|
Hiç de öyle olmamış!..

Irak''ın Necef kentine yakın bir bölgede dünya genelinde yankı uyandıran bir gelişme oldu. Pazar günü bir çatışma başladı ve Aşure Günü''ne kadar devam etti. Sonuç 300''den fazla ölü, 650 yaralı, çok sayıda gözaltı. Ölenlerin bir kısmı kadın, bir kısmı çocuk. Bakın olay dünyaya nasıl yansıdı:

“ABD Başkanı Bush''un yeni Irak planını açıklamasından sonraki en büyük saldırısını kutsal kent Necef''te başlatan Amerikan ordusu ile direnişçiler arasında çıkan çatışmalarda 300 kişi öldü. Aşure adı verilen operasyonda 7 Amerikan askeri ölürken bir helikopteri de düşürüldü. Operasyonun Şii ve Sünni direnişçileri hedef aldığı kaydedildi. Şii grubunda Sünni direnişçilerin de yer alması dikkat çekti. Direnişçilerin kente birkaç gün önce hacı kılığında geldiği, direnişçilerin “Mehdi” olduğunu ileri süren liderinin de öldüğü bildirildi. Necef''in vali yardımcısı, öldürülen Şii direnişçilerin el Kaide örgütüyle bağlantılı olduğunu açıkladı.” Ve daha bir sürü akla gelmedik saçmalıklar, yalanlar.

Ortada bir katliam vardı. Irak birlikleri birileriyle çatıştı. ABD kara birlikleri ile ABD ve İngiliz hava güçleri hedef grupları ağır bombardımana tabi tuttu. Ama kimdi bunlar ve neden katledildiler? El Kaide ile bir Şii grubun aynı safta savaşmasının mümkün olmadığını bile bilmeyecek kadar gerçeklerden bihaber olanlar, söylenen bütün yalanlara inandı tabiî. Muktada Sadr Grubu, Irak Sağlık Bakanlığı: Bedir Tugayları''nı kontrol eden Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi, Necef Valiliği, Irak Haber Ajansı, Irak Ordusu''ndaki bir çok general, ABD ve İngiliz kaynakları ve Irak''ı yöneten herkes; Kufe''nin kuzeyindeki Zagra''da üslenen Gökyüzü Ordusu adlı grubun liderinin kendini Mehdi ilan ettiğini, hacı kılığında Necef''e girip başta Ayetullah Sistani ve Muktada Sadr ve Abdülaziz El Hekim olmak üzere Şii liderleri öldürmeyi planladığını, Necef''i işgal için geldiğini, grubun el Kaide ve Baasçılarla bağlantılı olduğunu, yüzlerce teröristin bu amaçla silahlandırılıp yola çıkarıldığını, Kerbela''ya yürüyen Şiileri öldürmeyi planladığını, İmam Ali Türbesi''ni havaya uçurmayı planladığını, Saddam Hüseyin''in 1993 yılında kurduğu Kudüs Ordusu''na bağlı olduklarını, Afgan elbisesi giydiklerini açıkladılar. Onlara göre teröristler Yemen''den, Suudi Arabistan''dan, Mısır''dan ve diğer bölge ülkelerinden gelmişti.

Peki gerçek böyle mi? ABD''nin, Bağdat yönetiminin ve etkin olan grupların anlattığı gibi mi? Yüzlerce insan, kadın ve çocuk neden öldürüldü? Aslında iddialar, bildiğimiz yalanlardan başka bir şey değil. Yine yalanlar üzerinden yüzlerce insan katledildi. Siyasi hesaplara kurban edildi. Bir çok olayda olduğu gibi, bütün dünya bir kez daha resmi yalanların kurbanı oldu. Olay şu:

Necef ve Divaniye arasında yaşayan Havatim kabilesinden 200 civarında insan Aşure için Kerbela''ya gitmek üzere yola çıkar. Kabilenin yaşlı lideri Hacı Sait Nayif El Hatemi, yürüyemediği için 1982 Toyota Sedan marka bir araçla yol almaktadır. Sabah 06.00''da Zagra''ya gelirler. Irak Ordusu''na ait kontrol noktasına geldiklerinde aniden araca ateş atılır. Kabile lideri, eşi ve şoförü öldürülür. İç savaş yaşanan ülkede kendilerini korumak için silahlı yol alan kabile üyeleri ile ordu birlikleri arasında çatışma başlar. Aynı bölgede yaşayan Hazai kabilesi araya girmeye, çatışmayı durdurmaya çalışır. Ancak Irak birlikleri onlara da saldırır. Bununla da kalmaz; ABD''den destek istenir ve bölgede ağır silahlarla donatılmış El Kaide birlikleri ile çatışma yaşandığı söylenir. Birkaç dakika içinde ABD askerleri destek için gelir, kabile üyeleri kuşatılır. Savaş uçakları ise bölgeyi bombalamaya başlar. Yani imha başlar. Yüzlerce insan ölür. Çoğu çatışmayla hiç ilgisi olmayan bölge sakinleridir. ABD bombardımanı tam bir katliamla sonuçlanır. Durum şu:

Bölgede etkin olan Ahmet El Hasani liderliğindeki grubun bazı özellikleri var. Grup liderinin kendini kayıp imamın yerine Mehdi ilan ettiği ve kısa sürede taraftar topladığı söyleniyor. Ama başka şeyler var: Bu grup Şiiler''in Bağdat''taki yönetimini tanımıyor. Bedir Tugayları''na katılacak herkesi öldürmekle tehdit ediyor. Özellikle Necef''i yöneten Abdülaziz El Hekim''in liderliğinde olan ve Bedir Tugayları''nı yöneten Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi ile Dava Partisi''ne sert muhalefeti ile tanınıyor.

ABD, İngiltere, Irak hükümeti ve Irak ordusu, Aşure için Kerbela''ya giden Kufe bölgesinin insanlarını katletti. Teröristtiler, Saddamcıydılar, Kudüs Ordusu''ndandılar, El Kaideciydiler. Aslında hiç biri değillerdi. Sadece denetimleri dışında kalan bir kitleyi yok ettiler. Şii olmalarına rağmen. Ve Irak ordusunu denediler. Tam bir zafer kazandılar! Bu zaferi yalanlarıyla süslediler. Yüzlerce “beyni yıkanmış” insan, kadın, çocuk işte böyle öldürüldü...

17 yıl önce
Hiç de öyle olmamış!..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi