yapılacak üzerinden değil, aynı zamanda yakın geçmişte neler yapıldığı üzerinden de okumak lazım. Terörsüz Türkiye sürecinin temelleri geçmişte yapılanlar sayesinde atıldı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.