|
Nasrallah ne dedi ?

Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın; «İsrailli askerleri kaçırmanın, o dönemde, bu ölçüde bir savaşa yol açabileceğine yüzde bir bile ihtimal vermemiştik. Bana; ‘Bunun savaşa neden olacağını bilseydiniz yine de o emri verir miydiniz’ diye sorsanız, cevabım ‘Kesinlikle hayır’ olurdu. İnsanların güvenliğine, askeri ve siyasi nedenlere istinaden buna kesinlikle karşı çıkardım» şeklindeki ifadeleri ABD/İsrail kaynakları tarafından Hizbullah’a karşı bir kampanya aracı olarak görüldü. Hürriyet gazetesi ise, açıklamayı «Hizbullah pişman» şeklinde verdi.

Açıklamayı bu şekilde okuyanların Hizbullah hakkında, Güney Lübnan’da olanlar hakkında, bölgenin geçmişi hakkında ve bölge insanı ile Hizbullah arasındaki güçlü ilişki hakkında hiç bir şey bilmedikleri ortada. Hizbullah’ın attığı askeri ve siyasi adımları hangi ilke ve ölçeklerde belirlediğini bilmiyorlar. Savaşın sebebinin aslında iki askerin kaçırılması olmadığını, iki askerin bahane olarak kullanıldığını, daha önceki bu tarz eylemlerin böylesi bir savaşa yol açmadığını bilmiyorlar. G. Lübnan’daki yıkımın hangi boyutta olduğunu, İsrail’in Hizbullah’a zarar veremediğini ancak sivillere ve yenleşim birimlerine ağır zayiat verdiğini, bu kayıplarla Hizbullah otoritesini sarsmayı denediğini ama başaramadığını, şimdi Nasrallah’ın kendi halkına yönelik iyiniyet ve dürüstlük açıklamasını istismar ettiğini görmüyorlar.

Son saldırıdan önceki bir kaç yıla bakanlar, daha önce de benzer durumlar yaşandığını, karşılıklı çatışma ve asker esir alma eylemleri gerçekleştirildiğini ancak hiç birinin böylesi saldırıya gerekçe oluşturmadığını, son durumun ABD ve İsrail tarafından kasıtlı olarak istismar edildiğini, Lübnan halkını Hizbullah’a karşı kışkırtmak, ezemedikleri bu gücü bu yolla oyun dışına itmek, Suriye ve İran’a gözdağı vermek için korkunç bir sivil kıyıma girişildiğini anlayacaktır.

Açıklama, Hizbullah’ın böylesi bir savaşa hazır olmadığı, bu kadar şiddetli bir saldırı beklemediği anlamına da geliyor. Bu haldeyken, ciddi bir hazırlığı yokken, İsrail karşısında zafer kazanan, karadaki çatışmaların hemen hepsini kazanan, İsrail ordusunun yenilmezlik büyüsünü yok eden Hizbullah, acaba bu kapsamda bir saldırıya hazır olsa ne olacaktı? Hezimeti tartışan İsrail kamuoyu ve ordusu, Hizbullah’ın yıllardır böyle bir savaşa hazırlandığını söylemiyor muydu?

Hiç bir lider, bu ölçüde bir sivil yıkımın altından kalkamaz. Ama Nasrallah ve Hizbullah kalkabiliyor. Gidenler görecektir; ben gittim ve sınır köylerini, olağanüstü yıkımı, insanlık suçunu gördüm. Bunca yıkıma rağmen insanların Hizbullah’a bağlılığını ve manevi gücünü de gördüm. Nasrallah büyük bir lideri olarak dünya sahnesinde yerini aldı. Onlarca yıldır Arap dünyasının yapamadığını yaptı ve İsrail karşısında zafer kazandı. Kimse ona «bu yıkımı senin yüzünden yaşadık» demiyordu. Bunun sefasını sürebilirdi. Ama o öyle yapmadı, halkına ne kadar yakın olduğunu gösterdi. Acıyı onlarla birlikte yaşadığını... İşte onu güçlü yapan, G. Lübnan halkını «mukavemete» bu kadar sıkı bağlayan kullandığı bu dil, uyguladığı bu siyaset. Sınır köylerinden birinde, evinin ankazının yanında bekleyen yaşlı Lübnanlı’nın «Her şeyimiz yokoldu, hayvanları bile vurdular. Ama sabretmek gerekir. İsrail yıkılana kadar sabredip savaşacağız» diyerek Hizbullah’a övgüler yağdırması ile Nasrallah’ın açıklamasını ve yıkılan evlerin inşasına destek veren, evlere yemek servisi yapan Hizbullah ve şehid evlerindeki gururu birlikte değerlendirmek gerekiyor.

Şu kesin: Hizbullah öncekinden çok daha güçlü. Lübnan’da kimseye hesap verme durumunda da değil. Çünkü kimse ondan hesap sormuyor. Sadece zaferini paylaşıyor. Ancak hayatını kaybeden, evlerini araçlarını kaybeden, köylerini köprülerini kaybeden insanlarla birlikte olan liderler, halkın gözünde daha da büyüyor. Nasrallah gibi...

Şu soru neden sorulmuyor: İki askerin kaçırılmasına karşı bunca yıkımın hesabını kim verecek? Köylerini, kasabalarını, camilerini savunan insanlara karşı sığınak delici bombalarla mahalleleri toptan yok edenler neden pişman değil? Savaşı onlar çıkarmadı mı? Neden Lübnan halkının acısını paylaşmıyorlar? Onlar yıkmadı mı, onlar öldürmedi mi?

Nasrallah’ın konuşmasında bir şey daha vardı: «G. Lübnan’a gelecek BM gücü, savaşçıları silahsızlandırmaya kalkışmazlarsa hiç bir sorunla karşılaşmayacak. Şimdiye kadar sabretmemiz, sürekli olarak sabredeceğimiz anlamına gelmez, Hizbullah ne şimdi ne de gelecekte kimseye garanti vermeyecektir. İsrail’in Lübnan’ın herhangi bir yerinde kalması durumunda savaşmaya hakkımız olacaktır.” Bu sözler de bölgeye asker göndermek isteyen ülkelereydi ve bence konuşmanın en önemli bölümüydü.

18 yıl önce
Nasrallah ne dedi ?
KEY ödemeleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim