|
Bir zındık: Molla Lütfi

Olacaksa, sevgili Mehmet Çelik gibi bir hocası olmalı insanın. Zira geleneğimizin neredeyse bütün birikimini ‘ezbere’ bilen birinden öğrenebildiğiniz o denli çok şey var ki. Doğu medreselerinde okurken kendisi de sık sık ‘tekfir’ denilen mekanizmanın mağduru olmuş Mehmet Hocadan öğrendiğim son hikâye, yani Molla Lütfi’nin hikâyesi bugün bizim yaşadığımız en güncel sorunlardan biri olan bu mekanizmanın ibretlik bir örneği oldu.

Bilenleriniz vardır. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedince Zeyrek mahallesindeki Bizans yapılarını hızla elden geçirtip Sahn-ı Semen isimli ihtisas medreselerini kurdurur. Bu medreseler, Osmanlı’nın ‘ilim adamı’ ihtiyacını karşılayacaktır. Şol rivayet odur ki, Sahn-ı Semen Medreselerinde Molla Lütfi kadar ilme vakıf ve dahi eleştirmeyi sever bir adamcık yoktur. Bizatihi Ali Kuşçu’dan ders alan Molla Lütfi, hicve ve mizaha yatkın diliyle İstanbul minberlerinin sevilen vaizidir aynı zamanda.

Fatih Sultan Mehmet, bazı ilim adamlarının tavsiyesiyle standart medrese müfredatından hendese, riyazat ve felsefe derslerini kaldırtır. Molla Lütfi, bu tuhaf karar üzerine derhal Fatih’e çıkar ve ‘sultanım, medreselerden geometri, matematik ve felsefeyi çıkarırsanız yakında ordunuzda köprü yapacak mimar bulamazsınız. Tez bu yanlıştan dönün’ der. ‘Benim sözümün üzerine söz söylemek ha’ diyen Fatih Sultan Mehmet, Molla Lütfi’yi Sivrihisar’a sürer.

Lütfi Sivrihisar’da sürgün hayatı yaşarken Fatih Sultan Mehmet ölür. Tahta geçen Beyazıt, tüm siyasi mahkumları affeder. Bu aftan yararlanan Molla Lütfi, İstanbul’a dönmekle kalmaz; aynı zamanda medresedeki görevine de iade edilir.

Molla Lütfi, muazzam bilgisiyle yine hem öğrencilerinin hem de İstanbul ahalisinin göz bebeği olur. Cami kürsülerinden ateşli vaazlar verir.

Bu vaazlardan biri, namazın ehemmiyeti ile ilgilidir. Namaz ibadetinin bir müminin hayatında ne denli büyük bir öneme haiz olduğunu anlatan Molla Lütfi, konuşmasını şu meşhur örnekle süsler: ‘Namaz dediğin, Hazreti Ali’nin namazıdır ki, savaşta kendisine bir ok isabet ettiğinde ‘namaza durayım da, oku öyle çekin’ demiş, namazı bitirdiğinde de ‘oku çektiniz mi’ diye sormuştur. Namaz odur. Bizim namazımız bir kuru inhimaktan, bir tekrardan, eğilip kalkmaktan ibarettir.’

Benim de zaman zaman namaz için anlatmayı çok sevdiğim bir hadisedir bu. Namazın huşu içerisinde ve dünyalık her şeyi unutarak kılınması gerektiğini öğreniriz bu örnekten.

Molla Lütfi’nin vaaz ettiği o gün hoca sınıfından bir takım zevat saraya çıkarlar. Sultan Beyazıt’a ‘sultanım, Molla Lütfi namaza kuru bir tekrar, bir alışkanlık, eğilip kalkmaktan ibaret bir hadise dedi, diyerek adamcağızı şikâyet ederler.

Sultan Beyazıt için namaza edilmiş bu ağır hakaretlerin affı söz konusu değildir. Ferman buyrulur: ‘Tiz, namaz hakkında ileri geri konuşan bu zındığın mahkeme edilmesine...’

Mahkemenin kararı nettir: ‘Namazı tahkir ve tahfif suçundan Molla Lütfi nam zındığın siyaseten idamına...’

Rivayet odur ki Molla Lütfi idama götürülürken etrafına halktan pek çok insan toplaşır. Halk, çok sevdiği bu güzel adamın asılmasına razı değildir. Molla Lütfi, sokakta gördüğü herkese şöyle demektedir: ‘Hesap gününde bana şahit olun. Ben zındık değilim.’

Sonuç... Molla Lütfi önce asılır, ardından boynu vurulur. Başı ve gövdesi ayrı ayrı yerlere gömülerek ‘siyaseten idam’ kararı uygulanır.

Daha sonraları kaleme alacağı Tezakir’inde bu meseleyi detaylarıyla anlatan Şeyhülislam İbn-i Kemal, Molla Lütfi’ye haksızlık ettiklerini, kendilerinden ilim olarak katbekat üstün olan bu adamcağızı kıskandıkları için böyle çirkin bir işe sebebiyet verdiklerini itiraf edecektir.

Kimse kusura bakmasın. Bugün yaşanan bazı tekfir meselelerinin gayet çirkin şekilde Molla Lütfi hikâyesi ile birebir uygunluk gösterdiğini düşünüyorum.

Gün geçmiyor ki, ilmine saygı duyduğumuz, hocalığını takdir ettiğimiz bazı isimler birbirlerini ‘cımbızla’ tekfir etmesinler.

Allah sonumuzu hayretsin, lakin bu gidiş hiç iyi değil.

Ne diyordu Cervantes: ‘Adam namaza ileri geri laf etmiş, sen hala konuşuyon hafız. Sultanımız efendimiz doğrusunu yapmış işte. Ötesini karıştırma.’

#Mehmet Çelik
#Molla Lütfi
#Fatih Sultan Mehmet
#Hazreti Ali
9 yıl önce
Bir zındık: Molla Lütfi
Bankaların promosyonu
ABD “Bölgeden çekilirim” diyor ama bir şartı var
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm